YILLAR GEÇİYOR DERKEN 2015’E GİRERKEN
Dünya şu günlerde yeni bir yılı daha karşılamaya hazırlanıyor. Önce Hristiyanlık Alemi dini bayramı olan Weichnachten’ı kutlayacak. Biz de buradan Alman hemşerilerimizin dini bayramlarını huzur içinde geçirmelerini diliyoruz.
2014’ü de birkaç gün sonra günahıyla, sevabıyla, insanlığa getirdikleri ve götürdükleriyle birlikte geride bırakacağız. 2014 te sevindiğimiz günler oldu. Hüzünlü anlar yaşadık. Kimileri yeni bir iş buldu, kimileri işini veya eşini kaybetti. Bazıları evlendi, kimileri boşandı. Kimilerinin ise rüyası gerçekleşti, kimileri hayal kırıklığına uğradı ve kimileri de aramızdan ayrıldı. Tüm bunlar köprünün altında geçen su gibi bir daha gelmeyecek şekilde akıp giden yılların beraberlerinde getirdikleri kaçınılmaz şeyler, diğer bir deyişle hayatın cilveleri.
2015’e girerken çeşitli duygular içindeyiz. Hepimizin birbirinden farklı umutları ve beklentileri var. Her şeyden önce 2015’in bizlere barışçıl günler getirmesini umuyoruz. Almanya’da dinlerarası diyaloğun gelişmesini ve bu ülkede yaşayan Müslüman vatandaşlar olarak bizlerin, hepimizin bazı aşırı sağcı uçlar tarafından şiddet yanlısı olarak gösterilmesini kınıyoruz. Belki yollarımız, belki görüşlerimiz, düşüncelerimiz ve dinlerimiz ayrı ama Hristiyan olsun Müslüman olsun hepimizin ortak amacı; kardeşçe, hep beraber mutluluğu yakalamak ve barışçıl bir dünyada yaşamak. Bu umut ve dileklerimizi yeni yıla, 2015 e taşıyacağız, çünkü umut olmasa hayatta olmaz!.. Bunu içindir ki, insanoğlu yeni bir yıla hep yeni umutlarla girer.
Hayat bazen zor olsa da yaşamaya değer. Yaşamda üzüntü gibi sevinç, kaybetmek gibi kazanmak, açlık gibi bolluk ve iyilik gibi kötülük te var. Yaşam bazen aydınlıkta kimi zaman da karanlıkta sürdürülen bir yolculuktur.. Güçlü ve zayıf olan yanlarımız var. Her ikisine de sahibiz, çünkü yaşam her ikisini de içeriyor. İçimizde kazanma gibi kaybettiğimiz şeylere katlanma gücünü de barındırıyoruz. Bedenimizde hisseden bazen bizi karşı cinse büyük bir tutkuyla bağlayan bir de kalp taşıyoruz. Yaşamı değerli kılan şeylerden en önemlisi zorluklara karşı koyma gücümüzün olması.. Bu güçte ancak karşı-karşıya kaldığımız zorlukları yenerek büyür. İnsan maddi ve manevi birtakım değerlerini kaybedebilir, aşk acısı çekip ya da bir yakınını yitip, üzülerek bir boşluğa düşebilir. Her ne olursa olsun; hayatın fırtınalı günlerine karşı koymalıyız. Rüzgâra, soğuğa ve karanlığa yaşamın zorluklarına karşı insan dayanıklı olmalı! Eğer fırtına çok güçlü esiyorsa, ayağımızla yere daha sağlam basmalıyız, çünkü fırtınalı günler aslında bizi önünde sürüklenmeyi değil, bilakis, daha güçlü olmamızı öğretir. Güçlü olmak demek; ne kadar bitkin olsan da hedefe doğru bir adım daha atman demektir. Güçlü olmak demek; bedenini endişe karanlığı sarsa bile bir çözüm yolu aramak demektir. Güçlü olmak demek; her kalp atışında ve güneşin her yeni doğuşunda umuda sım-sıkı sarılmak demektir.
‘’Gelen, gideni aratır’’ denir. Ama yine de 2015 umutla girilen bir ‘Umut Yılı’ olması dileğiyle hepimizin yeni yılı ; hedefe, umuda ve güneşin yeniden doğuşuna karşı atılan adımlarla dolu olsun.
Rıza Almalı
