VİZE MUAFİYETİ!

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın Soysal Kararından sonra Alman hükümetinin bazı Türk vatandaşlarına uygulanacak vize muafiyeti nihayet belli oldu. Buna göre, TIR şoförleri ve nakliye işlerinde çalışan elemanların yanı sıra bilim adamları, sanatçılar ve profesyonel sporcuların da Almanya’ya vize almaksızın girebilmelerinin mümkün olduğu açıklandı. Açıklandı ve Türk medyasından aniden sevinç çığlıkları yükseldi. Ulusal yayın yapan bir TV kanalımız ana haber bülteninde konuyu “Alman hükümetinden vize jesti!” diye konuyu hiç bilmediği her halinden belli olan toy bir muhabirin ağzından duyurdu. Tümüyle yanıltmaya dönük bu haberin en büyük gazetelerimizden birinde de bu doğrultuda verilmesinden bir gün sonra bereket o gazetenin Almanya deneyimi olan başarılı bir muhabiri tüm çıplaklığıyla kamuoyuna duyurdu. Böylece bu “vize muafiyeti” meselesinin de saptırıldığı gibi olmadığı anlaşıldı.

Bundan on dört hafta önce bu sütunda yine vize konulu bir yazım yayınlanmıştı. O yazımda Soysal Kararını yorumluyor ve bu karara rağmen çok iyimser olunmaması gerektiğini, vizeyi kaldıranların bu defa vize muafiyetini bir tür vize olarak kullanacaklarını belirtmiştim. Şimdi Ankara’daki Almanya Büyükelçiliği “vize muafiyetinin nasıl uygulanacağına” ilişkin kuralları açıkladı. Buna göre, vizesiz seyahat edecek olanlar neredeyse vize verilmesi için hangi belge gerekiyorsa bu defa “muafiyet belgesi” almak için Almanya temsilciliklerine verecekler! Bu “muafiyet belgesini” almak zorunlu değilmiş ve düzenlenmesi için ücret de alınmayacakmış. Fakat Alman sınır polisinin bu belge olsa da olmasa da vizesiz gelen Türk’ü içeri alıp almama yetkisi tabii ki saklı kalıyor. Yani, önce vize kalktı denecek, sonra “muafiyet belgesi” alın isterseniz denecek ve de sınır polisi isterse hiç kabul etmeyebilecek. Bu arada, bir üniversite profesörümüz pasaportunda “Prof. Dr.” ibaresi olsa da ayrıca kanıtlayıcı belge ibraz edecek, sanatçı “dünyaca önemli bir sanatçı olduğunu” ispat edecek (nasıl olacaksa?!). Mesela Fazıl Say’a Berlin Tegel’e geldiğinde kendini kanıtlaması için hemen bir kuyruklu piyano mu getirecekler? Alman sınır polisleri dinleyip karar versin, bu Türk “iyi piyano çalıyormuş” desinler diye? Aslında Türk kim, piyano çalmak ne? Değil mi ya!

Profesyonel sporcular aslında tek tek değil takım halinde geliyorlar. Maç yapacak bir Türk futbol takımı vize almadan Alman hava limanlarından birine geldiğinde kalecisi veya takımın santrforu son derece “güler yüzlü”(!) bir sınır polisi tarafından içeri alınmazsa ne olacak? Gerekçeyi sorma hakkınız var mı? O zaman “neden muafiyet belgesini”, yani adı vize olarak konmayan “yeni vizeyi” almadın mı diyecekler? Bazen vizesi olanı bile beğenmeyip almıyorlar içeri. Vizesiz Türk vatandaşı gelse vallahi hava alanında alarm falan verirler, büyük bir felaket olmuş gibi! Ha bu arada unutmadan yazayım: Türkiye’den Almanya’ya yolcu taşıyan uçak şirketleri zaten daha Türk hava limanlarında bizzat vize kontrolü yapıyorlar. Şayet pasaportta vize yoksa uçurmuyorlar kimseyi. Hadi gelin havayolu şirketinin yer görevlisine anlatın bakalım:”Ben falanca üniversitede bilim insanıyım, ben profesyonel tenisçiyim, ben keman sanatçısıyım, vizeden muafım, Soysal Kararı vs. vs.” Doğrusu vizesiz uçağa binecek Türk vatandaşı çıkacak mı, çok merak ediyorum.

Şimdi izninizle ne olacağını söyleyeyim. Soysal Davasını kazanan avukatla görüştüm. Bana söylediği şu: “Uygulama böyle olursa Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın yeni kararlar alması kaçınılmazdır.” Yani hukuk savaşımı sürecek. Bakalım neler olacak, hep birlikte göreceğiz. Hukuk mu kazanacak, yoksa hukukun siyasete kurban edilmesi mi?

İyi bir hafta dilerim.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.