YANILTICI SÖZCÜKLER

ABONE OL
19:01 - 01/10/2020 19:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Kısa olduğu halde etkisi büyük olan sözler ve kelimeler vardır, evet, hayır gibi. Bir zamanlar sayın kelimesi de öyle idi. Mektup zarfına adres yazarken Sayın Bay veya Sayın Bayan diye yazardık. Ama bugün Türkiye’de kullanıldığı şekilde oldukça sıkıcı, bıktırıcı oluyor. Öyle ki 22 Ağustos 2010 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde Işıl Özgentürk köşe yazısında bu bunaltıcı sıcaklarda görmek istediği rüyaları yazmış. Rüyasının birisi de Türkiye’de herkes hür yaşıyor, her şey serbest, tek bir yasak var, o da sayın kelimesinin kullanılması. Bazen öyle sıkılıyorum ki televizyonda kanal değiştirmek zorunda kalıyorum, çünkü dikkat dağılıyor. Her cümlede en az bir kere konuşuluyor. Herkes herkese sayın derse, bu sözün bir anlamı kalmaz.

En iyisi geri dönüş yaparak, yine yalnız adreslerde yazmak.
Burası Türkiye sözünü kullananlar kurallara uymak istemeyenler.
İşin garibi Avrupa’da yaşayan Türkler de, çok azı da olsa, bu sözü kullanıyor. Ama çoğunluğu Türkiye’de de kurallara uyulsun, yaşadığımız ülkeler gibi olsun istiyor ve davranışlarıyla diğerlerine örnek oluyor. Kendinden başlamak istemeyenler, devleti idare eden hükümeti eleştiriyor, ama sahilleri kirletiyor, ızgara yapıp dumanlarıyla yanındaki insanları adeta boğuyor. Çöpünü atıp gidiyor. Burası Türkiye sözcüklerinin olumlu kullanılmasını gönül ister.
Burası Türkiye sözünün hemen arkasından boş ver, sözcükleri geliyor. Türkiye’yi batırmak isteyenler, vergisini vermeyen, kanun ve kuralları çiğneyenler kullanıyor. Kıskanç, içi kötülükle dolu, nefretin ağırlığını kaldıramayanlar, kin kusanlar, insanları birbirine düşürenler, barış olursa, huzur olursa huzursuz olan kavgacı insanlar bu sözcükleri kullanıyorlar.
Gurbetçi kelimesinin içinde hor görme, acıma duygusu saklı. Sanki yurtdışında yaşayan Türkler zavallı insanlar, özlemden ölüyorlar. Onlar diasporada yaşamıyorlar, kimse onları zorla göndermediği gibi, zorla da orada tutmuyor. Avrupa’da yaşılan insanlar doğal güzellikleri, candan insanları, güneşi özlüyorlar. Türkiye’de tatil geçirirken de Almanya’nın düzenini arıyor, sosyal devleti ve politik ahlâkı özlüyorlar.
Almancı kelimesi aynen gurbetçi kelimesi gibi dil bilgisi olarak çok yanlış kullanılan bir kelimedir. Cı , çi ekleri meslek belirleme, türetme içindir. Eski sözlüklerde bu kelime yer almıyor.
Doğrusu Almanya’da yaşayan Türkler ve Türk kökenli almanlar olarak da alışmak gerekiyor. Yakında ellinci yıldönümü kutlanacak.
 
