0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bu hafta sonu İstanbul Atatürk Havalimanı ve İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda yurt dışında yaşayanlar için kurulan seçim sandıklarının yanından geçerken, yine içim burkuldu. Bu seçimde de geçerli Türk pasaportum olmadığından ve sadece Türk nüfus cüzdanının oy kullanma için yeterli olamaması dolayısıyla oy kullanamadım. Gerçi hala kafamda hangi partiye oy verirdim konusunda karar veremedim. Ama yine de burukluk hissettim.

Uçaktan inenlerin de seçim sandıkları önünde uzun kuyruklar oluşturduğunu da gözlemlemedim. Gurbetçi uçaktan inince bavulunun peşinde veya bağlantılı uçakla memleketine nasıl ulaşacağının peşinde oluyor. Oy kullanmak bu telaş içerinde hiç de cazip gelmiyor,sadece gerçekten de kendini politik olarak angaje etmiş insanlar oy kullanıyor. Normal vatandaş bir an önce havalimanındaki işini bitirip, varacağı yere varmak istiyor. Yani işsizlikten can sıkıntısıyla birbirleriyle şakalaşan memurların beklediği gümrük seçim sandıkları hiç de cazip bir uygulama değil.

Bu hava limanlarında ve diğer gümrüklerde oy kullanma işlemi bana hep avutma gibi gelmiştir. Bunca yıldır iktidara gelip giden partiler gibi AKP de bu konuda gurbetçiyi ciddiye almadı. Bunca yıldır iktidarda oldukları halde, son anda yurt dışında sandıklar kurulması konusuna el attı. Tabii yarım ağızla yapılan bu girişimin gerçekleşememesinin günah keçisi olarak ta Yüksek Seçim Kurulu gösterildi.

Kısacası, bir Bosna bir Irak kadar olamadık. Bu ülke vatandaşları savaştan yarım yıl kadar sonrası yurt dışında oy kullanabildiler. Bazı AKP ve SP yanlısı kuruluşlar yine turistik oy kullanma turlarına rağbet ederken. gurbette, 1980 öncesi klasik sol siyasi görüşü koruyan bir sol kesim CHP ve ülkücüler MHP için oy kullanamayıp olanları elleri kolları bağlı seyretmek zorunda kalıyorlar. Bu yarım demokrasidir, yurt dışındaki milyonlarca seçmeni göz ardı eden demokrasi tam demokrasi olamaz…

“Hayaldi gerçek oldu” sloganıyla seçim propagandası yapan AKP de geçen dönemlerdeki iktidar partileri gibi gurbetçinin oy kullanma hakkını hayal olarak bıraktı…

Ahmet İNCEL