0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

YİRRİİİ YİR DEĞİL

Almanya’ya gelen gurbetçiler sadece iş gücü olarak değil bunun yanında, zaman içerisinde Beslenme alışkanlıklarını kültürlerini ve gelenek göreneklerini de Avrupa’ya taşıdılar. Mesela Arap asılılar hurma ve acur (küçük yeşil salatalık) Arafat’ın şalını buraya taşırken Anadolu insanı çok geniş olan mutfağını, düğünlerini ibadet yerlerini, gıdalarını kültürlerini de buraya taşıdılar.

Nüfusları Almanya’da çoğalınca iki ülke arasında ticari bir köprüde oluştu,1980 li yılarda birçok texitil makina firması Türkiye’nin değişik yerlerinde fabrikalar kurdular. 

Kayseri’de bir aile işletmesi olan bir firma, yeni texitil makinaları almak için, gerekli araç gereçleri temin etmesi için, biraz İngilizce bilen küçük kardeşlerini, Yurt dışına yolladılar. Cebine de yüklü bir para ile Almanya’ya gelen Kayserili iş adamı, Almanya’yı görünce güzel yermiş her şey yolunda giderse, yarın gider iş görüşmelerimi yaparım diye düşündü. Parası çoktu çat pat İngilizcede biliyordu. Güzel bir otele yerleşti, Otelin Restoranına inip, sofrasının donatılmasını istedi. 

Değişik yemekler, içeceklerle masası donatıldı, nede olsa fabrikatördü, yedi içti, garsonlar için bol miktarda bahşişini bırakıp, odasına çıktı, her şey çok güzel havası da yerindeydi, nede olsa memlekette sayılı bir ailenin çocuğu, fabrikalar olan, herkes tarafından saygınlık gören biriydi. İkinci gün görüşmelerini yaptı, makinaları temin etmesi bir haftadan fazla sürecekti, bekler makinaları beraber alır giderim dedi. Ön ödemeyi yaptı, gerisini sipariş bitiminde verecekti.

Tekrar otele döndü masaya yemekler, içkiler ısmarladı, yan masada güzel bir bayan onu kesiyordu, Adamın bonkerliği kadının dikkatini çekmişti.

Bir ara kadınla göz göze geldi, kadının olduğu masaya da bir şeyler yolladı, havası hiç buradaki gurbetçi Türklere benzemiyordu günde öyle geçti, üçüncü gün o tanıştığı bayanla takılmaya başladı, Bayan da çok gösterişli, güzel bir sarışın, kendisini de fabrikatör olarak tanıtı ya “Kadın ikinci gün, bugün Spielcasino’ya gidelim mi dedi.

Bizim texitilci teklifi kabul etti gün texitil makinaları almak için ayırdığı paralarının hepsini orda kumara bastı ve hepsini kayıp etti, şeytana uymuştu, tekrar otele döndü, cebinde beş parası kalmamıştı, zaten kaç gündür otele dünya kadar hesap ödemiş, üstüne üstlük otelin Casinosunda tüm parasını kumara basmıştı, ne olacak, beni zaten tanıyorlar, Kayseri’yi ararım, parayı düşürdüm derim, abilerim bana tekrar para yolarlar, bunlarda beni birkaç gün idare ederler herhalde diye düşünüyordu.

Gelen garsona bildiği yarım İngilizceyle olayı anlatı; Garson şefine haber verdi, şef olmaz kimseye veresiye veremeyiz, eşyalarını toplasın dedi.

Adam çaresiz eşyalarını topladı, çantasını eline aldı otelin dışına çıkıp kendi kendine hayıflanıp, Ahhh ulaan ahh deyip bir iç çekti. Memlekette olsam Hööööt desem, beş gardaşım yanımda biterdi dedi. Emmme burası, yeriii yer deegill, gardasını aldığım deyip, Berlin sokaklarında bir hemşeri aramaya koyuldu.

Ali Sönmez