YETMEZ AMA EVET

ABONE OL
18:14 - 01/10/2020 18:14
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

YETMEZ AMA EVET


Türkiye en ilginç, ilginç olduğu kadar kirli bir seçim dönemi geçirdi
Seçimlerde devlet ve yargı yansız olması gerekirken devletin tüm olanakları sadece AKP’nin iktidarını korumak için kullanılmıştır.
Tarafsız olacağı ve anayasaya bağlı olacağına namusu ve şerefi üzerine yemin eden cumhurbaşkanı geçmişini korumak için atadığı kâğıt üzerinde başbakan gözüken Davut’un oğlu Ahmet’in yeteneksizliğini kapatma telaşıyla anayasaya çiğnemeyi, namus ve şerefi de ortadan kaldırmasının nedeni:
Suçlarının, yolsuzluklarının hesabını ödeme korkusudur.
Çünkü siyasette ”Harun olup geldiler, Karun oldular.”
Bu söz ne paralelcilerin, ne muhalefetin görüşüdür.
Bu AKP’nin Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un hafızalardan, belgelerden silinemeyen itirafıdır.
”Siyasete girdiğim bu gün servetim sadece parmağımdaki yüzüktür. Bu yüzükten fazla servetim olduğunda Recep Tayyip Erdoğan hırsızlık yapmıştır.”
Bu söz ne muhalefetin, ne Esad’ın ne de faiz lobisinindir 
Bugün dünyanın en zengin devlet yönetimindeki kişi olarak tarihe geçen Recep Tayyip Erdoğan’ın sözüdür..
İsviçre bankalarındaki sekiz ayrı hesabını ABD büyükelçileri kriptolarında yazdılar.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), AKP’nin itirazlarına anında olumlu yanıt verirken, muhalefetin tüm itirazlarını reddetti.
Ama AKP’nin amel defterinde Gezi Direnişinde öldürülen gençlerin kanı sakat kalan insanların acısı, evlatlarını kaybetmiş anaların ahı.
Asrın yolsuzluğu Deniz Feneri Yolsuzluğunun Türkiye’de kapatılmasının arsızlığı
Dört bakanın ve çocuklarının yolsuzluk ve rüşvet suçlarının kapatılmasının vebali
Başta suçu kabul ederek bakanları feda etmişken kendinin ve oğlunun yolsuzluk delilleri ortaya saçılında hesap verme korkusuyla iktidar gücüyle çark etmesinin utanmazlığı
Soma’da ve birçok maden ocağında gelecek felaketin önlenmesi mecliste iktidar oylarıyla reddedilip yüzlerce madencinin ölümünün sorumsuzluğu
Bunca yoksulluğa rağmen ihtişamın, lüksün, israfın cıvıklaşmış görgüsüzlüğü
Sırf karşı mezhep düşmanlığı nedeniyle uluslararası yasalara, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına, anayasaya rağmen terör örgütlerine gönderdiği silahlar nedeniyle savaş suçunun utancı
AKP’ye mutlaka ödetileceği kararlılığı AKP’nin çöküşü görünmekteydi.
YSK’yı, HSYK’yı Anayasa Mahkemesini siyasallaştırmalarına rağmen çöküşü çok anlamlıdır.
Camilerin çoğu, imamların çoğu hatta Diyanet İşleri Başkanlığı görmezin sayesinde siyasallaşmıştır.
Cumhurbaşkanı, başbakan, valiler, bürokratlar, emniyet güçleri bakanlar havuz medyası eşit olmayan, adil olmayan bir seçim sürecini sadece AKP’nin iktidarda kalması için açıkça çaba göstermişlerdir.
Cumhuriyet Türkiye’sinde ilk kez seçim güvenliğinden sorumlu olan Yüksek Seçim Kurulu ”Vatandaşlar oylarına sahip çıksınlar.” diyecek kadar aciz bir konuma düşmüştür.
