YIĞINAKTAKİ HATA…

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Çok eski bir askeri terimdir ve burada ” Yığınak” tan kasıt, başlangıç, planlama ve hazırlık aşamasında yapılan hatadır… Bu hataya rağmen savaş kazanılmış olabilir ama yapılan hata da savaşın sonuna kadar devam eder… Bu örneği; iç politikadan, dış politikaya ve hatta özel yaşama bile uyarlamak söz konusu olabilir… Tabii; savaş dışındaki alanlar, savaş kadar ölümcül olmadıkları için, belli bir süreç içersinde yapılan hataların düzeltilmesi de zaman, zaman mümkün olabilmektedir… Bakın, Kurt Beck zamanındaki SPD ve Hessen seçimlerine… Bu seçimlerde iki önemli “Yığınak” hatası yapılmıştı… Birincisi, Ypsilanti yönetimindeki Hessen SPD teşkilatı, belli bir koalisyon modeline seçimden önce angaje olmuş ve ” O parti ile koalisyon yapmayacağız ” diye seçmene söz vermişti… Sonunda o parti ile koalisyon yapmak zorunluluğu ortaya çıkınca da SPD karışmış ve bir sürü zik, zaklardan sonra Kurt Beck Genel Başkanlık koltuğunu kaybetmişti… Şimdi akıllanan SPD Genel Merkezi, eyaletleri, koalisyonlar konusunda serbest bırakıyor…

İkinci hata, Roland Koch’un yönetimindeki CDU Hessen, seçim sürecinde yabancı düşmanlığını körükleyecek bir kampanya yapmış, ancak bu konu, bir önceki seçimlerdekinin tam tersine, geri tepmişti… Ardından yapılan erken seçimde ise Roland Koch bu konulara hiç girmedi ve bir önceki seçime göre daha fazla oy aldı…
Şimdi bakıyorsunuz ortalıklarda ” O parti ile koalisyon yapmayacağız ” diyen hiç bir parti yokken… Birden SPD Başbakan adayı Steinmeier, ” Eyaletler, kuracakları koalisyonların nitelikleri konusunda kendileri karar verebilirler ama, Federal düzeyde Sol Parti ile koalisyon yapmayacağız ” deyiverdi…
Ortalıklarda hiç bir partinin, yabancıları hedef alan sözleri duyulmazken, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Başbakanı CDU’lu Röttgers, Romanya vatandaşlarını aşğılayıcı bir söz kaçırdı ağzından… Parti sözcüleri düzeltmeye çalıştı ama konu kamuoyuna yansımıştı bir defa…
Görüldüğü gibi, partiler zaman, zaman yaptıkları taktik hataları tekrarlamamaya özen gösterseler bile, eğer ” Herpes ” virüsü omuriliklerine yerleşmişse, (dudaklarda çıkan ucuklara neden olan virus) müsait ortamı buldukları zaman aktif hale gelebiliyor… CDU/CSU Birlik partilerine toptan bir ” Yabancı Karşıtı” damgası vurmak söz konusu olmasa bile, genelde bir “Alman Üstünlüğü” nden bahsedebilmek mümkün… Bakalım; gerek her iki blok partisinden ve gerekse diğer partilerden şu son bir haftada “Neler Duyacağız” diye beklerken araya Başbakan Angela Merkel ile, aynı kabinenin Dışişleri Bakanı ve SPD’nin Başbakan adayı Franz Walter Steinmeier’in televizyon düellosu girdi…
Kamuoyunun büyük bir bölümü, bu kapışmada eteklerdeki bütün taşların döküleceğini ve tarafların bir birine gireceği, kavgaya dönüşebilecek bir sertlikle, karşılıklı olarak bir birilerini suçlayacağı beklentisi içersindeydi… Üstüne üstlük, soruları yönelten sunucuların, canak tutucu sorular sormalarına, kışkırtmalarına, kısaca bütün çabalarına rağmen, iki katılımcıda sükünetlerini koruyarak son derece uygar bir biçimde duruşlarını ortaya koydular… İnsanın; Türk siyasetindeki uslüba bakıp imrenmemesi mümkün mü? İşte bu programdan bir gün sonra başka bir televizyon programına katılan Franz Walter Steinmeier, yöneltilen bir soru üzeri ise “Şu anda Sol Parti ile koalisyon yapmak gibi bir beklentimiz yok amacımız seçimden en güçlü parti olarak çıkmak… Seçim sonuçlarına göre durumun değerlendirilmesi, o günkü şartlara göre yapılacak…” demekle, kapıların baştan itibaren Sol Pareti’ye kapalı tutulacağı gibi bir şey söylememiş oluyor… CDU/CSU ise FDP ile koalisyon yapmayı arzuladıklarını söylemekle birlikte, onlarda seçim sonuçlarını bekliyorlar… Yani herşey olabilir… Tüm partiler “Yığınakta Hata ” yapmamaya özen gösteriyorlar…
Bir de bize bakalım…Hükümet hangi politik adımı atarsa atsın, bir süre sonra ” Yığınakta Hata ” yapmasından dolayı, bir süre sonra, ya geri adım atıyor, ya attığı adımın ismini değiştiriyor, ya ülkeyi alışılmadık biçimde geriyor veya uluslararasi ilişkileri zedeliyor… Sonuç olarak hem kendisi yıpranıyor hem ülkeyi yıpratıyor… Buyrun Davos çıkışını… İsrail ile limoni olduk… Buyrun Ermenistan görüşmelerini… Azarbeycan kamuoyunu gücendirdik… Buyrun son açılımı…Türkiye’nin yarısını temsil eden partilerle kavga… Görüşürüm, görüşmem itişmesi… Bütün bunların altında da “Ben yaptım oldu..” mantığı, diyalogsuzluk ve karşı çikabilecek tarafların nabızlarını önceden tutmamak yatıyor…
Kısacası… Gerek Federal Almanya’da ve gerekse Türkiye’de, Ekim ayı çok şeylere gebe…Bekleyip görelim…
Kalın sağlıcakla efendim…
  
M.Deniz Olcayto
 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.