YAŞAMA VEYA YAŞATMA

ABONE OL
18:58 - 01/10/2020 18:58
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Hayatımızın düzen ve akışında her zaman kararlarımızı özgürce alamıyoruz. Kimi zaman çevremizdeki insanlara, yakınlarımıza yardım ve destek esnasında uymak zorunda kalıyoruz. Gelişen olaylar yaşama yön verebiliyor.

Bir çocuk ailesini seçmede hür değildir. Dünyaya geldiği aile içinde gelişmelere ayak uydurmak zorunda kalıyor.
Bir ünlü şahsın veya tanınmış bir politikacının çocuğu olmanın şartlarını her çocuk kaldıramaz. Böyle bir ortamda yaşamak zorunda olan Walter Kohl hayli sıkıntı çekmiş, kriz yaşamış.
Yaşadıklarını, düşünce ve duygularını yazarak hem insanlara faydalı olmayı, hem de geçmişle, kendisiyle barışmayı sağlamış.
Walter Kohl, 1963 yılında Ludwigshafen’da doğduğunda babası Helmut Kohl Hıristiyan Demokrat Partisinin (CDU) Rheinland-Pfalz Eyalet parti başkanı idi. Partide görevi Onatlı yılı başbakan olarak kırk yılı aştı. Doğu Almanya ile Batı Almanya’yı 1990 yılında birleştiren başbakan olarak Almanya ve Dünya tarihine geçti.
Sıradan veya politika ile ilgilenen bir vatandaş basın ve medyadan parti başkanları, hükümeti idare edenleri izler. Ama onların aile fertlerinin desteği olmadan çalışıp yükselemeyeceğini düşünmez ve ilgilenmez.
Hele Helmut Kohl Türkiye’ye ve Türklere karşı soğuk tutumu ile Türklerin ilgisini hiç çekmemişti. Son zamanlarda oğlu Peter ile Elif’in düğününde İstanbul Çırağan sarayında yaptığı konuşma bir özür, bir hutbe niteliğinde oldu. Samimi ve candan duygularla Türklere akraba olduğunda oldukça geç kalmıştı.
Bir televizyon kanalında o sempatik halini görmeseydim, oğlu Walter Kohl’un kitabını alıp okumazdım herhalde.
Kitabı okuyunca önyargılara karşı yazan konuşan bir insan olarak, kendimi de önyargılardan kurtulmuş olmadığımı tespit ettim.
Partiler arasında düşmanca davranışların yalnız Türkiye de olduğunu düşünürdüm. Almanya’da insanların mantıkla hareket ettiği, demokrasinin iyi oturduğu kanaatindeydim.
Walter altı yaşında elinde okula başlama külahı ile daha ilk günü okul bahçesinde babasına kızan velilerin çocukları tarafından okul avlusunda itilip, kakılıp çukura düşürülüyor.
Ortaokul sıralarında babasına küfredilerek tuvalette dört genç tarafından saldırıya uğrayıp, bayıltıncaya kadar dövülüyor. Hâlbuki Kızıl Ordu Tugayı(RAF) terör örgütünden korunma amacıyla korumalarıyla okula getirilmişti. Yine bir gün spor derneğine üye olmak için gider. Yetişkinlerden biri onu tanır, babasına küfrederek saldırmak isteyenlerin saldırısından nefes nefese kaçarak kurtulur.
Askerlik hizmetini yaparken babasının oğlu bazı komutanların onur kırıcı, aşağılayıcı davranışlarına katlanmak zorunda kalır.
Yalnızlık, dışlanmak için göçmen, fakir veya özürlü çocuk olmak gerekmiyor.
Çocuğun iç dünyasını, sorunlarını anlayacak anne ve babanın vakti yoktur. Baba evde olduğu kısa zamanda devleti idare için gereken randevular, yazışmalar ve telefon görüşmeleri ile meşguldür. Anne evde babavatan için çalışmasını bir sekreter gibi organize ederek geçirir.
Annesi İkinci Dünya Paylaşım savaşında sığınma zorunda kalmıştı. Başlarına gelen her sorun, problem çözümü katlanma ve sabır ile çözüyordu. Hayatta hiçbir sorun harpten daha kötü olamazdı.
YAŞAMA VEYA YAŞATMA 
