YENİ BİR BAŞLANGIÇ

ABONE OL
18:47 - 01/10/2020 18:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye, her gidişimizde daha değişik bir örtüye bürünüyor.

İnsanlarımız bile.

Başkalaşıyorlar.

Zaman geçtikçe, gelişip, büyümek yerine

Küçülüyorlar birlikte.

Oysa, önceleri öylemiydi?

Halkın bilinç düzeyi yükseldikçe darbeler olurdu.
Yine aydınlar, demokratlar, yurtseverler vurulur, tutsak edilirdi.

Ama iki yıl, bilemedin üç yıl sonra ortalık durulur, hayat normale dönerdi.

Hukuk işler, tutsaklar beraat eder, kaldıkları yerden mücadeleye devam ederlerdi.

Biz, ”Türkiye’de yargıçlar var” diye övünürdük.

Hani bir türkü vardı ya?

”Gül menekşeye karışmış

Küskün olanlar barışmış

Taze fidanlar erişmiş”

Biz bu yerlerden gideli

Gurbet ellere düşeli” diye devam ederdi.

Ama son on yılda Türkiye’de

Gül menekşeden ayrılmış

Küskün olanlar çoğalmış

Taze fidanlar ezilmiş, çiğnenmiş, öldürülmüş.

Özgürlük; kadını eve kapatmaya, doğurabildiği kadar doğurmaya indirgenmiş.

Derste, mecliste, yargıda, orduda tesettür, çarşaf serbest, kısa etek, pantolon, yasak.

Kadını cinsel araç gören kafanın hükmettiği bir sapkınlık her alanda kök salmakta.

Sunucuların giysisinden bile tahrik olan ehlileşmemişlik karşısında suskunluk.

Ömründe bir sayfa hukuk üzerine yazı okumamış kişi kendisini hukuku düzenlemeye yetkili kılmış.

Başından belli değil miydi, bunların amacı?

Hani unutmayanlar hatırlarlar:

23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramında temsili olarak başbakanlık koltuğuna oturan çocuğa gönlünden geçeni, olmak istediği düzeni vurgulamıştı.

”Yetki sende. İster asarsın, ister kesersin.” diyen kafa çağdaş olabilir mi?

Sandıktan aldığı yetkiyle her dilediği bağnazlığı yapma haklılığına öylesine inanmış ki.

Eleştirilmeye kapalı

Eleştiren gazeteci ya işsiz, ya hapis seçimi.

Sanatı ahlaksızlık

Uygarlığı dinsizlik

Yargıyı; karşıtları yok etme aracı

Yasamayı; sırf kendine ait tebaa

Kitabı bomba

Dini her alanda kazanç kapısı

Yalanı ilke

İftirayı karakter

Sayanların pençesindeki Türkiye’miz

Kolay kandırılmalarına rağmen çaresiz halkım.

Yaka yaka bitiremediğimiz ormanlarımız.

Hoyratça kirletmeye direnen denizlerimiz

Yine de bağrımıza bastığımız bozkırlarımız.

Her baskıya karşı inançla dayanan:

Aydınlarımız

Gençlerimiz

Kızlarımız

Kadınlarımız

Aydınlık bir Türkiye’den yana, çoğu ile henüz tanışamadığımız fikir akrabalarımız

Kalbimizin yarısını orada bırakarak döndük.

Burada;

Yabancı mıyız?

Gurbetçi miyiz?

Yeni yerliler miyiz?

Göçmen miyiz?

Belirsizliği içinde ”Eşit Haklar Mücadelesine devam” diyeceğiz.

Gençlerimizin gür sesi hem orada hem burada andımız olacak:

Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.