VARAN İKİ
İlkini bilmem anımsıyor musunuz?
Alman Eyalet Mahkemesi yargıçlarından Rolf Schwalbe; zamanın Dışişleri Bakanı Tansu Çiller’i suçlamış ve Bakan Çiller’in uyuşturucu kaçakçısı Baybaşin ve Şenoğlu Aileleriyle sıkı ilişkisi olduğunu ileri sürümüştü.
Bu sav; Türkiye’nin Almanya Büyükelçiliği ve Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığınca araştırılmış ve sava karşı hazırlanan bir dosya Alman makamlarına ulaştırılmıştı.
Alman Basın Ajansı DPA, olayı „Türk Hükümeti eroin ticaretinin üzerini kapatıyor.“ başlığıyla sunmuştu basın kuruluşlarına.
Bizimkilerde etekler tutuşmuş, olayın gerçeği yansıtmadığını kanıtlamak için çalmadıkları kapı kalmadığı gibi kırk dereden su taşımışlardı o zaman haberi yalanlamak, yalanlayabilmek için…
Atılan çamur muydu, değil miydi? Bilemem. Ama; izi de kalmıştı.
De Telegraaf Hollanda’nın günlük gazetelerinden biridir. Gazetede öyle bir haber yer alıyor ki; insana, ister istemez, „Varan iki!“ dedirtiyor.
BBC Türkçe Servisi’nden Yusuf Özkan’ın haberine göre, gazete baş sayfasının tamamını bu habere ayırmış.
Haberin başlığı “Mafya hesaplaşması Erdoğan’a uzandı”. Haberi yapanlar T.C. Cumhurbaşkanı RTE’nin resmini de kullanmışlar üstelik bu haberi yaparken. O kadar güveniyorlar haberlerinin doğruluğuna yani…
Son olarak geçen hafta sonu Amsterdam’da ismi yeraltı dünyasıyla anılan Barış Önder otomatik silahla taranarak öldürülmüş. De Telegraaf, Barış Önder’in, aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle Sedat Şahin grubu tarafından öldürüldüğünün düşünüldüğünü belirtmiş haberde.
„İyi de; bunun Cumhurbaşkanı RTE ile ne ilgisi var?“ diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Soruşturmayı yürüten savcı hazırladığı dosyada, yeraltı dünyasının tanınan isimlerinden Sedat Şahin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çevresiyle ilişkisi bulunduğunu öne sürmüş gazetenin haberine göre.
Bizimkinin „Eyy De Telegraaf! Eyy Savcı!“ diye hançeresini zorlamasına tanık oluyor gibiyim bu yazıyı yazarken.
Gazete; haberini Şahin gurubundan, cinayetin azmettiricisi olarak tutuklanan kişinin Belçika’dan Türkiye’deki birisiyle yaptığı telefon konuşmasına dayandırıyor. Zanlı; Türkiye’dekinden yardım istiyor, Türkiye’deki de RTE’nin bir danışmanıyla ilişki kurabileceğini, zanlıyı bir işadamı olarak tanıtabileceğini söylüyor ve RTE’nin Sedat Şahin’den etkilendiğini ekliyor sözlerine..
RTE’nin etkilendiği bu Sedat Şahin uyuşturucu kaçakçılığı yapan mafya babası Sedat Şahinden başkası da değilmiş habere göre.
Ben haberin yalancısıyım. Neme gerek?
“Yeraltı mı dersiniz, yerüstü mü?
Ne derseniz deyin! Koskoca bir ülke… O koskoca ülkenin cumhurbaşkanı ve uyuşturucu kaçakçıları ve mafya babaları….
Cinayetlere azmettiriliyor, cinayetler işleniyor oralarda ve buralarda. Azmettiriciler, katiller ve şüpheliler yakalanıp tıklıyorlar kodese ve akıllarına o koskoca ülkenin cumhurbaşkanı geliyor kendilerine yardımcı olsun diye…
Bu da benim yorumum. Eeee! O kadar da olsun artık.
Nasıldı özdeyiş değeri kazanan o ünlü söz?
Hani; „Namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça…“ başlayıp da devam eden.
Devamını da siz getiriverin artık!
Hasan Arslan
