YENİ ANAYASA SEFERBERLİĞİ

ABONE OL
18:09 - 01/10/2020 18:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

YENİ ANAYASA SEFERBERLİĞİ
 
Aylardır konuşulan, yazılıp çizilen başkanlık sistemi ile yeni anayasa tartışmaları, nihayet 10 Aralık 2016 tarihinde 21 maddelik anayasa teklifi olarak TBMM Başkanlığına sunuldu. Sunulan teklif üzerinde çok konuşulmasına gerek yoktur. Tüm yetkilerin cumhurbaşkanına verildiği ileri demokratik (!) bir düzen düşlenmektedir.

Milletvekili sayısı 550’den 600’e çıkarılırken, milletvekili seçilme yaşı da 25’ten 18’e indirilmektedir. Bu yaşta hangi birikim ve bilinçle milletvekili seçilecek olanların askerlikten de muaf tutulmaları öngörülmektedir. Yedek milletvekilliği getirilmektedir. TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri 5 yılda bir aynı gün yapılacaktır. TBMM’nin yetkileri arasından bakanları denetlemek yetkisi ile gensoru işlemi kaldırılmakta, milletvekilleri yalnızca yazılı soru önergesi verebilmektedir.

Cumhurbaşkanı ile TBMM’nin karşılıklı olarak seçim kararı alabilmesi sağlanırken, Cumhurbaşkanı bu yetkiyi tek başına, TBMM ise ancak beşte üç çoğunlukla  verebilecektir. Cumhurbaşkanının partisiyle ilişkisi ise devam edebilecektir. Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları, üst düzey kamu yöneticilerini atayacak ve görevlerine son verebilecektir. Yabancı devletlere büyükelçileri gönderecek, uluslararası anlaşmaları imzalayıp yayımlayabilecektir. Milli güvenlik politikalarını belirleyecek ve gerekli önlemleri alacaktır. TSK’nin kullanılmasına karar verecektir. Cumhurbaşkanına kararname ve yönetmelik çıkarma yetkisi ile olağanüstü hal ilan yetkisi verilmektedir.

Merkezi idare kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarının, kuruluş, görev, yetki ve sorumlulukları cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenecektir. Anayasa Mahkemesi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun üye sayıları düşürülerek, atamalarda cumhurbaşkanının ağırlığı artacaktır. Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılacaktır.

Getirilmek istenen bu anayasa değişikliğinin ülkemizi kuvvetler ayrılığı sisteminden, kuvvetler birliği sistemine ve çoğunluğun yasama, yargı ve yürütmeye hâkim olacağı bir otoriteleşmeye götüreceği çok açıktır. İleri demokrasi diye çırpınanların, ileri faşizme doğru yol aldıkları görülmektedir. Birkaç kişinin hazırladığı bir metni, iktidarın 316 milletvekilinin biat etme anlayışı içerisinde hiç görmeden, okumadan ve değerlendirmeden imzaladığı bu tekliften, sadece ileri faşizm çıkar.
 
Kısaca getirilmek istenen bu anayasa değişikliği Türkiye Cumhuriyeti ile Türk Milletine karşı bir suikast girişimidir. Bu değişiklik Türkiye Cumhuriyeti Devletini, TBMM’yi ve anayasal düzeni yok etme girişimidir. Bu anayasa değişikliği paketinin kamuoyuna açıklanmasından birkaç saat sonra İstanbul’da iki ayrı yerde bombalar patlamış ve birçok yurttaşımız ölmüştü. Bugün ülkemizde yaşanan terör eylemleri, bombalı saldırılar, anayasa değişikliği ve başkanlık sisteminin getirilmesi için belirli odaklardan planlı olarak yapılmaktadır. 18 Aralık Cumartesi günü Kayseri’de yapılan hain bombalı saldırı ve sonrasında CHP örgütüne yönelik eylemler, açık açık iç savaş provalarıdır. “Ya başkanlık, ya kaos” diye manşet atanlar, bu eylemlerin sorumlularındandır. “Halep’te katliam var” diyenlerin, ülkemizdeki katliamları görmemesi ve susmaları ise düşündürücüdür.
 
Tayyip Erdoğan 14 Aralık 2016 tarihinde geleneksel 32. muhtarlar toplantısında yaptığı konuşmada “buradan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum. Türkiye Cumhuriyeti devletinin başı olarak tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum” dedi. Seferberliğin, nasıl ve ne şekilde olacağı anayasada yazmasına karşın, ‘ben yaptım oldu’ mantığıyla da ilan edilebildiği görülmektedir.
 
PKK terör örgütü yöneticileriyle Oslo’da görüşüp, gizli pazarlık yapanlar, her tür güvenceyi verenler, bomba ve ağır silahlar yurda sokulurken askerlere operasyon izni vermeyenler, IŞİD’e terör örgütü yerine dini hassasiyetleri olan asabi çocuklar diyenler, IŞİD militanlarının yurdumuzdaki eğitimlerine izin verenler, FETÖ için “ne istediler de vermedik” diyenler terör örgütlerine karşı milli seferberlik ilan edemezler.
 
İlan etmeye çalıştıkları seferberlik, anayasa değişikliğinin yapılarak, başkanlığa geçiş seferberliğidir. Ancak bir kurucu meclisin yapabileceği yeni anayasayı, kurulu meclise yaptırmaya çalışanlar, tarihin sorumluluğundan kaçamayacakları gibi, yargılanarak gerekli cezayı da alacaklardır. Seferberlik, Türkiye Cumhuriyeti Devletini yok etmeye çalışanlara karşı azim ve kararlılıkla yapılacaktır, yapılmalıdır…
 
 Suay Karaman
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.