YAZIM KURALLARI IV

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Değerli okuyucularım, bu hafta YAZIM KURALLARI yazı dizisinin bir önceki bölümünde* Sayın R.A.’nın yaptığı yorumu ve ona cevaben yazdığım mektubu -önceki bölümü açıklayıcı ve pekiştirici olacağı düşüncesiyle- sizlerle de paylaşmak istedim.

‘’Tahsin Bey, selamlıyorum sizi.
Yürekli ve net açıklamalarınızdan dolayı sizi kutluyorum. Ben özel bir üniversitede Türk dili dersleri veren bir akademisyenim. Yazılarınızın hepsini istisnasız ders notu olarak okutuyorum. Kurallara hâkimiyetiniz, bakış açınızdaki netlik ve açıklık dilin gerçek yüzünü ve güncelliğini yansıtması açısından son derece değerli ve anlamlı. Değindiğiniz noktalarda size katılmamak mümkün değil. Bu haftaki yazınızı da hayranlıkla okudum ve sanki satırlarınız arasında kendimi, düşüncelerimi buldum. Sözünü ettiğiniz kural gerçekten çok önemlidir. Bunu hepimiz biliyoruz. Bunu dışlamak, anlamamak, kabullenmemek dilin gelişiminde kesinlikle engeller oluşturan bir nedendir. Dediklerinize aynen katılıyorum. Biz, kuralların sadeliği ve istisnasız olmasına özen gösteren kişiler olarak gelinen noktada değişebilirliği söz konusu olan; kalıpları değişen kullanımları yeni değerleri ile belirlemek ve yaymak durumundayız. Yazdıklarınız uzun zamandır kafamı meşgul eden bir konu idi. Fakat bildiğiniz gibi sivrildiğiniz zaman hemen kafanıza vururlar. Bu nedenle olayı sizin bakış açınızdaki gibi seslendirmeye cesaret edemedim. Ne yalan söyleyeyim bu cesareti kendimde göremedim. Akademisyenleri bilirsiniz, birilerinin açığını aramaya fırsat kollarlar. İşte tam zamanında sizin bu yazınız imdada yetişti. Yazınızı bazı arkadaşlara da gönderdim. Hepsi de sizinle aynı görüşte. Bu yazdıklarınızın kurallaşması konusunda gayretlerinizi sürdürmenizi rica ediyorum. Olay çok basittir. Ortaya koyduğunuz bu tezi sonuna kadar destekliyoruz. Hiçbir istisna söz konusu olmadan öznenin çoğul olması durumunda yüklemin tekil olarak kullanılabilirliğinin vurgulanması gerekir. Genelde var olan bu uygulamanın kural olarak yansıtılması pek çok soru işaretini ortadan kaldıracaktır. Böylece eski gramer kitaplarındaki farklı kalıpların da hükmü sona ermiş olacaktır.
Yeni konularda ve yeni bakış açılarında görüşmek umuduyla.
R. A., 10-02-2011 14:31”
***
Sayın A. Merhabalar! Yanılmıyorsam yaklaşık 8-10 ay önce sizinle yine böylesi bir konuda yazışmamız olmuştu. İsminizi açık yazmayınca bir bildiğiniz olmalı diyerek ben de yazmadım.
İlginiz için çok teşekkür ederim. Bildiğiniz gibi maalesef dilimizin bazı dil bilgisi konularında çelişki ve çıkmazlar var. Bunları körü körüne uygulamayı sürdürmek ve “Kural böyle, ben ne yapabilirim ki?” diyerek geçiştirip topu başkalarına atmak, elbette çok kolay. Maalesef pek çok akademisyenin yaptığı da bu. Oysa bu konuların, işlenmesi ve dil kullanımının beklentisi doğrultusunda kurallara bağlanması gerekir. Yoksa kalkıp bildik konuları ısıtıp ısıtıp ortaya sürmekle hiçbir yere varılamaz. Önemli olan sorunları görmek ve onların üzerine gitmektir. Ben bu tür konulara baştan beri dilimizin çapaklı konuları diyorum. İşte bugün işlediğim konu da onlardan biriydi.
