YANLIŞ KILAVUZ

ABONE OL
18:47 - 01/10/2020 18:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye’de AKP iktidar gücünü tek parti, tek adam noktasına getirdiği inancıyla gittiği ABD’den eli boş, ”haddini bil” azarıyla dönünce Avrupa’da AB kulvarında görünme çabasına düştü.

Egemen Bağış’ın liderine özenircesine kabadayı tavırlarıyla ti ye aldığı AB’ye bu kez süngüsü düşmüş, gülücükler saçan bir çehreyle kur yapması ABD düş kırıklığı nedeniyle Türkiye’de çizilen Tayyip Erdoğan karizmasını onarma umudu olduğu kesin.

Ama bu kez kılavuz olarak Almanya Türklerinin tanıdığı, Almanya’da ve Avrupa’da unutulmuş, yalnızlaşmış birini almaları çaresizliklerinin ne denli dibe vurduğunu göstermekte.

E Posta ile sürüme sokulmuş resimler Almanya’da, Hollanda da, Fransa da ve hatta İngiltere de belirli adreslere gönderilmiş.
Bana gönderilen -birkaç değişik çevreden gelen- resimlere bakılınca kaynağın sahibinin sesinden olduğu kesin.

Tanıdık bir isim. Taktik aynı taktik. Aynı siyasi pazarlamacı kimliği ile ortaya çıkma hesabına odaklanmış, bayatlamış senaryo ile huzurlarınızda Ozan Ceyhun.
Egemen Bağış’la Tayyip Erdoğan fotoğrafı önünde samimi poz vermişler.
Egemen Bağışla AKP yakınlaşması yeni değil Ozan Ceyhun’un.
Daha önceki yıllarda da SPD içindeki Türklere Egemen Bağış’ı SPD’ ye kabul ettirme telkinlerinde bulunmuş, ama ciddiye alınmamıştı.
yildiz-akalin-c.jpg

Ozan Ceyhun, 12 Eylül Darbesinde Avusturya’ya, daha sonra Almanya’ya gelen sığınmacılardan. Dev-Sol örgütü üyesi ve Türkiye’de cinayetten aranıyordu.
12 Eylül faşizmi sayesinde birçok kişi Avrupa’da kolayca siyasi sığınma aldığı dönemlerde, Türkiye karşıtı keskin söylemlerle Yeşiller Partisinde çalışmaya başladı. Daha çok Kürt örgütleri ile, PKK ile yakın ilişkilerde bulundu. Sonra PKK Almanya’da terör örgütü sayılınca onlarla arasına mesafe koydu.

Ama AB projelerinden ayrılıkçı Kürt örgütlerine epey para aktarımı yaptı.
Yazdığı Almanya’ da Bir Türk kitabı ile kendisini anlatırken Yeşiller Partisinin en demokrat, en özgürlükçü parti olduğunu özellikle vurgulamaya özen göstermişti.
Hatta bir TV programında SPD’yi şiddetle eleştirmiş; ”Eğer Yeşillerden başka bir partiye gitmem gerekirse kesinlikle SPD’ ye gitmem CDU’ ya giderim.” Diyecek kadar SPD’ ye öfkesini vurgulamıştı.

Ozan Ceyhun’u cinayet suçuyla Alman polisince gözaltına alındığı dönemlerde tanıdım.
Yirmi yıldır açılmayan cinayet dosyası yüzünden bir trafik kontrolünde gözaltına alınmasını Hürriyet Gazetesi manşetten vermişti.
Daha sonraları hakkında ağır suçlamalara karşı tavır alarak Ozan Ceyhun’dan yana tavır koyduk.

Her kim olursa olsun insanların yargısız infazına sessiz kalamazdık ve sessiz kalmadık.

yildiz-akalin-b.jpg

Yeşiller Partisinden AP milletvekili seçildi.
Ama oradan ayrıldı CDU yerine SPD’ ye transfer oldu.
Solcu kimliğini pek beğenmemiş olacak ki bir HDF toplantısında Sağ Sosyal Demokrat olduğunu vurgulamıştı.

Sonra siyasette pazarlama işine soyundu. Yıllarca bu pazarlamayı sürdürdü.
SPD içindeki Türkleri Yeni Yerliler diye pazarladı.
İnanç örgütleriyle Türkiye’deki siyasi yakınlığı yoluyla Alevi örgütlerinde boy gösterdi.
Ama AP milletvekilliğine bir daha ulaşamadı.
Büyükelçilikte yapılan pazarlıklardan sonra Türkiye’ye girişi, SPD üyeliği ile pazarlama işine devam etti.

Sonra Kıbrıs’a yöneldi.
Başlarda Kıbrıs konusunda yaman bir Kıbrıs Türkleri Karşıtı iken sonradan Kıbrıs Türkleri dostluğunu pazarladı.

Hessen SPD’ sinde sağ kanattan enerji kartellerinin baskısıyla Ypsilanti’ye oy vermeyeceğini açıklayan dörtlünün lideri, CDU’ ya iktidar şansı veren Jürgen Walter’le Kıbrıs’ta pazarlama işine devam etti.

Orada otel, danışmanlık işine karıştığı söylentisi Almanya’ya kadar geldi. Ama somut bir kanıt olmadığı için o konu söylentide kaldı. Bu konuyu bize iletenler somut verileri ortaya koyarlarsa yeni bir tartışma ortamı çıkar mı bilemem.
SPD’ ye, başbakanken sosyal devleti dinamitleyen, başbakanlığı kaybedince Gaz Tröstlerinin ücretli elemanı olan Schröder’e kendisine CHP’de yer vermeyen Baykal’ı kötülemeye çalışarak, AKP’ye yanaşmaya çalıştı.