Walter yalnızdır, sınıf ve mahalle arkadaşları devamlı koruma altında yaşayan bir aile ile görüşmek istemez. Elbette kararları verenler yetişkinlerdir. Oyun arkadaşı sadece kardeşi Peter ve zaman zaman koruma görevli polis ağabeyler olur.
Büyük ve çok güçlü bir babanın gölgesinde yalnız toplumda onun oğlu olarak yaşamanın getirdiği krizler Walter’e intihar etmeyi düşündürür. Annesi Hannelore Kohl’u ışık hassasiyeti hastalığından sonra intihar etmesi onu işinden çıkılmaz depresyona iter. Oğlunun yaşamak güzel değil mi, diye soran saf ve temiz sesi onu kendine getirir. Yaşatmaktan kurtarıp yaşamaya karar verdiğinde barışmanın gücünü kavramıştı.
İçine çekildiği, adını kendisinin verdiği kurban ülkesinden çıkmalıydı. Bu ülke haritada değil insanın içinde, artık şoförü hep başkası olmayacaktı.
Babasından 2008 yılında tekrar evlendikten sonra bir telgraf almıştı. Gülme ile ağlama arasında olan duygular gelip gidiyordu. Yeni evlendiği kadın geçmişinden babasını tamamen almak istiyor olabilirdi. İlk evliliğinden olan çocuklar geçmişe aittir, ayrılmak pahasına bile yeni bir yaşam kurmaya hakları vardır. Babası Helmut Kohl’un düğününü basın ve medyadan duyunca hayli üzülür Walter.
Her şeye rağmen kendisi, geçmişi ve ailesi ile barışmasının gücünü, eşi Kyung-Sook’un Kore’den anlattığı şu hikâye ile 2010 yılı Noel Bayramında yazdığı bu kitapta açıklıyor.
Judy Kore harbinden sonra Amerika’da dünyaya gelir. Annesi onu evlatlık olarak vermek zorunda kalır. Otuz yaşlarında müzisyen olmuştur. Annesi Judy’i binbir zorlukla bulur ve görüşmek ister. Ama kızı kabul etmek istemez, içi nefret ve kızgınlık doludur. Nihayet aracılarla görüşme sağlanır. Annesi kızına biraz daha yaklaşmasını söyler, elleriyle yanaklarını okşayarak, yavrum ne kadar büyüyüp güzel olmuşsun, der. Judy o anda annesinin de kendisi gibi görmediğini anlar. Annesine, eğer gözlerinin görmediğini bilseydim, yıllarca bana ağırlık veren sana karşı düşmanca duygularımı beslemezdim, derken ana kız hıçkırıklara boğulmuştu.
Nefret, kızgınlık gibi negatif duyguları açılan kalp gözüyle sevgi ve huzura dönüşmüştü.
Sevgili okurlarım, uzun yıllar babasının gölgesinde yaşayan Walter Kohl’un kitabını herkese tavsiye ediyorum.
Bu kitap önyargıya karşı, barış içerikli olup, gazetecilere anne babalara, eğitmen ve öğretmenlere çok şey anlatıyor.
Politikaya atılmak isteyenlere, politika ile ilgilenenlere ön ders niteliğindedir.
Kardeşi Peter trafik kazası geçirdiğinde basın ve medya ailesinden önce hastanedeydi. Parti bağışı ile ilgili nerdeyse Helmut Kohl’a karşı linç operasyonu yürütülmesi bir ilk değildi.
Politikacılar eleştirilerde, medya ve basına etik sorumluluklarını her an hatırlamaya yardım eder. Bir insan değil arkada etkilenen bir aile olduğunu düşünmek gerekir. Bilhassa seçimlerden önce yapılan linç etme, parti politikasında etik ve insanlık sınırlarını aşanları dikkatle gözleyip, seçmenlerin onları seçmeyerek cezalandırmaları kaçınılmaz.
Savunma bakanının (Karl Theodor zu Guttenberg) görevinden ayrılmasına sebep olan, bakarak doktor çalışmasını kopyalanma birlikte onu seçim kampanyasında ortaya çıkaranı etik olarak yargılamalıdır.
Hoşça kalın, kitapsız kalmayın!
  
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
Kaynak ve kitap tavsiyesi (çok satan listesinde ilk sırada):
Walter Kohl, Leben oder gelebt werden.
Integral Verlag, 2010,
ISBN 978-3-7787-9204-9
Foto: Jan Frommel

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.