YOLA DEVAM, SATMAYA DEVAM

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Babalar gibi satarım, anasını satayım, ananı al git, bunlar karılarını bile satarlar, cümlelerinin ülke gündeminde yer aldığı bir ortamda vatanseverlerin gerçekleri dile getirmesi bir anlam ifade etmiyor artık…

Bakın Türkiye sathı mahallinde Türk markalı şirketler nerdeyse yok gibi. Tamamen yabancılara devredilen şirketler gibi yabancı malların açık pazarı haline dönüştürülen bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız.

Türkiye’nin yer altı ve yerüstü tüm kaynakları, büyük dev şirketleri birer birer elden çıkıyor. Son olarak ta Petrol Ofisi yabancıların eline geçti.

Avusturyalı enerji şirketi OMV, Doğan Holding’in Petrol Ofisi A.Ş.’deki (POAŞ) yüzde 54.17’lik hissesini satın alıyor. OMV, böylece POAŞ’daki hisse oranını yüzde 41.58’den yüzde 95.75’e çıkarıyor.

OVM’den yapılan açıklamada ise, satın alma kararının Türkiye’de entegre büyümenin devamlılığı için güçlü bir adım olduğu vurgulanıyor ve Türkiye operasyonunun zengin kaynaklara sahip Hazar Bölgesi ve Ortadoğu’ya erişimde stratejik köprü olarak konumlandırılmasının planlandığı belirtiliyor.

OMV CEO’su Wolfgang Ruttenstorfer diyor ki; “Tüm Petrol Ofisi çalışanları ile iyi bir iş birliği içinde olmayı amaçlıyoruz. Petrol Ofisi marka bilinirliliği, sektöründeki köklü geçmişi ile Türkiye’nin lider şirketlerinden biridir. Biz şirketin bu başarı öyküsünü devam ettirecek olmaktan gurur duyuyoruz ve şirketin Türkiye’deki konumunu güçlendirerek bölge ekonomisinin gelişimine katkı sağlamayı hedefliyoruz.”

Merkezi İstanbul’da bulunan Petrol Ofisi A.Ş (POAŞ), Türkiye pazarında yüzde 27’lik payına ve 2009’da 7.4 milyon ton satış hacmine sahip. Şirket, yaklaşık 1 milyon metreküp depolama kapasitesiyle de dikkat çekiyor. Bu kapasite Türkiye’nin toplam depolama kapasitesinin yüzde 25’ini oluşturuyor. PO 2009 yılı sonu itibariyla 2.500 akaryakıt istasyonuna ve 1.000 çalışana sahip.

Çinli Hisense Türkiye’ye Anadolu Grubu’yla girdi
Ev elektroniğinde Samsung’un 4 yıl Türkiye distribötürlüğünü yürüten Anadolu Grubu, geçtiğimiz ilkbahar bu şirketle yollarını ayırmıştı. Anadolu Grubu’nun son hamlesi Çinli Hisense ile işbirliği oldu. Nisan ayından bu yana Çinli şirketle süren temaslar sonunda atılan imzaların ardından Hisense marka televizyonlar Türkiye’de satışa çıkıyor.

Anadolu Grubu yeni kurduğu Antek Elektronik adlı şirket ile Hisense marka LCD ve plazma tipi televizyonların Türkiye distribötürlüğüne başlıyor. Anadolu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, Hisense’nin Çin’in en büyük TV üreticisi olduğunu belirterek, ‘Yaygın bir satış ağı var. Altyapıyı hazırlıyoruz. Birkaç ay içinde tanıtım kampanyalarına başlarız’ diyor..

Hisense ürünleri 130 ülkede satılıyor ve yıllık ciro 8 milyar doları buluyor

2010’daki kamu borcu artıyor.
Merkezi Yönetim borç istatistiklerine göre eylül ayı itibarıyla toplam borç stoku 461 milyar TL’ye yükselmiş. Geçen yıl sonunda bu rakamın 442 milyar TL seviyesinde olduğu göz önüne alındığında, kamu maliyesinde son dönemde görülen iyileşmenin henüz nominal borç verilerine yansımadığı söylenebilir. Ancak ekonomideki toparlanma göz önüne alındığında, GSYH oranı olarak kamu borcunda, kriz önceki seviyelere doğru istikrarlı bir düzelme trendi olduğu görülüyor.

Net borçlanma kriz döneminde hızla yükselirken, 2009 sonundan bu yana hızla azalıyor. 2009 sonunda 50 milyar TL’lik net iç borçlanma yapılırken, şimdi 26 milyar TL’ye düştü. Hazine programına göre 2010 için 43 milyar TL net iç borçlanma hedeflenmişti. Krizle azalan özelleştirme gelirleri de artışa geçerek borçlanma baskısını hafifletiyor.

Açıklanan Merkezi Yönetim borç istatistiklerine göre toplam borç stoku eylül ayı itibarıyla 460.7 milyar TL’ye ulaşmış. Bu rakam tahmini olarak GSYH’nın yüzde 43’üne denk geliyor.

Özetle, kamu borcunda devam eden bütçe açıklarının etkisi ile nominal borç seviyesi artarken, kamu maliyesindeki toparlanma ve büyüme sonucunda GSYH oranı olarak borç seviyesi istikrarlı bir şekilde düşüyor. Aynı zamanda, sabit faizli borçlanmanın ağırlığının artması ve ortalama vadenin uzaması iç borçta faiz riskini azaltırken, dış borç stokunun ve dövize bağlı iç borcun hızlı bir şekilde azalması da döviz riskini azaltıyor.

Toplam borç stokunda AB kriterlerinin yüzde 60 olduğunu ve çoğu Avrupa ülkesinin bu kriteri tutturamadığını hatırlarsak, kamu borcunda oldukça sarsıcı bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu söylemek mümkün.

2011 bütçe planlamalarına bakıldığında yine belirsizliği görmek mümkün.!

Günün Sözü: geleceğini güvence almak istiyorsan temkinli ol.

Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.