Sonra Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ü Almanya’da pazarlamaya soyundu.
Parti içerisinde bir takım kişilerin, Almanya’da duygusal hemşerilerinin desteği ile Sarıgül adıyla Almanya’da toplantılarla güç kazanmaya çalıştı.
SPD ve yerel örgütler, İstanbul’un en büyük ve zengin ilçelerinden biri olan Şişli Belediye Başkanını Ozan Ceyhun aracılığıyla pazarlanmasına ses çıkarmadılar.
Hatta Mustafa Sarıgül’e danışmanlık yaparak maaş aldığı, İstanbul’a her gelişinde Ozan Ceyhun’u hava alanından makam aracıyla alması ballandıra ballandıra anlatılması bizi pek ilgilendirmedi.

yildiz-akalin-a.jpg

Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olunca yakın ilişki kurma arayışlarına girdi.
Ama orada da Ozan için yer yoktu, karşısında Ali Kılıç vardı. Avrupa’da CHP örgütlenmesinde tek söz sahibi olarak Kılıçdaroğlu’nun hemşerisi kimliği ile kendine yakın insanları görevlendirerek CHP örgütlenmesini sekteye uğratmayı bile göze alan Ali Kılıç eski yakınlıklarına rağmen Ozan Ceyhun’a yer bırakmadı.
CHP’den umudunu kesen, Mustafa Sarıgül’ün parti kurarak zirve yapamayacağını anlayınca ”Umudum Recep Tayyip” diyen Ozan Ceyhun’un AKP Avrupa sözcülüğüne soyunması kendi kararıdır, o karara kimsenin karışması söz konusu olamaz.

Kendi sitesinde, özel iletilerle SPD ile AKP’lilerin arasında özel çekilmiş fotoğrafları pazarlamasına da gülüp geçerdim.

Hatta, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu ve AKP Milletvekili Çağatay Kılıç ile SPD Başbakan adayı Peer Steinbrück samimi fotoğraflarını piyasaya sürmesine de güler geçerdim.

Karısının rüşvet dağıtımı örtbas edildiği için gensoru vererek hesap soran Kılıçdaroğlu’na fırsat bu fırsat diye güya tavır koyan Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda’yı doldurduğunu twitterde yazmasına da gülüp geçtim.

Ancak, Kemalizm’e, Yurtseverlere, Türkiye’de siyaset yapan siyasiler içinde en dürüst liderlerden biri olan Kılıçdaroğlu’na hakaretlere varan söz ve yazılarını SPD yönetimini arkasına almış gibi piyasaya sunmasına seyirci kalınamazdı.
Birçok kişi ve kuruluşlar tepkilerini belirtirlerken, benim duymadığım, bugünden sonra yapacağına ve yaptığına inandığım birçok özele karakterim gereği girmeyeceğim.
Benim sözüm SPD içinde bilerek veya bilmeyerek ister Alman, ister Türk kökenli kişilere ve de özellikle 1984 yılından beri üyesi olduğum SPD parti yöneticilerinedir.
Sanata, bilime, demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere düşman bir AKP’nin yaptırımlarını şimdiye kadar küresel sömürünün gereği diye yeterli duyarlılığı göstermediğinizi biliyoruz.
AKP’nin yaptıklarının demokrasiyi iyileştirmeden öte, ortadan kaldırma amacında olduğunu şu son günlerde dünya anladı.

İnsanların yaşam biçimlerini kendi dini inanışı şekline zorla yaşatmak isteyen tek adam, tek parti, tek mezhep düşüncesine karşı duran kişilere, kurumlara polis gazıyla, coplarla, tazyikli sularla acımasızca saldırtan bir iktidarı ülkenizdeki yayınlardan izlediniz.

Türkiye’de insanların düşüncesine, çevreye, çağdaş yaşam biçimine, özgürlüklerinin gasp edilmesine karşı en doğal hakkı olan gösteri yürüyüşleri yapmak isteyen insanlara kadın erkek, yaşlı, genç, çocuk demeden nasıl saldırıldığını siz Avrupa’da izlediniz.

Ama Türkiye’de medya eğlence programları dışında hiç bir olayı vermedi.
Yüz binler sokaklardaydı. Medya sansür edildi, Radyolar vermedi.
İşadamları, yargıçlar, gazeteciler, aydınlar korku içindeler.
Halk neler olduğunu göremedi. Sadece internetten haberleşildi.
Dün Türkiye ayaktaydı. Türkiye’deki tepki, Emperyalizmin petrollere el koymak için kışkırtılan Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki uyduruk Arap Baharı’na benzemeyen bir tepkidir.

Bu çağdaşlığa, özgürlüğe, din diktasına karşı demokrasiye bağlılığın kararlılığıdır.
Sosyal Demokrasiyi yurtseverliğe karşıymış gibi gösteren aymazlara pirim vermeyeceğinize inanarak partime ve yoldaşlarıma sesleniyorum.
Ne bir makam, ne bir getiri beklentim olmadan, sadece ülkemdeki aydınlarla, barıştan yana olanlarla ilkemiz olarak bildiğim DAYANIŞMAYA çağırıyorum.
Var mısınız?

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.