ZALİM KİME DENİR (II)

ABONE OL
19:02 - 01/10/2020 19:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Allah zalimi sevmez. Müslüman zalimleri ise hiç sevmez. Alnı secdeli, çenesi sakallı, başı çarşaflı nice zalim vardır. Bu sahtekâr, zalim Müslümanlar, kıyafetleriyle, girdikleri şekillerle zulümlerini gizlemeye çalışırlar. Zulümlerini gizlemekte de oldukça mahirdirler. Bu sahtekâr Müslümanlar yalanları sayesinde ayakta dururlar. Karalama kampanyasında başarılıdırlar. İftira atmak onların sanatı haline gelmiştir. Yüzleri hiç kızarmaz. Allah onları şerlerinden gerçek Müslümanları korusun… Amin…

Allah bu insanlar için bakın neler diyor. Ben aradan çıkıyorum. Allah’ın buyrukları ile sizleri baş başa bırakıyorum. Bu ayetlerin hepsini okuduğunuzda, zalimin kim olduğunu artık sizler tespit etmiş olacaksınız. Hemen kendinize çeki düzen veriniz. Zalimin tanımı sizin davranışlarınızla örtüşüyorsa tövbe ediniz, bu sıfatları başkalarında görüyorsanız hemen onlarla aranıza mesafe koyunuz, eli tesbihli ağzı dualı, alnı secdeli olsa da koyunuz:

-„Öncelikle; ALLAH’IN âyetlerini yalanlayanlar, ALLAH’a iftira atıp ALLAH adına yalan söyleyenler zâlimlerdir.” (Yunus 17; Hûd 18; Saf 7)

-„Şirk en büyük zulümdür; ALLAH’a şirk koşanlar ise en büyük zâlimlerdir.” (Lokman 13) -„ALLAH’ın mescitlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışanlar da zalimlerdir.” (Bakara 114)

ALLAH Teâla, zalimleri dost edinmeyi de ‘zalimlik’ olarak nitelemektedir

-„Kur’ân’a göre, babamız veya kardeşlerimiz bile olsa zalimlere dost olmak, zalimliktir.” (Tevbe 23)
-“Sakın ola ki, ALLAH’ı, zâlimlerin yaptıklarından habersiz sanmayın!” (İbrahim 42) “ALLAH o zâlimlerin kimler olduklarını ve neler yaptıklarını elbette bilendir” (Bakara 95, 246; En’am 58)

-“ALLAH zâlimleri sevmez.” (Âl-i İmran 57, 140; Şûra 40)

Zalimler, ALLAH’ın sevgisinden mahrum kalırlar; bu en büyük mahrumiyettir

– “Zâlimler asla iflah olmazlar” (En’am 21, 135; Kasas 37)

-“ALLAH zâlimler topluluğunu doğru yola iletmez” (Bakara 258; Maide 51; En’am 144; Tevbe 109; Yusuf 23; Kasas 50; Ahkaf 10)

-“ALLAH zâlimlerden intikam alır” (Secde 22)

-“ALLAH’ın lâneti zâlimlerin üzerinedir” (A’raf 44; Hûd 18; Gafir 52)

-„ALLAH “zalimleri mutlaka helâk eder.” (İbrahim 14; En’am 47; Kasas 59)

Ancak, ALLAH sadece batıl inançları nedeniyle bir toplumu helak etmez; buna zulmün de eklenmesi gerekir Bir kelâm-ı kibar vardır; “küfür ve putperestlikle iktidar olunabilir, ancak adaletsizlik ve zulümle asla!”

-„Ama yine, ALLAH, zulüm yapsalar da bir kavmi hemen helak etmeyebilir; zira ALLAH zalimlere süre verir.” (Hûd 100-102; İbrahim 42-43; Nahl 61)

-„Eğer ALLAH insanları, haksızlıkları ve zulümleri yüzünden cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı.” (Nahl 61; Fâtır 45)

-“De ki: Üstünüzden veya ayaklarınızın altından size azap göndermeye ya da sizi muhalif topluluklara bölüp bir bölümünüzün hıncını diğer bir bölümünüze tattırmaya kadir olan O’dur” (En’am 65)

“Yukarıdan gelen azap yöneticilerin ve soyluların zulmüdür; aşağıdan gelen azap ise kölelerin ve alt tabakanın şiddet ve zulmüdür” (Mazharuddin Sıddıki, Kur’ân’da Tarih Kavramı, Pınar Yay, s 30)

Bir toplumun bu tür azapları ve nihayet helaki hak etmesinin nedenleri arasında en çok dikkatimizi çeken olumsuzluk ise şu ayette tasvir ediliyor:

