YERLİ MALI

ABONE OL
18:05 - 01/10/2020 18:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

YERLİ MALI

17 Şubat – 4 Mart 1923 tarihleri arasında düzenlenen İzmir İktisat Kongresi’nde, Ulusal Bağımsızlık Savaşı’ndan yeni çıkmış Türkiye’nin bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve kullanılması için yol haritası belirlenmiştir. Bu amaçla hammaddesi yurt içinde üretilebilen sanayi dallarının kurulması, küçük imalattan büyük işletmelere, fabrikalara geçilmesi, büyük yatırım gerektiren girişimlerin devletçe ele alınması ve kalkınma için demiryolu yapımına önem verilmesi gibi iktisadi önlemler belirlenmiştir. 

12 Aralık 1929 tarihinde TBMM’de bir konuşma yapan Başbakan İsmet İnönü, ulusal ekonomi, yerli malı ve tutumlu olma gibi konulardan söz etmiştir. Bu amaçla toplumsal tutum bilincinin oluşması için 25 Aralık 1929 tarihinde çıkarılan yasayla, 12 Aralık tarihi “Milli Tasarruf Günü” olarak kabul edilmiştir. Bu gün daha sonra “Yerli Malı Haftası” olarak düzenlenmiştir. 1946 yılından beri ülkemizde her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında “Yerli Malı Haftası” kutlanmaktadır. Bu haftanın amacı yurttaşlarımıza yerli malı kullanmanın, tutumlu olmanın ve yatırım yapmanın önemini vurgulamak, yerli tüketimin bilinçli olarak artmasını sağlamaktır. Simgesi ‘kumbara’ olan bu hafta, uzun yıllar cumhuriyet kuşakları tarafından benimsenmiştir. Ancak 1983 yılından sonra adı “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” olarak değiştirilmiş ve önce içi boşaltılmış, ardından da unutturulmaya başlanmıştır.

Günümüzde ABD, Almanya, Çin, Fransa, İngiltere, Japonya, Rusya gibi gelişmiş ülkelerde düzenlenen kampanyalarla ülke insanı kendi ülkesinin malını satın almaya teşvik edilmektedir. Ancak, özellikle 24 Ocak 1980 ekonomik kararları sonrasında liberal ekonomiyle tanıştırılan ülkemizde yerli mallara olan ilgi, bilinçli olarak azaltılmış ve dışa bağımlı duruma getirilmiştir. Uygulanan yanlış ekonomi politikaları yüzünden bugün yeterince üretim yapamadığımız gibi, eskiden ülkemizde olan birçok ürünü dışarıdan alır duruma getirilmiş bulunmaktayız.

Eskiden kendine yeten ülkelerden biri olan Türkiye, bugün tarım ve hayvancılık başta olmak üzere birçok ürünü dışarıdan almaktadır. Yıllardır uygulanan emperyalist politikalar sayesinde, ülkemizde üretim düşmüş, ekim alanları azalmış, hayvancılık bitme aşamasına gelmiş, özellikle gümrük birliği anlaşması ile, dış ülkelerden gelen mallar, iç piyasada daha ucuza alıcı bulmuştur. Biz üretemediğimiz için, bizim sanayicimiz, bizim üreticimiz, bizim emekçimiz kazanamadığı gibi paralarımız da sürekli yurt dışına gitmektedir. Bu yüzden dış ticaret açığı artmakta, hiçbir zaman denk bütçe yapılamamakta ve ülkemiz insanları her geçen gün yoksullaşmaktadır.

İşte bu yüzden “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası”nın bize öğretisi, yaşadığımız sorunların çözümü için bir zorunluluktur ve ekonomik bağımsızlığımızın olmazsa olmazıdır. Sanayi ve tarım üretimimizi planlamadan, başarıya ulaşamayacağımızın bilincine varmalıyız. Eşsiz liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, 11 Ağustos 1929 tarihinde İstanbul Milli Sanayi Birliği’nin yerli mallar sergisindeki sözleri kulağımıza küpe olmalıdır: “Türk yurdu, Türk iktisadı, Türk eliyle, Türk tarihiyle yükselir. Türkler, Türk malı alınız, Türk malı kullanınız, Türk parası Türk toprağında kalsın.” “Yerli Malı Yurdun Malı, Her Türk Onu Kullanmalı” sloganı, hiç akıllardan çıkmamalıdır.

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.