Konuya yaklaşımınızın akademik düzeyde olması benim için çok değerli ve önemli. Bu konuyu daha önce üniversiteden başka dostlarımla da paylaştım ve tartıştım. Onlar da aynı görüşte. Biz hiçbir şey yapmasak bile dil bu kuralı yerine oturtacaktır. Hatta oturtturmuştur bile. Böylece aklına esen kendince fikir üretmeye kalkışmayacak ve eskilerin artıklarına sığınmayacaktır. Yazımda da sözünü ettiğim gibi yaşadıkları dönemin koşullarına uygun olarak dil bilgisi kitabı yazanlar bunu kendilerine göre değişik bakış açılarıyla açıklamışlardır. Bunu hepimiz biliyoruz. Hepsine de sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Bugün söz söyleme hakkını kendimizde görüyorsak onların sayesindedir. Fakat o kadar farklı açıklamalar var ki ortak nokta hep savsaklanır olmuş ve kenarda kalmış. Bu kurallar kullanımda yerini bulmamış, geçerliliğini sürdürememiştir. Dolayısıyla eskilerin deyimiyle miyadını doldurmuştur. Oysa dilimiz, kurallarındaki istisnasız yapılarıyla gurur kaynağımızdır. Bu nedenle tüm kurallarda ortak noktalarda buluşmak şarttır. Bu ortak noktayı da dil kendisi belirlemektedir. Bize düşen iş çok kolaydır. Gördüğümüz gelişimi bilimsellik çerçevesinde kurallaştırmaktır. Bu zorlamak değil zoru kolaylamaktır.
Size bir örnek daha vereyim: Kısaltmalar konusu. Dikkat ettiniz mi acaba, kural var mıdır, varsa neye göredir? Ne kadar sağlıklıdır? Alın, işte size bir tane daha çapaklı bir konu. Basit ve önemsiz gibi görünür, ama ne hikmetse hiç kimse bu iki ucu pis değneği bir yerinden tutarak konuyla gereğince ilgilenmeye kalkışmaz. Kalkışsa da işin içinden usulünce çıkamaz. Dolayısıyla bu tür konular hep “İşte öyle.” diyerek geçiştirilir. Bu konu hakkında da çalışmalarım var. Umarım yakın zamanda görüşünüzü almak üzere sizlerle paylaşabilirim.
Maksat dile hizmetse amaç bir şeyler üretmektir. Birilerinin söylediğini papağan gibi tekrarlamak, kes-kopyala-yapıştır usulü ile bilineni yinelemek dil bilime bir şey kazandırmaz. Yerine oturmuş kuralları konuşmak, tartışmak gereksiz ve anlamsızdır. Oturmuş kurallar tartışmak için değil öğrenilmek içindir. İsteyen istediği yerden öğrenebilir. Beklenti ise bu kuralların öğrenilmesi ve gereğince uygulanmasıdır. Kurallar kişilere göre değişmez ve her yerde aynıdır. Asıl olan, tartışılan konulara açıklık getirmektir, özgün yazılarla tezinizi ortaya koyabilmektir. İşte dile hizmet de bu noktada başlar. Diyeceksiniz ki bunu herkes anlar mı? Haklısınız anlamaz, ya da anlamak istemez. Aslında anlamalarını da beklememek gerekir. Öyle olsaydı herkes dilci olurdu, değil mi?
Dil kurallarını yansıtır, dilciler bu yansımayı bilimselleştirir. Eğer amaç ve beklenti dilde birlik ve dirlik ise, o dilin gerçek sahipleri de dili bu kurallar çerçevesinde öğrenmek ve günlük hayata yansıtmak zorundadır. Bu da temel eğitimin verdiği millî sorumluluk ruhuyla gerçekleşir.
Böylesi yapıcı tartışmaların ve yazışmaların zevki bir başka oluyor. Teşekkür ederim. Sanırım bu yazılanlar daha önceki yazımı besleyici nitelikte olmuştur. Tekrar yazışmak üzere.
Saygılarımla

Tahsin MELAN

*YAZIM KURALLARI III http://ha-ber.net/index.php?option=com_content&task=view&id=11447&Itemid=10

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.