-“Biz bir ülkeyi helak etmeyi irade ettiğimiz zaman, o ülkenin bolluk içinde kolay yaşamaya alışmış seçkinlerine son uyarılarımızı göndeririz ve (eğer) onlar taşkınca yaşamaya devam ederlerse cezalandırıcı hüküm artık o toplum için kaçınılmaz olur Biz de orayı darmadağın ederiz” (İsra 16)

Ayet mealinde yer alan ‘mütreflere son uyarılarımızı göndeririz’ ifadesi, Fahrettin Razi tefsirinde ‘mütreflerin yani bolluk ve refah içinde yaşamaya alışmış kimselerin sayısını artırırız’ biçiminde açıklanmıştır İşte bu yorum üzerinde ciddiyetle düşünülmelidir:

Bir eli yağda, bir eli balda lüks ve refah içinde yaşayan kesimin bu yaşam biçimlerini sürdürebilmeleri ve sayısal olarak çoğalmaları, o toplumda haksız kazancın, vurgun, soygun ve talanın artarak devam etmesi demektir Bu durumda ise toplum sınıfları arasındaki uçurum derinleşecek, mütreflerin zorbalığı şiddetlenirken alt tabakanın isyanı da aynı oranda şiddetlenecektir Toplum ‘üstten’ ve ‘alttan’ gelen azaplarla sarsılacak, toplum kesimleri birbirlerine ‘hınçlarını’ tattırmaya yönelecek ve böylece ‘helak hak edilmiş’ olacaktır

İşin ilginç olan bir başka yanı da, zorbaların kendilerini ‘yenilmez’ ve ‘yıkılmaz’ zannetmeleridir Oysa tarih nice güçlü, kudretli milletlerin, devletlerin çöküşüne tanık olmuştur:

-“Ad kavmi de yeryüzünde haksızca büyüklük taslamış ve ‘bizden daha kuvvetli kim var?’ demişlerdi” (Fussilet 15)

-“Biz bunlardan önce nice kuşaklar helak ettik ki, onlar zorbaca yakalamak (baskı ve şiddet uygulamak) bakımından kendilerinden daha üstündüler; onlar bütün rızk yollarını tutmuşlar (ya da ölümden kurtulmak için kaçacak delikler aramışlar)dı Var mı kaçacak bir yer?” (Kaf 50/36)

Bu ayetler, sadece ‘ezici fizik güçlerine’ dayanarak ayakta kalacaklarını zanneden zorbalara ilahî bir tokattır Zira zulüm, hiçbir zaman pâyidâr olmaz Dolayısıyla;

-“Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılâba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir” (Şuara 227)

-„İnkârcı zâlimlerin ise, “canı cehenneme!” (Mü’minun 41) onlar “cehennem odunu olacaklardır!” (Cin 15)

-„Onların azabı, “acı bir azaptır” (İnsan 31);

-“kalıcı bir azaptır” (Şûra 45)

-„Ve o zâlimler, azabı gördüklerinde; “geri dönmeye bir yol var mı?” (Şûra 44) diyeceklerdir

-„O gün artık çok geçtir; orada o zalimlerin imdadına yetişecek hiçbir kimse de yoktur .” (Bakara 270; Âl-i İmran 192; Mâide 72; Hac 71; Rum 29)

Şimdi tevbe edip zulümden vazgeçecekler içinse vakit vardır; af ve mağfiret kapısı da açıktır!

“Rabbimiz, bizi zâlimler topluluğuyla birlikte kılma/sayma!” (A’raf 40, 150)

“Rabbimiz, bizi bu zulmedenler topluluğuna dâhil etme!” (Mü’minun 94) Âmîn!

-„Ve dedik ki: “Ey Adem, sen ve eşin cennette yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.” (2/35)

-„Hani Musa ile kırk gece için sözleşmiştik. Ama sonra siz, onun arkasından buzağıyı (tanrı) edinmiş ve (böylece) zalimler olmuştunuz.” (2/51)

-„Ama zulmedenler, kendilerine söylenen sözü bir başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, üzerlerine gökten iğrenç bir azab indirdik. „ (2/59)

-„„Andolsun, Musa size apaçık belgelerle geldi. Sonra siz onun arkasından buzağıyı (tanrı) edindiniz. İşte siz (böyle) zalimlersiniz.” (2/92)

-„Oysa onlar, önceden ellerinin takdim ettiklerinden dolayı onu (ölümü) hiçbir zaman kesin olarak dilemiyeceklerdir. Allah, zalimleri bilendir.” (2/95)

-„Allah’ın mescidlerinde O’nun isminin anılmasını engelleyen ve bunların yıkılmasına çaba harcayandan daha zalim kim olabilir? Onların (durumu) içlerine korkarak girmekten başkası değildir. Onlar için dünyada bir aşağılanma, ahirette büyük bir azab vardır. (2/114)

