YAŞ GÜNÜ

ABONE OL
18:09 - 01/10/2020 18:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

YAŞ GÜNÜ

Doğduğu günü bilen insana ne mutlu. Yaş günü deyince bazı köy enstitüsü mezunu yazarlarımızın hikâyeleri aklıma gelir. 

Ya harman zamanı, ya bağ bozumu veya kar tipisiyle tarif edilir.

Bizim köyde doğum tarihleri doğru yazılırdı, zira babam köy ihtiyarlar meclisinde eski ve yeni yazıyı okuyup yazabilen tek kişiydi, bu nedenle kütüğe doğru tarih yazılırdı. 
Çoğu köylerde çocuk okula başlarken, erkekler askere giderken, kızlar evlenirken yaş tespiti gerekirdi.

Yetmiş yıllarında Berlin’e gelen Türk öğrencilerin doğum günü yüzde doksanı 1 Ocak tarihi olunca bir sorun olduğunu farkettim. Türk doktorunu yardıma çağırırdık, hangi sınıfa vereceğimiz öğrencinin yaşına bağlıydı. Diş ve kemik yapısına göre okul müdürümle gideceği sınıfı ayarlardım. Yaşını mahkemede değiştirme imkânı başka ülkede var mı bilmiyorum, ama Türkiye’de bir genci asmak için yaş büyütüldüğü tarihe geçti.

Bugün sosyal medya facebook kullanan bilir, ekip doğum gününü hiç unutmaz. Hatırlatılınca yüzlerce arkadaştan kutlama mesajı alınır.

Almanya birleşmesinin 26. yılını kutladı. Doğu ile Batı Almanya’nın birleşmesi dünyanın tarihini değiştirdi. Federal Almanya Cumhuriyeti her yönden daha ileri durumdaydı. Demokratik Almanya Cumhuriyet’i birleşme öncesi iflâs etmişti.
Duvar yapılınca işçi ihtiyacını karşılamak amacıyla 1961 yılında Türk konuk işçi dönemi başlamıştı. Birleşme yılı 1990’da artık kalıcı olmaya karar verilmişti.
Tarihten kaynaklanan Türk Alman dostluğuyla yalnız Almanya’da yaşayan Türkler değil, Türkiye’de de büyük bir sevinçle karşılandı.

Çoğu Türk işçileri işlerini kaybetti, Doğudan gelenler tercih edildi. Aslında 40 yıl başka bir sistem, mantalita ve kültürde yaşamış iki ayrı toplum farklılıkları dilin arkasına saklandı.
Yıllarca Doğu’yu kalkındırma için maaşlarımızdan yardım kesildi. Buna rağmen ilk dışlanan Türkler oldu. Bilhassa Berlin bundan daha fazla nasibini aldı. Batı Berlin’den hangi yöne gidilse Doğu Almanya’ya ulaşılıyordu, şehir duvarla ayrılan tek şehirdi.

Birleşmeden hemen sonra Türk düşmanlığı başladı, evleri insanları yakıldı. Bugün birleşmenin kutlandığı hiç Türkü olmayan Dresden şehri müslüman karşıtlığı yürüyüşlerin merkezi haline geldi.

Sığınma barınakları yakılıyor, ama silah satmada önde gelen ülkelerde. Ülkede barış, ama orada savaş olabilir, insanlar ölüme terkedilebilir anlayışı hakim oluyor.                      
Basın, medya politikacıların söylemleriyle kışkırtılan, yabancı ve müslüman karşıtlığı Almanya’nın çirkin yüzünü dünyaya gösteriyor. Ülkede doğan çocuklar yabancı yapılıyor. Hem turistleri hem de yatırım yapacak işverenleri negatif etkiliyor.

Düşmanlık yapanların sayısı az da olsa, zararı bütün halka oluyor. Emekli sigortalarına batıdakiler kadar ödemedikleri halde aynı emekli maaşı almadıkları için haksızlık olarak düşünülüyor.

Birleşik Almanya’nın yaş gününde torunumun ev ödevi olan şiirin yazıldığı köye gittim. Bir köy turizmle nasıl gelişir, buna şahit oldum.

Şahane yollar, onarılmış evler, köy armudu ile isim yapmış. 
16 eyalet çeşitli armut ağaçları dikerek temsil ediliyor.
Berlin-Spandau ilçesinden 40 km uzaklıkta. Köyün ağasının evi saray işlevini gören, müzeye çevrilmiş. O zaman yaşlılar yurdu olarak kullanılıyordu. Duvar yıkıldığında köy dökülüyordu, bakımsızdı, Ribbeck im Havelland. Theodor Fontane’nin yazdığı bir şiirle tanıtılmış.
Bahçedeki armut ağacının hikâyesi içinde köyün hikâyesi anlatılıyor.

Çocuğu 4. veya 5. Sınıfta olan annebabalara [Melanchton Birne] armut ağacını, köyü gidip göstermelerini tavsiye ediyorum.
Şiirde sonbahar tasviri çok güzel olduğu için Ekim ayında gezilmesi daha uygun olur. Okullarda Almanca dersinde konu olarak işlenir.

Theodor Fontane’nın (1819-1898) yaşadığı zamanda en modern ulaşım aracı at arabasıydı. Bu nedenle gezileriyle ilgili doğa ve çevrede yaşanan adet ve gelenekleri şiirlerinde dile getiriyor. Yazdığı gezi kitaplarıyla bugün bile bütün Brandenburg eyaleti gezilebilir.

En tanınan romanı Effi Briest’te bilhassa kadınların hayatlarında yasaklara dikkat çekiyor. Kadının bugünkü yerini tarihte karşılaştırma bakımından okunmaya değer.

Başka şeyler de söyleyebilecek modern bir kafam var, ama buraya uymaz. Theodor Fontane

İlter Gözkaya-Holzhey                

Hoşça kalın!

Theodor Fontane, Effi Briest, Roman,
Reclam Verlag Leipzig
ISBN 3-379-20063-8  
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.