Bu seçim bir AKP Devleti’nin her türlü hileye, usulsüzlüğe başvurmasına rağmen kendi çöküşünü engelleyememiştir.
Polislerin ve bazı AKP’lilerin plakasız arabalarının olası görevi halkın uyanıklığı sayesinde önlendi.
AKP Devleti oylarla olabilecek yenilgiye karşı her türlü önlemi, gerekirse zorbalığa bile başvuracağını deneyecektir.
AKP ve Cumhurbaşkanının mitinglerinde Suriyeli sığınmacılar AKP Belediye araçlarıyla, otobüslerle taşınarak kalabalık oluşturma aldatmacası sonucun işaretiydi.
Seçim sonuçları tüm bu eşit olmayan, yasal olmayan, ahlaki olmayan iktidar baskısına rağmen demokrasinin zaferidir.
Erdoğan ve çevresi büyük bir korku içindedirler.
Başta Erdoğan ve AKP’nin iktidarında soygundan pay alanlar hesap verme korkusunun verdiği suçluluk telaşındalar.
Bu suçluluğun verdiği korku ve telaşla her türlü çılgınlığı, hukuk ve ahlak dışı girişimlerde bulunabilir.
Şimdiye kadar gerek kişisel çıkarları gerekse kokudan yasaları çiğneme pahasına AKP yandaşlığı yapan bürokratlar, savcılar, yargıçlar, valiler, emniyet güçleri AKP’nin olası cinnetine ortak olmasınlar.
Bunun bedeli elbette ağır olur.
Bundan sonra hükümet oluşumu olasılıkları konuşulacak.
Ben ne Demirtaş’ın ne de Devlet Bahçeli’nin seçim öncesi AKP ile ortaklık kurmama sözünde durmayacaklarını hep yazdım.
Çünkü Demirtaş’ın HDP’si İmralı vesayeti altındadır, AKP iktidarını dışarıdan destekleyebilir.
Bahçeli’nin MHP’sinin özel misyonu gereği, AKP ne zaman oy desteğine gereksinim duysa MHP oylarıyla destek vermiştir.
Bekleyip göreceğiz; seçim meydanlarında verdikleri sözlerinin arkasında durup-durmayacağını onların ahlaki değerleri belirleyecektir.
Yanılmayı ülkem, insanlık ve dürüstlük adına çok isterim.
Halk kendisine verilen sözün tutulacağı inancıyla oyunu vermiştir. 
Temiz siyasetin dürüstlüğün ”ülke hükümetsiz kalmasın” bahanesiyle çiğnenerek AKP ile ortaklık kurulması hem ülkeye hem de demokrasiye zarar verir.
AKP, 17 Milyon yoksul insanı makarna ve kömürle zoraki aldığı oya rağmen çökmüştür.
AKP ve Erdoğan kaybetmiştir, Türkiye kazanmıştır.
Bu haksızlığa, hırsızlığa yasa tanımazlığa karşı halkın direniş zaferidir.
Siyasetçilerin görevi halk iradesine saygı duymaktır.

Yıldız AKALIN



Not:
Bir arkadaş, Uğur Mumcu’nun oğlu Özgür Mumcu’nun PKK’nın siyasi uzantısı HDP’ ye oy vereceğinden duyduğu üzüntüyü iletti. 
Özgür Mumcu’nun babasının izinde gitme zorunluluğu yoktur. Bence CHP’nin adaylık yanlışına tepki olarak bir tavır koymaktadır. Eskiden de Uğur Mumcu’nun ilkelerine ters yazıları da vardı. 
Uğur Mumcu başka, Özgür Mumcu başkadır. Tevfik Fikret’in oğlu papazlığı tercih etmişti. Tevfik Fikret unutulmadı ama Haluk’u kimse hatırlamaz. İnsanlar babalarının değil kendilerinin düşüncelerine göre gelecek çizerler. Uğur Mumcu teröre, yolsuzluğa, hukuksuzluğa karşı canını verecek kadar yurtsever, Kemalist bir aydındı. Halkımız ve biz onu asla unutmayacağız.


Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.