YAVELEMEK VE NEDEN KEMALİSTİZ

ABONE OL
18:10 - 01/10/2020 18:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

YAVELEMEK VE NEDEN KEMALİSTİZ
 
Adı – Soyadı: Mahir Ünal
 
İşi: Yavelemek
 
Yukarıda adını ve soyadını verdiğim bu zât-ı nâmuhteremi bilmem tanıyanınız ya da anımsayanınız var mı?

Bu TC vatandaşı bir zamanlar AKP nin Kültür Bakanıydı, Osmanlının torunu Davutoğlu hükümetinde.

Yavelemiş. Bakın ne demiş?
 
“Eğer; bugün FETÖ ve PKK belasını yaşıyorsak bunun sebebi, geçmişte inanca, dindarlara dönük baskıcı, tekelci Kemalist analayıştır. Bugün; ‘Efendim, şöyle oldu, böyle oldu.’ diye bizleri eleştirmeye kalkıyorlar. Sizsiniz bunun sorumlusu.”
 
Adı – Soyadı: Mustafa Kemal Atatürk
İşi: Kurtarıcılık ve Kuruculuk
O da TC Vatandaşı. Bakın o ne demiş?
 
“Biz; tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil, bilakis bu tip yapılar din ve devlet düşmanı oldukları, Selçuklu ve Osmanlıyı batırdıkları için yasakladık. Çok değil, yüz yıla kalmadan, eğer; bu sözlerime dikkat etmezseniz, göreceksiniz ki; bazı kişiler, bazı cemaatlerle bir araya gelerek bizim din düşmanı olduğumuzu öne sürecek, sizin oylarınızı alarak başa geçecek, ama; sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirlerine düşeceklerdir. Ayrıca; unutmayalım ki, o gün geldiğinde her bir taraf diğerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır.”
 
Bu da sana kapak olsun Eeey Yaveci!
 
Bize; Kemalistlere gelince, bak sana anlatayım koçum, biz neden Kemalistiz?
 
Ulusçuluğu (milliyetçiliği); sınırlarötesi bir amaç olarak gözetmeyen, ırkçılığı kesinlikle yadsıyan çoğulcu  bir düşünce olarak benimsediğimiz, aynı topraklar üstünde, benzer koşulları paylaşan insanların dışarıya karşı korunma ve dayanışma gereksinimlerini karşılayan bir düşünce olarak  anladığımız için Kemalistiz.
 
Egemenlik ulusunsa; ülkenin kimler tarafından, hangi kurum ve kurallarla yönetileceğinin de ulus tarafından belirlenmesine inandığımız, devletin ülkemiz halkının devleti olduğuna inandığımız için  Kemalistiz.
 
Ayrıcalıkları olmayan toplum kesitlerinin tümünü halkımız olarak tanıdığımız için Kemalistiz.
 
Koşullara koşut olarak; salt kurumların değil, düşüncelerin de değişmesinin gerekliliğini bildiğimiz, dünya görüşümüz sürekli devrimcilik olduğu için Kemalistiz.
 
Ekonomide devletin görevinin doğrudan yatırımcılık olduğu kadar, özel girişimleri de desteklemek, düzenlemek ve denetlemek olduğuna inandığımız için Kemalistiz.
 
Bir çağdaşlaşma ve aydınlanma ideolojisi olan Kemalizm açısından LAİKLİĞİN; demokrasi anlamındaki cumhuriyetçiliğin, ulusçuluğun, devrimciliğin ve halkçılığın olmazsa olmaz koşulu olduğuna inandığımız için Kemalistiz.

Osmanlı İmparatorluğu içinde dili ve tarihi unutturulmuş, kendine güvenini yitirmiş bir halktan çağdaş, başı dik, kendisiyle gurur duyan bir ulus yaratan o büyük kurtarıcı ve kurucuya bilinçli bir biçimde bağlandığımız için Kemalistiz.

İzinde değiliz. Yolundayız.
 
O yolda yönümüz  çağdaşlığa ve aydınlığa doğrudur.
 
NE HURAFELERE İNANIRIZ, NE TEKKELERE, NE CEMAATLERE…
 
Yaşamın en gerçek yol göstericisinin bilim olduğunu O öğretti bize. Hoca Efendilerden medet ummayız.
 
Onun yolu bizi tam bağımsızlığa götürecek olan yoldur. Hiçbir alanda bağımlılığı kabul etmeyiz. Çünkü; herhangibir alanda bağımlı olmanın tam bağımsız olmamak olduğunu O öğretti bize.
 
Yurt savunması söz konusu değilse eğer; savaşın cinayet olduğuna inanırız.
İlkemiz “YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ”tır.
 
Ulususal sınırlarımızın dışında asla gözümüz yoktur. Ulusal sınırlarımız içinde kalan topraklar bizimdir ve bütündür. Bir karışını, kimseye, ne nedenle olursa olsun vermeyiz, verdirmeyiz.
 
Bunu geçmişte deneyenlere verdiğimiz vatan ve ulus sevgisi dersini bugün denemeye kalkanlara da vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın!
 
Özgürlüklere sınır koymamaya evet!
 
Vatanın bölünmez bütünlüğüne dönük her türlü düşünce ve eyleme hayır!
Yurttaşlarımız arasında din, mezhep, dil, etnik köken, renk ayırımı yapmayız.
Bu vatan hepimize yeter.
 
Demokrasinin yasama, yürütme ve yargı güçlerine güveniriz. Onlar arasındaki denge ve dengeyi bozacak girişim ve uygulamardan uzak durmak demokrasinin en önde gelen, tartışılmaz kuralıdır. Dengeyi bozacak her girişim ve eylem, geçmişte olduğu gibi gelecekte de  karşısında bizi bulacaktır.
 
O; bize gereksinim duyacağımız gücün nerede olduğunu da söylemedi mi?
 
İşimizi ne birleşik bir takım devletlere ne de kimi birliklere bırakırız biz.
 
Birinci görevimizin bağımsızlığımızı ve cumhuriyetimizi sonsuza değin savunmak ve korumak olduğunun bilincindeyiz.
Bilmem analatabildim mi?
 
Ya da sen anlayabildin mi?
Not: Benim bu yazımı yazdığımın ertesinde, 17 Eylül 2016 tarihli Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde Taha Akyol şunları yazıyordu:
 
”Fakat 1927 de hiçbir konuşmasında bu kavramlar geçmez. Osmanlının yıkılış sebepleri hakkında Mustafa Kemal Paşa ve Atatürk olarak farklı fikirler ileri sürdü fakat tarikatların yıktığını söylemedi.”

Taha Akyol kim midir? Yalancı tanıklığıyla Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey’in idamına neden olan İlçe Müftüsü Hulusî Efendi’nin kardeşinin oğludur. Yalancı tanık Hulusî Efendi, Taha Akyol’un öz be öz amcasıdır.
 
Sözün özü de budur.         
         
Hasan Arslan
          
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.