YIĞINAKTA YAPILAN HATA

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Bu değimi son zamanlarda çok sık kullanır olduk. Nedenine gelince, özellikle Alman iç siyasetinde sürekli olarak bu değimi kullanmamızı gerektirecek gelişmeler oluyor da ondan.

2009 yılında CDU/CSU + FDP koalisyonu kurulurken de aynı değimi kullanmış ve daha önceki benzer koalisyon, onun siyasi liderleri ile bugünküleri karşılaştırarak ” Ne Westerwelle bir Genscher olabilir ne de Merkel bir Kohl. Onun için FDP’nin karşılanması zor ve koalisyonda sıkıntı yaratacak isteklerinden vazgeçmesi gerekir ” anlamında bir şeyler yazmıştık. Nitekim, daha koalisyon protokolünün bir basın toplantısı ile açıklanmasının hemen ardından, FDP Genel Başkanı Westerwelle ” Koalisyona 13 maddelik bir öneri ile geldik ve 13’ünü de kabul ettirdik..! ” derken, hemen, hemen aynı saatlerde CSU Genel Başkanı Seehofer ” Koalisyon görüşmelerine 13 maddelik bir öneri ile geldiler 13 madde de reddedildi..! ” açıklamasını yapıyordu.
Bu konu ile ilgili ilkyazımızda da, yığınakta hata yapıldığını bildirmiştik… ” Yığınakta hata yapmak ” ne anlama geliyor..? Bu; askeri bir terim. Yani; ” Savaşın hazırlık ve planlama safhasında yapılan bir hata, savaş kazanılsa bile, savaşın sonuna kadar sürer..! ” kuralı…
Ne yazık ki; o gün bu gün, FDP’nin ” Lobici ” isteklerinin peşine takılan CDU/CSU, her geçen gün kamuoyunda puan yitirerek bu günlere geldi. Tabii, FDP’nin hali daha da kötü bir konumda. Hatırlanacaktır, koalisyonun henüz bir yılı dolmadan, 2010’da, Federal Alman Cumhuriyeti’nin kuruluşundan ( 1949) bu yana olmamış bir şey oldu ve Cumhurbaşkanı Horst Köhler (CDU) görevinden istifa etti.
2010 yılında CDU genç ve çok önemli 6 politikacısını, Eyalet Başbakanlarını kaybetti. Aynı süreç içinde ve FDP’nin bastırması ile bazı otel ve restoran işletmecilerine vergi indirimi getirildi. Yine FDP’nin zorlaması ile ” Sağlık Reformu ” adı altında, ilaç lobisi ve hastalık kasalarını gözeten bir girişim başlatıldı. FDP’nin ” Çalışan, çalışmayandan fazla kazanmalıdır ” sloganı ile işsizlerin ve sosyal yardım alanların girdilerinde kısıtlamalara gidilmeye kalkıldı. Aslanda; bu sloganın ne gerçeklerle ne de mantıkla bir ilgisi bulunmamaktaydı ama kulağa da hoş geliyordu. Tabii ki, çalışan çalışmayandan çok kazanmalı ve zaten durum da öyle. Yani; FDP, iki kere ikinin dört ettiğini bir slogan ile açıklamış oldu.
Bu arada FDP bir inci daha yumurtladı…” Brüt girdiden daha fazla net gelir elde etmek..! “… Bu slogan da kulağa hoş geliyor ama anlamı, brüt girdilerden alınan vergilerin düşmesi demek ve bu ekonomik durumda nasıl uygulanacağı belli değil. Ardından; FDP’nin, nükleer enerji lobilerine destek amacı ile nükleer reaktörlerinin çalışma sürelerinin uzatılması geldi. Derken; Eyalet Polis Teşkilatlarının, Federal Polis Teşkilatı ile aynı çatı altında toplanması projesi gündeme geldi ve henüz askıda. CSU’nun yıldız politikacısı Karl -Theodor zu Guttenberg, mecburi askerliği kaldıran bir reform programı hazırladı ama projeyi hayata geçirmeğe, kendi siyasi hayatı yetmedi ve şimdilik o da askıda…
Özellikle; 2011’in, süper seçim yılı olması bakımından koalisyonun çizdiği zikzaklar sıklaşmaya başladı. Ama koalisyonun son çizdiği zikzak anlaşılır gibi değil. Japonya’daki, Richter ölçeğine göre, 8,9 şiddetindeki deprem ve ardından gelen korkunçTsunami’ye bir de nükleer santrallerdeki sızıntılar eklenince, Başbakan Angela Merkel, daha henüz sonbaharda alınan ve nükleer santrallerin işletme sürelerini uzatan kararı, bir borç erteleme ile ( üç aylığına) askıya alıp 7 adet eski reaktörün kapatılması gerektiğini açıkladı. Bu son zikzak, şimdiye kadar atılan birçok adımın, gerçekçi, halkın ve genel ekonomik çıkarların yararına olmadığını, belli zorlamalar ve çeşitli lobilerin baskıları ile atıldığını da, ortaya koymuş oldu…
Şimdi insanlar soruyorlar…” Madem bu reaktörlerin ömürleri dolmuş ve işletilmeleri sakıncalıydı, neden sonbaharda bu reaktörlerin işletme süreleri uzatıldı..? Eğer tersi söz konusuysa, şimdi neden kapatılma kararı alınıyor..? ” İşte..! Yığınakta yapılan hatanın bedeli, fena halde ödenmeye başlandı. Bu seçim sürecinde CDU/CSU, yapılan yanlışlıkların altında FDP’nin yattığını söyleyerek faturayı FDP’ye çıkartabilir ve zaten erime sürecine girmiş olan FDP’ye bir ” Altın Vuruş” da CDU/CSU’dan gelebilir. Ama o zaman da insanlar dönüp ” Sen koalisyonun büyük ortağı olarak, neden küçük ortağın rüzgârına kapıldın ve böylesi halkın sağlığını tehlikeye atacak girişimlere çanak tuttun..? ” diye sormazlar mı..?
CDU/CSU + FDP koalisyonu büyük ölçüde, emeklinin, işçinin, işsizin desteğini kaybetmiş durumda ve SPD’ye kaptırılan Hamburg’un ardından diğer eyaletler de seçim kuyruğuna girmiş durumda. CDU/CSU açısında bakıldığında durum fazla parlak değil ama, FDP açısından bakıldığında ise hiç parlak değil, hatta kapkara…
Kalın sağlıcakla efendim…
  
M. Deniz Olcayto   

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.