Yazı Kalır

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Her ne kadar yüzyıllar önce söylenen dilden dile, nesilden nesile sözle iletilen şiir, hikâye fıkralar var olsa da yazıyla kalıcı yapmak daha etkindir. Günümüzde tekniğin getirdiği kolaylıklarla gelecek nesillere yazılı tarih bırakmanın anlamını anlatmak çok, ama çok önemlidir.

İşte böyle yapmış Ertekin Özcan. Tiyatrom izleyicilerine yine bir aile akşamı hediye etti. Şiir severler, şairi sevenler ve şairi tanıyanlar birbirlerini de iyi tanıyorlar. Böylece samimî unutulmayacak bir şiir okuma etkinliği olması kaçınılmazdı.
Şiir ile müziği ayırmak mümkün değildir. Şarkılar ve türküler şiirlerden bestelendiğinden olacak, müzik gibi şiirleri de dinlemekten hoşlanıyorum. Şairin kendi sesinden gitar eşliğinde dinleme ayrı bir zevk veriyor.
Gazze’de bombalar çocukları öldürürken, bizler böyle bir akşam barış için toplanıp, enerji topladık. Yazanlar barış için kalemleriyle mücadeleye devam edeceklerdir. Bir şairimizin dediği gibi,
“insan olduğumu unutmamak için, bir gönüle ve bir vicdana sahip olduğumu akılda tutmak için şiir okuyorum”, şiir yazmayı ve okumayı ihmal etmiyecekler.
Türkiye’de yapılan askeri darbeler şiir yazmaya da sekte koymuş, edebiyatın bu dalı da adeta duraklama devrine girmiştir. Şiire düşman yaşam biçimi, kültürel yozlaşmalara karşın, bugün şiirin varlığını sürdürdüğünü ve gücünü koruduğunu görüyoruz. Artık şiir edebiyatın tekrar ana konularından biri olmuştur.
Şiirler geçmiş göç tarihini çok akıcı, güzel ve dildeki bütün yenilikleri içeriğine alarak yazıldığı için herkes okuyup, anlayıp, zevk alabilir, yani bilmece gibi değil.
Sorunları, acıları, özlemleri, ayrılık hikâyelerini dile getirirken geleceğe yönelik umut vermeyi ihmal etmemiş.
 
bulanık akıyor sular
ama durdurulamıyacak
öfkesi büyüyen halk sağnağı
suları durultacak [1]
Katılımcılar daha iyimser şiirler istediler. Sorunlar çözülsün, acılar dinsin, özlem ve ayrılıklar bitsin, diye yazılır. Aslında bu öneri hepimize düşünmek için fırsat verdi. Mutluluğun resmini çizebilmek veya anlatmak aslında oldukça zordur. Mutluluk kısa sürelidir, gelir geçir, hiçbir zaman kalıcı değildir. Büyük bir gayretle fotoğraflarla kalıcı yapılan düğünler bana garip bir duygu verir. Bütün mutluluk adeta bir geceye sığdırılmaya çalışılır. Ayrıca o gece gerçekten gelin ve damadın eğlenmesinden çok, konukların eğlendiği aşikârdır.
ertek-zcan-siir-a.jpg
Sular durulacak [1] kitabında 12 Mart – 12 Eylül dönemlerinde kardeş kavgaları ve kıyımı anlatırken barışın, kardeşliğin, acısız günlere özlemini destan yazar gibi dile getiriyor.
 
hazırlıksız yakalandık
harcadık gençlik yıllarımızı güzel türkiyem
seni yönetenler hep şansımıza
balyoz gibi bindiler
bizim de başımıza
Ve şöyle devam ediyor:
 
