ZAMAN MI YOKSA BİZLER Mİ DEĞİŞTİK?

ABONE OL
11:49 - 23/10/2020 11:49
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ZAMAN MI YOKSA BİZLER Mİ DEĞİŞTİK?

Memleketim Aydın’a her gidişimde doğduğum ve çocukluğumun geçtiği kentte sokak sokak dolaşıp bir şeyler ararım, ama ne aradığımı tam olarak ben de bilmem.  Özellikle sabah namazı sonrası uyuyan kentin boş sokaklarını bir gözlemci edasıyla dolaşırım. 

“Hey bak bu top koşturmaya çalıştığımız boş arsa”, 
“a bak saklambaç oyunlarında beni hiç bulamadıkları fabrika eskisi”, 
“a bak ilk âşık olduğum kızın yaşadığı ev” 

kendi kendime bunlara benzer cümleler kurarak dolaşırım. Ama  her kurduğum cümle beni daha da fazla hüzne sürükler… 

Çünkü, anılarımın kutsal yapılarının yerine şimdi duygusuz soğuk dev binalar almış. “Börekçi Zehra ninenin” bahçesinde nar ağaçları yükselen evi yok artık, çocukluğumda kovboyculuk oynadığımız küçük parkımızı büfe ve elektrik santralı koyarak katletmişler. Okuduğum, bahçesinde koştuğum ilk okulum bile yok artık, yıkıp yenisini yapmışlar… 

Sorarım “eski komşularımızdan kim var” diye, derler “artık hiçbiri kalmadı, yeni bloklarda oturanları da tanımayız”. Sorarım “Yalçın ağabeyim nerede?” derler “yaşlılar yurdunda vefat etti”, sorarım çok sevdiğim çocukluk arkadaşım Rifat nerede, derler intihar etti, sorarım şu nerede?  derler “sizlere ömür trafik kazasında…”, sorarım bu nerede? “sizlere ömür, kalp krizi…”.  

Ömür ömür de, ama bu artık her gün güneşin altında küçülen buzul parçasına benzer hale geldi. Her gün bu ömürden bir şeyler kopuyor ve gittikçe küçülüyor…  Özellikle uzun yıllardır yurt dışında yaşayan bizler, eskilere takılıp kalıyoruz ve her yurda gelişimizde geçmişimizle hesaplaşıyoruz… Aradığımızı bulamayınca hüzne kapılıyor ve bu kayıplarımızı sözüm ona “acı gurbet” e bağlıyoruz. Sanki yurtta kalsaydık bu kayıplarımız olmayacakmış gibi…

Bu bizim iş “bayramların eski tadı yok” muhabbetine benziyor. Bayramlar aynı, şu an çocuk olanlar belki aynı zevki alıyor. Kısacası değişen bayramlar değil, bizleriz… 

İki yılda bir bayram nedeniyle alınan ve baş ucuma koyarak, bayram sabahını zor beklediğim ayakkabıların bana verdiği sevinç duygusunu, acenteden yeni cip aldığımda bile tadamıyorum… 

O zamanlar âşık olduğum kızın evinin önünden “zor dostum zor sevilmeden sevmek” parçasını çalarak bir kez geçebilmek için babamın arkadaşının arabasını yıkarken, bugün vakitsizlikten otomatik yıkama tesisine bile zor girebiliyorum… 

Neler değişti? Hiçbir değişmedi, biz değiştik… 

İşi “değiştik” kelimesiyle atlatmaya çalışsak bile doğru olan cümle “yavaş yavaş yaşlanmaya başladık” olsa gerek…          

Ahmet İNCEL 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.