YÖNETİLEMEYEN TÜRKİYE Mİ?

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Her ülke; her konuda Türkiye’ye akıl vermeye devam ediyor.
Bu ülkenin aydınlarının proje sahiplerinin ülkeyi yönetenler nezdinde hiçbir değeri yok, itibarı yok. Şarlatanlar, işbirlikçiler, ajanlar ise TV ekranlarında, Gazete köşelerinde zehir kusmaya devam ediyor.

Görüş, düşünce açıklayanlar; yabancı olunca ise akan sular duruyor.

Bakın; Dış Güvenlik konusunun NATO’ya dolayısıyla ABD’ye ve AGİT’e devredilmesinden itibaren, eğitim, sanat, kültür konuları UNESCO’ya, insan hakları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne, Siyasi, kültürel, sosyal ekonomik yapılanmalar ihracat/ithalat işleri AB, IMF ve Dünya Bankası’na endekslendi.

Ülke yönetimi ne yazık ki bunlarla yürütülebiliyor. Yani bunların ABD, IMF, AGİT ve Avrupa Birliği’nin öneri, proje ve taleplerine göre yürütülüyor.

Din ve dini özgürlükler konusunda da AB ve ABD ahkam kesmeye devam ediyor

Ne lakası varsa ABD: Türban yasağı devam ediyor diyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı yıllık dini özgürlükler raporunu yayınladı…Raporda her ülke tek tek yer alırken, Türkiye’de değinilen en dikkat çekici madde ise kamu kuruluşları ve üniversitelerdeki türban yasağı oldu… ABD raporda, Avrupa kıtasında artan Müslüman karşıtlığına dikkat çekti…

ABD Dışişleri Bakanlığı 2010 yılı dini özgürlükler raporunu basın toplantısıyla açıkladı.

Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın açıkladığı raporda, Türkiye bölümüne geniş yer ayrıldı.

Türkiye’deki dini özgürlükler konusunda raporda dikkat çeken maddelerden biri de, son günlerin çokça tartışılan konusu türban yasağı.

Hükümetin laik devlet olgusunu korumak adına hala, kamu binaları ve üniversitelerde türbanlı öğrencilerin derslere giremedikleri belirtildi. Ancak yasağa rağmen bazı üniversite ve kamu kuruluşlarının kendi insiyatiflerini kullanarak, türbana izin verdikleri raporda yer aldı.

Toplumun bazı kesimlerinde anti-semitizmin devam ettiği açıklanırken, özellikle Alevilik gibi mezheplere ayrımcılık yapıldığı vurgulandı.

Nufüs kağıdındaki din ibaresini kaldırılmasını talep edenlerin zorluklarla karşılaştığı, bu ibarenin ayrımcılığa ve toplumsal tacize yol açtığı belirtildi.

8 yıllık zorunlu ilköğretim müfedatında, Alevi vatandaşların mezheplerinin ders kitaplarında yer alması talebinin kabul edildiği, fakat Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kitaplara basılan bilgilerin yetersiz ve yanlış olduğunu belirten Alevi vatandaşların bulunduğuna da dikkat çekildi.

ABD Dışişleri’nin raporunun Türkiye kısmında değinilen bir başka konu da imam hatip liseleriydi. İmam hatip lisesi mezunlarının üniversiteye girişte ilahiyat fakültesi dışındaki tercihlerinde puan düşürülmeye devam edildiği yer aldı.

Düşürülen puanlar nedeniyle imam hatip mezunlarının ilahiyat dışındaki bölümlere giremediği belirtildi.

Raporda dikkat çeken bir başka ayrıntı ise, tarikat ve cemaatler oldu. 1925 yılında yasaklanmış olmasına rağmen, son zamanlarda toplumun bazı kesimlerinin tarikat ve cemaatlerle ilişkilerini devam ettirdiği yazıldı.

Ordudan aşırı dini görüşe sahip olanların görevlerinden ihraç edildiği raporda yer alırken, son yıllarda bu nedenle ordudan ihraç edilenlerin sayısında gözle görülür bir düşü yaşandığı belirtildi.

Raporda eleştirilenlerin başında da Avrupa’daki Müslümanların dini özgürlüklerinin kısıtlanması geliyor. Raporda, Fransa ve İsviçre’de başörtüsü ve minarelere karşı geçirilen yasalar ve yapılan referandum eleştirildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın demokrasi ve insan hakları ile ilgili üst düzey yetkilisi Michael Posner de açıklamasında, Amerikalı yetkililerin, “Avrupa’da giderek yükselen dinsel gerginlik nedeniyle kaygılı olduklarını” ifade ediyor.

Düşünün ki; Türkiye’yi yönettiğini zannettiklerine destek veren halk ise olan bitenden habersiz!

Halkı kim ya da kimler aydınlatacak?

Günün Sözü: Her kafadan bir ses çıktığın uyanığın sözü geçerli olur.

Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.