gözlerimde her çakışta şimşekler
başucumda karanlığın güçlerinde
karanlığın copları başucumda
işkencenin en son denenmişleri
ortaçağın ortaçağa eklenişidir bin kez
uzar ayak ucumda
diren sevgilim
diren kafa
diren yürek
direnin bedenlerimiz
muştulayarak kesin yengimizi
açacak direnç direnç dallarda bir gün
özgürlük güllerimiz
Emek göçmenlerinin yaşamından kesitler verirken aşağı yukarı otuz, otuzbeş yıllık bir zamanı yaşadım bu kitaptan okunan şiirlerde. Özü insan, işçi ve göç idi, ayırımcılığa yer yoktu, konu insan. O halde şiirleri dünyanın her yerinde geçerlidir, göçenlerin hayatıdır, anlatılan.
yıllar geçiyor
ister burada
ister orada
isterse yeryüzünün herhangi bir yerinde
sorumluluğun erkin paylaşıldığı
yerlerdedir gözlerimiz
insanların katılımının sağlandığı
özgürce bir düzendir özlemimiz
Yalnız öğrencilere, velilere değil, biz öğretmenlere de daima yol gösteren ışık tutan şairimiz elbette çocuklara da kitabında yer vermiş.
ah çocuk ah
özgürlük güzel şey
sen mi karar verirsin
doğmaya ya da doğmamaya
Çevremizi koruma gündeme gelmeden olmaz.
elden gitmesin artık
parklar yeşil alanlar ormanlar
gösterelim uygarca cesaretimizi
kapanmasın
yağmalanmasın
sığınacağımız son limanlar
 
Bugün artık iki vatanlı olmanın avantajını anlayıp, birini anavatan birini babavatan olarak yaşayanlarımız var. Başkaları ne derse desin önce kendimiz karar vermeliyiz, iki sandalye arasında olmadığımızı. BAZI almanlar için biz yabancı kalabiliriz, Türkiye’de ise “almancı” diyorlarsa da kendimiz karar vermeliyiz. Ruhumuz ve vücudumuz bütün olarak orada veya burada olmalıdır. Bunun ruh sağlığımız için gerekli olduğuna inanıyorum.
ertek-zcan-siir-z.jpg
Ama emek göçmenleri kitabından aşağıdaki şiirin kararsız olduğumuz seksen yıllarında yazıldığı anlaşılıyor.
neden halâ
yürek orada yürek burada
gözler burada gözler orada
kafa orada kafa burada
kulak orada kulak burada
anlayacağın
yarın burada
yarın orada [2]
Ertekin Özcan’ı Berlin hatta Almanya’da tanımıyan herhalde yoktur. Ama diğer ülkelerdeki www.ha-ber.com okurlar için kısaca özgeçmişi:
Çayırlı’da (Erzincan) 1946 yılında doğan şair, 1973 yılında kısa bir süre İstanbul’da avukatlık yaptıktan sonra Berlin’e gelir.
ertek-zcan-siir-b.jpg
Berlin Hür Üniversitesi (FU-Berlin) Hukuk fakültesinde yazdığı Federal Almanya’daki Türk Göçmen Örgütleri tezini Profesör Dr. Alparslan Yenal nezdinde yazarak siyasal ve sosyal bilimler doktoru olur. Çeşitli yüksekokul ve üniversitelerde öğretim görevlisi ve bilimsel araştırmacı olarak çalıştı.
1988 – 2006 yılları arasında kurucu üye olduğu Berlin-Brandenburg Türk Veliler Birliği’nde önce bilimsel araştırmacı, sonra genel müdür olarak çalıştı.
Şiirleri birçok dergilerde 1970.1973 yıllarında yayınlandı. Daha başka şiir kitapları da bulunmaktadır. Birçok sosyal demokrat derneklerinde kurucu başkan oldu.
1978 yılında evlendiği Işıl, kızları Günenç ve Süreç ile daha nice mutlu yıllar ve başarılarının devamını diliyorum.
Yetişkin bir öğrencim: “Öğretmenim makalelerinizi ilgi ile okuyor, tavsiye ettiğiniz kitapları eşime ve çocuklarıma hediye ediyorum”, demişti. Bir emekli öğretmen için bundan daha büyük mutluluk, düşünemiyorum…
Hoşça kalın, ama sakın şiirsiz kalmayın!
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen
 
 
Kaynaklar:
[1]
sular durulacak, şiirler, Ertekin Özcan, Delisarmaşık Yayınevi, 2008
[2]
emek göçmenleri, şiirler, Ertekin Özcan, Delisarmaşık Yayınevi, 2008
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.