Yabancı medeniyet görmemiş, vahşi anlamıyla kullanıyorlar.
Türk olmayan her şey yabancı, Türkiye’de oturan evi olan bir insan bile başka dil konuşursa yabancı oluyor, örneğin Didim’de İngilizler. Fransız gelinleri, Alman damatları da olsa yabancı kelimesi kullanılıyor. Kayınvalide gelininden bahsederken yabancı, diye bahsediyor.
Trafik Canavarı sözü suçu, hatayı üstlenmemek bir üçüncüyü bulmak için kullanılıyor. Genellikle erkekler araba sürdüğüne göre, erkekler büyüktür, sen ve ben asla hata yapmayız. Hani o üçüncü var ya, ancak o canavar kazaya sebep olur, trafikte hata yapar.
Aslen nerelisin sorusu, Almanya’da nereden geliyorsun sorusu gibi, sizi hiç terk etmiyor. İstediğiniz kadar Türkiye’de başka bir şehirde yaşayıp, çalıştığınız halde aslen oralı olamıyorsunuz. Doğduğunuz şehirli olmaya mahkûm edilmişsiniz, seçme hakkınız elinizden alınıp, kadere teslim ediliyor.
Sevgili okurlarım, duyduğunuz her yerde ve anda yanlış konuşulan, yanıltan kelimelerde uyarınız. Eğer Almanya’da (getürkt) Türk gibi negatif anlamda olan bu kelime artık kullanılmıyorsa, benim gibi sık sık, usanmadan protesto mektupları yazanlar sağlamıştır. Almanya’da yazıp da cevap almadığım kişi ve kuruluşlar çok nadir oluyor. Türkiye’de sözlü iyi iletiliyor, hem yazılı hem sözlü, lütfen bıkmayalım.
Cumhuriyet Gazetesi’nin verdiği Kitap ilâvesinde dilbilimci Feyza Hepçilingirler hiç durmadan, usanmadan ve bıkmadan yanlış kullanılan, yanıltan kelimeleri yazıp, okurlarını uyarıyor.
Almancada Türk kökenli politikacılar bile çifte vatandaşlık (Doppelstaatsangehörigkeit) kelimesi ile halkı yanıltıyorlar. Türk vatandaşlığını kaybetmeden alman vatandaşı olanlar çifte vatandaşlıkta eşit hak ve görevlere sahip değiller. Sıradan bir alman vatandaş çifte hediye zannediyor. Zahmet edip bir kaç kelime ilâve ederek anlatmak en doğrusu.
Yunanistan yurt dışında yaşayan yunanlıların vatandaşlığı donduruluyor, diyor. Yunanistan’da hak ve görevleri saklı kalıyor. İşler vatandaşlık çalıştığı, yaşadığı ülkenin vatandaşlığı oluyor.
Doğrusu çifte kelimesini kullanmadan, Türk vatandaşlığını kaybetmeden alman vatandaşlığını elde etmek olmalıdır. Bu anlamda dil bilimcileri yeni bir sözcük bulmalıdırlar.
Didim Yat Limanı’nda yapılan Türk Sanat Müziği Konseri’nden sonra yaz rüyaları görülür. Yıldızlı semalarda, şarkılar sevgiliden anlatır. Aheste çek kürekleri, der Yahya Kemal Beyatlı. Denizde akşam amfi tiyatroda şef Seher Giray, müzikseverleri Kalamış’a götürdükten sonra yıldızların altında elbette yaz rüyalarını bize yaşatan koronun, Didim Derneği’nin kurucuları Ergül ve Doğan Ersoy çiftine teşekkürlerimiz sonsuzdur.
Yarın yaz rüyalarımdan uyanınca yanıltan sözcüklerin hiçbirisi artık kullanılmıyor olacaktır.
Hoşça kalın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen
   
 
Not:
“Neye Hayır” yazıma yorum yazan sevgili okurum Gonca Uncu ve diğer ilgilenen okurlarım, AKP’nin neden Evet, CHP’nin neden Hayır gerekçelerini anlatan kitapçıklar elimde. Fakat argümanlar soru cevap şeklinde yorum ve açıklamalı. Bizim Almanya’da alıştığımız gibi (örneğin Etik dersleri) asıl metin ve metindeki değişiklik başka renkli kalemle yazılı değil. Gümrüklerde, giriş ve çıkışlarda oylamalar devam ediyor.
12 Eylül 2010 saat 24.00 e kadar da devam edecektir.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.