YERLEŞİK DÜZEN

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Herkes Türkiye’nin önünün açılmasını, önünü tıkayan nedenler ve niçinler üzerinde farklı görüşlere sahip. Öylesine ki birinin ak dediğine diğer kara diyor. Bazıları da hayır ne ak ne kara, mavi diyor, kırmızı diyor. Diyor da diyor..

Türkiye’nin büyümesini gelişmesini önleyen asıl tehdit, yılda 50-52 milyar dolar faizi cebine indiren yerleşik düzeni koruyan bir avuç oligarşik güçtür..

Siyasetle, bilimle uğraşanların karşılaşacağı en büyük handikap, kendini birden spekülasyonların ortasında bulmasıdır. Çünkü bir yandan mülkiyet edindikçe serveti arttıkça bir bakıyorsunuz dünün destekçisi bir anda köstekçisi olmuyor.

Peki ama neden? Fikrî bir değişim süreci mi yaşıyorlar, yoksa parasal gücün artışına göre kimlik mi değiştiriyorlar?

Bir çoğu açıklamalarında; Türkiye’yi sömüren yerleşik düzen ve icraatlarından söz ediyor. Birçok tespitlerini satır aralarına sıkıştırırlar. Kimi ayrıntılar ise açılmaya ve irdelenmeye muhtaç bırakıyorlar.. Onlara göre ülkenin varlığı ve geleceği için bazı kişiler desteklenmelidir.

Hepsi için söylenen şu; bir dönem daha kalmasında yarar var. Peki ama neden? Kurulan ilişkilerle amaçlanan nemalanmaların devamıdır. Başka bir şey değil? Bakmayın siz ülke halk, devlet gibi sloganımsı sözlere. Hepsi değişim gelişim sözcüğü arkasında statükocu!

Yerleşik düzeni eleştirenler tuzukuru kesimdir. Onlar; değişim olmalı, yerleşik düzen/statüko değişmeli der dururlar. Halkı kandırmanın aldatmanın illüzyonist yansımasını güzel rollerle yaparlar. Figürandırlar onlar. Onlara göre yılda 50 milyar doları iç eden yerleşik düzenin beli kırılmalı!. Tabi kendileri de nemalanmaları sağlayacak şekilde. Aldıkları maaşı, edindikleri serveti, kimse görmesin sorgulamasın yeter.

Bir dönem nemalandıkları kesime söyledikleri ise nötrüm sözcüğü! Tılsımlı sözcüktür nötr olmak. Halk arasında bir söz vardır. Bitaraf olan bertaraf olur diye.. Ama onlar için olsun ne önemi var. Öyle gözüküp yine de taraf olarak konjoktöre göre nemalanma varken!

Nötrüm demek, kimseye karşı herhangi bir düşmanlığım yok anlamındadır. İnsanlar bunları düşmanlıktan kaynaklanan bir duyguyla söylediğini düşünebilir elbet.

Bazıları da çok bilmişcesine Aslında çok şeyler daha söyleyebilirim anlamı’nda kullanır. Aba altında sopa göstermek denir tabi buna!

Yerleşik düzenin olması, derin devlet masalının zaman zaman birileri tarafından ortaya atılması, Türkiye’de esas kavganın aslında bir iktidar kavgası olması, finansal bir çıkarın kavgası olması. Her dönem dile getirilir.

Ayrıldığı yere kin ve nefret beslemesini bir yolla yeni yerinde meşruiyet kazanma aracı gören çift kişilikli kişilerden bahsediyorum.

Birçoğu da Türkiye’deki yerleşik düzeni bildiğini, çözdüğünü sanar, iddia eder. Süreç sonunda bu fikirlere erişebildim, bunları görmeye başladım, konuşacağım der. Kırıntı bilgilerle uzman kesilir. Masumane bir düşünce ile birilerine yanaşır..

İnsanın rahatsızlığı nedendir, vicdan nedir? Tabi herkes yine farklı yorum yapar, yapıyor.

Bir diğer ifade ise oraya ait hissedip hissetmeme olayı! Denilen; orada tasvip etmediğim olayların başında yetkilinin zihniyeti yani biz en güçlüyüz, siyasi otoriteden de büyüğüz, devletten de büyüğüz mantığı hakim.

Açıklamaları ile kendisinde ve karşıdakindeki farklılıktan ziyade masum bir kişilik yansıması yapar. Aynı durumu başka bir yerde ya da yeni yerinde görürseniz aynı mı davranırsınız sorusuna evet diye hemen cevap verirler.

Yani; Bu tamamen bir zihniyet kavgasıdır. Türkiye’nin yılda 52 milyar dolar faiz ödemesi, işsizliğin artması, yatırımların durması, insanların kendini güvensiz hissetmesi, umutsuzluğun artması! Budur benim için kaos! Yoksa şuraya girilmiş, şunun ifadesi alınmış değil.

Günün Sözü: Söylenene, söyleyene aldanma, icraatlarına bak yanılmazsın.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.