„Hani Rabbi, İbrahim’i birtakım kelimelerle denemişti. O da (istenenleri) tam olarak yerine getirmişti. (O zaman Allah İbrahim’e): “Seni şüphesiz insanlara imam kılacağım” dedi. (İbrahim) “Ya soyumdan olanlar?” deyince (Allah) “Zalimler benim ahdime erişemez” dedi. (2/124)

-„Yoksa siz, gerçekten İbrahim’in, İsmail’in, İshak’ın, Yakub’un ve torunlarının Yahudi veya Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: “Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı? Allah’tan kendisinde olan bir şehadeti gizleyenden daha zalim olan kimdir? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.” (2/140)

-„Andolsun, kendilerine kitap verilenlere her ayeti (delili) getirsen, yine onlar senin kıblene uymaz; sen de onların kıblelerine uyacak değilsin. Onlardan bir kısmı, bir kısmının kıblesine (bile) uymaz. Andolsun, eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olursan, o zaman gerçekten zalimlerden olursun.” (2/145)

-„Boşanma iki defadır. (Sonra) Ya iyilikle tutmak veya güzellikle bırakmak (gerekir). Onlara (kadınlara) verdiğiniz bir şeyi geri almanız size helal değildir; ancak ikisinin Allah’ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korkmuş olmaları (durumu başka). Eğer ikisinin Allah’ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korkarsanız, bu durumda (kadının) fidye vermesinde ikisi için de günah yoktur. İşte bunlar, Allah’ın sınırlarıdır; onlara tecavüz etmeyin. Kim Allah’ın sınırlarına tecavüz ederse, onlar zalimlerin ta kendileridir.” (2/229)

-„Musa’dan sonra İsrailoğullarının önde gelenlerini görmedin mi? Hani, peygamberlerinden birine: “Bize bir melik gönder de Allah yolunda savaşalım” demişlerdi, O: “Ya üzerinize savaş yazıldığı halde savaşmayacak olursanız?” demişti. “Bize ne oluyor ki Allah yolunda savaşmayalım? Ki biz yurdumuzdan çıkarıldık ve çocuklarımızdan (uzaklaştırıldık.)” demişlerdi. Ama onlara savaş yazıldığı (öngörüldüğü) zaman, az bir kısmı hariç yüz çevirdiler. Allah zalimleri bilir.” (2/246)

-„Allah, kendisine mülk verdi, diye Rabbi konusunda İbrahim’le tartışmaya gireni görmedin mi? Hani İbrahim: “Benim Rabbim diriltir ve öldürür” demişti; o da: “Ben de öldürür ve diriltirim” demişti. (O zaman) İbrahim: “Şüphe yok, Allah güneşi doğudan getirir, (hadi) sen de onu batıdan getir” deyince, o inkârcı böylece afallayıp kalmıştı. Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” (2/258)

-„İman edip salih amellerde bulunanların ecirleri eksiksiz ödenecektir. Allah, zalim olanları sevmez.” (3/57)

-„Artık bundan sonra kim Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzerse, işte onlar, zalim olanlardır. (3/94)

-„(Allah’ın) Onların tevbelerini kabul etmesi veya zalim olduklarından dolayı azablandırması işinden sana bir şey (sorumluluk ve görev) yoktur.” (3/128)

-„Kendisi hakkında hiçbir delil indirmediği şeyi Allah’a ortak koştuklarından dolayı küfredenlerin kalplerine korku salacağız. Onların barınma yerleri ateştir. Zalimlerin konaklama yeri ne kötüdür. (3/151)

-„Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize katından bir yardım eden yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?” (4/75)

-„Biz onda, onların üzerine yazdık: Can’a can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve (bütün) yaralara (karşılık da) kısas vardır. Ama kim bunu sadaka olarak bağışlarsa o kendisi için bir keffarettir. Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, zalim olanlardır.” (5/45)

-„Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.” (5/51)

-„Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Hiç şüphesiz o zalimler kurtuluşa eremezler. „(6/21)

-„Kesin olarak biliyoruz ki, onların söyledikleri seni gerçekten üzüyor. Doğrusu onlar, seni yalanlamıyorlar, ancak zalimler, Allah’ın ayetlerini inkar ediyorlar.” (6/33)

-„Sabah akşam -O’nun yüzünü (rızasını) dileyerek- Rablerine dua edenleri kovma. Onların hesabından senin üzerinde birşey (yükümlülük), senin hesabından da bir şey (yükümlülük) yoktur ki onları kovman gereksin. Yoksa zalimlerden olursun.” (6/52)

Rüştü Kam

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.