YILIN DURUŞMASI

ABONE OL
18:50 - 01/10/2020 18:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Neonazi Yeraltı Örgütünün sekizi Türk, on cinayetin duruşması Nisan ayında başlayacak. Bu duruşma şimdiye kadar görülmüş vakalar gibi normal, alışılmış bir olay değil.

Örgüt banka soygunları ve cinayetleri devlete meydan okur gibi hep karakollara yakın yerleri seçmiş.
Çağın duruşması RAF örgütü sol görüşlü teröristlerdi. Üyeleri yüksek tahsil yapmış, disiplinle büyütülmüş gençlerdi. Babalarına karşı isyanı devlete yönlendirmişlerdi.
Neonazi cinayetleri yalnız Türklerin içinde yara açmadı, Almanları da şaşkına çevirdi. Tarih mahkemeye çıkacak, Dünya parmağını Almanya’ya çevirip işaret edecek. Görülmemiş bir duruşma olacağı bilindiği için sorumlular şimdiden organizeye başladı. Salonun kapasitesi göz önünde tutularak yerler ona göre ayrılıyor. Türk basınına ayrılacak yerlerin korunması dahi gündemde.
Değerli basın mensuplarına zamanında hareket etmelerini öneriyorum. Kurbanların yakınlarından başka Türk temsilcilikleri iyi takip etmelidir. Böylesine duygu yüklü, yaslı insanların bulunduğu bu salona dünya bakacak. Geçmişiyle negatif yüklü ülkede her söylenen söz, her yapılan hata geri tepecek, yankı yapacak. Bu nedenle büyük titizlikle seçilen yargı üyelerinin işi çok zor. Münih Yüksek Mahkemesi hâkimleri politik, adalet, organize ve insanlık beklentileri altında görevlerini yapacak. Toplumun kafasındaki soru, bugün bütün bu olanlardan sonra sağcılardan gelen teröre karşı savaşım ve önlemler yeterli mi?
Türk toplumu ayırımcılığa karşı mücadeleyi yerinde bulacak mı?
İyi yetişmiş, tahsilli Sarrazin’lerin dile getirmediği akademisyen gençler güvenle Almanya’yı terk etmeden yaşayabilecekler mi?
Almanya’ya sırtına dönmek zorunda kalan gençleri geri getirmek için bir çalışma olacak mı? Onları özledikleri babavatana, kendilerini daha iyi ifade ettikleri Almancaya, çocukluk ve okul hatıralarına kavuşturulup diğer Türk çocuklarını örneksiz bırakmayacak çalışmalar yapılıyor mu?
Türk vatandaşlığını bırakması zorlanmadan gençlere verilmesi gereken alman vatandaşlığı bu soruna çözüm anahtarı olabilir. Geleceklerini seçme hakkına sahip olup, her iki ülke onların beceri ve diplomalarından faydalanabilir.
488 sayfalık iddianame mahkemeye sunulurken basın ne kadarını duyacak bilmiyoruz. Beate Zschäpe’nin Kumpane Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos’a yardım ettiği, kendisinin bizzat cinayet işlemediği basından öğrendiğimiz. Arkasındakiler bilinmeden, çözülmeden üç teröriste örgüt demek de riziko olacak.
Beş meslekten gelen hâkime, iki de halkı temsil eden hâkim katılacak. Kamunun beklentisini karşılayacak güç ve bilgilerine güveniliyor. Verilecek cezalar gelecekte caydırıcı olması bakımından oldukça önemlidir.
Stammheim Mahkemesi’nde olduğu gibi hâkimlerin bağırmalarına gerek yok. Davalı ve davacılara konuşma hakkı verilmeli, sonu barışa götürecek bir dava olmalı.
Mahkemede yapılacak duruşmayı toplumun takip edebilmesi için halka açık olmalı. Aynı zamanda katılanların dışardan gelebilecek saldırılardan korunması güç görünüyor.
Vurulan insanlarımız geri gelmeyecek. Emniyet görevlilerin yaptığı ihmal ve hataları yok sayılamayacak. Ama duruşma ciddi yürütülürse, mahkeme neticesi sağ teröre karşı kesin kurallar getirirse halka güven gelir. Türkler korkmadan bu ülkede yaşayabilir.
Bu nedenle bu duruşma hem devlete hem vatandaşlara verilmiş bir fırsata, şansa dönüştürülebilir.
Nürnberg Belediyesi’nin 21 Mart’ta İnsan Hakları Caddesine kurbanların anısına bir anıt, üç ağaç dikeceğini basından öğrendik. Gingko ağacı atom bombasına bile dayanmış. Anıta bütün kurbanların adı yazılacak, yalnız üç Nürnbergli kurbanlar değil.
Bu konuda gayret gösteren, anıt yapım aşamasına getiren herkesi kutluyorum. Diğer şehirlerde öldürülenler için benzer anıt yapılıp unutturulmamasını diliyorum. O gün bütün Almanya’dan katılımın çok olması bekleniyor. Neonazi cinayetlerini kınamak her vatandaşın ilk amacı olmalıdır. Onlar, sizin için öldük, vurulduk, ey halkım unutma bizi, dediler.
Hem soygunları, hem cinayetleri karakollara yakın mekânlarda yapan Neonazi yeraltı örgütü adeta devletle alay etmiş, aciz olduğunu göstermiş. Ortaya çıkarılmasındaki zorluk, normal insanların hayal sınırlarını aştığındandır. Genç Türk erkekleri çocuk yapacak yaşta, küçük esnaflar seçilmiş. Kötü işlere karışmış olabilir, önyargıdan beslenmiş.
Bu nedenle on sene gibi uzun bir süre cinayetlere devam edilmiş. Aralarında kavga, intihar olayı olmasaydı daha uzun yıllar devam edecekti.
Bu duruşmada Türk toplumunu her an negatif önyargılarla suçlayan politika ve sosyal düzen yargılanmayacak maalesef.
İyi yerlere gelmiş, sözü dinlenen kanaat öncüsü Türkler birbirini iyi desteklemeli. En güzel cevap bu ülkenin babavatanımız olduğunu göstermek, gençlerimizin her zamankinden daha çok, daha güçle, dayanışma ile başarmalarını sağlamaktır.
Düşünce, yargı ve önyargıya son biçimi veren basın ve medyada rolümüz artmalı, Almanca ve Türkçe gazete ve televizyon yayınları kaçınılmaz. Günde 15 dakika Avrupa haberle izleyiciyi kandıran, reklâmla bombardıman eden, emlâk satmaktan başka amacı olmayan, dizilerle halkımızı duygusuzlaştıran, Türkiye’den yayın yapan özel televizyonlardan kurtulmalıyız.
Tüm sorumluları göreve çağırıyorum. Almanya’yı aydınlığa biz göçmenlerin çocukları çıkaracaktır. Basın ve medyaya çok anlamlı bir görev düşüyor.
Bize çalışma imkânı veren bu ülkeye borçluyuz. Ona çok emek verdik, gelişmesini sağladık.
En zor işlerde çalıştık, sokaklarını, tuvaletlerini biz temizledik. Bu vatanın bizden daha iyi sahibi olamaz. Ona sahip çıkma görevimiz olmalı, onu kötü ellere, dillere emanet etmeyelim. Genç kuşaklar birinci nesle bunu bir borç bilmelidir.
Bu babavatan bizimdir.
Aydınlık içinde kalın!
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
Okunması gereken makale: Heinrich Wefing, “Der Prozess”, DIE ZEIT, 7 Şubat, Sayfa 1,  
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.