”ÜZERİNDE DE DURMUYORUM”

ABONE OL
18:57 - 01/10/2020 18:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

”Tabii; bu, bize yapılan ilk saldırı değil. Hopa’daki taşlı sopalı saldırı sırasında bir koruma görevlimiz de isabet alarak ağır yaralanmıştır. Şu anda yoğun bakımdadır. Rize’de beyin ameliyatı gerçekleştirildi. Bize verilen bilgiye göre 72 saat uyutulması gerekiyormuş. Kendisine acil şifalar diliyorum.” diyor başbakan otobüsten düşerek ağır yaralanan koruma polisi hakkında.

Ne denli insancıl değil mi?
Biz de koruma görevlisi yurttaşımız, insanımız polis arkadaşımızın yeniden sağlığına kavuşmasını ve kendisinde bu kazadan hiç bir iz kalmamasını yürekten dileriz.
Çünkü; bizim için insan, en yüce değerdir.
Gençlik yıllarımızda ”Emek en yüce değerdir.” diye inandık. Bugün; en yüce değerin insan olduğunun bilincindeyiz.
Konuşmasını – aşağı yukarı – şöyle sürdürüyor başbakan: ”Bu arada birisi de kalp krizinden şey olmuş orada. Kim olduğunu bilmiyorum. Şu anda üzerinde de durmuyorum bu olayın.”
Ben; insanı en yüce değer olarak gören Hasan Arslan, utandım. Ülkemin başbakanının yaşamını yitirmiş bir yurttaşım hakkında ağzından çıkanlar utandırdılar beni. Hani derler ya; ”Utançtan yer yarılsa içine düşerdim.”
Bir insan ölüyor… Ölüm nedeni ne olursa olsun! Ölen bir insandır…
Kaldı ki; benim meslektaşım da olan bu insan, tüm gücüyle olayları yatıştırmaya çabalarken polisin gözüne biber gazı sıkması sonucu geçiriyor kalp krizini. Bu biber gazı öyle bir gazmış ki; dozu kaçırılarak sıkılırsa kalbin durmasına neden olabilirmiş.
Metin Lokmacı; Hopa olaylarında canını veren bu güzel insan, YÜREKTEN İNANIYORUM Kİ; ölen hiç bir insanın ardından başbakanın onun arkasından dediklerini demezdi. Çünkü; o, insanı en yüce değer sayan bir dünya görüşüne sahipti. Salt insana değil, içinde yaşadığımız çevreye karşı da son derece duyarlı olduğunu hakkında yazılanlardan öğreniyoruz. Hopa olaylarının ardında da bu çevre bilinci vardı zaten. Orada toplananlar, Hopa’ya seçim konuşması yapmaya gelen başbakana ”Sularımızı kimseye vermeyeceğiz!” diyeceklerdi. Diyemediler. Dedirtmediler onlara güvenlik görevlileri bunu. Önce kışkırtmışlar onları habere göre, sonra da acımasızca saldırmışlar. Onlarcasını tıkmışlar zorla polis otobüslerine. Gene habere göre bu sayı da yetmiyormuş onlara. Sayıyı yüzlere çıkaracaklarına kesin gözüyle bakılıyor.
Ertesi gün bu insanların bir kısmı Ankara’ya gelerek alınan arkadaşlarının bırakılmaları için bir gösteri düzenlemişler. Polis panzerleri çevirmişler göstericileri. Göstericilerden bir hanım polis panzerinin üstüne çıkmış. Panzeri kullanan polis, ustaca (!) bir manevrayla düşürmüş onu panzerden asfalta. Kalça kemiği kırılmış bu hanım göstericinin.
Olayı anlatan başbakanın şu sözleri utanmazlığın çok çok ötesinde geldi bana.
”Panzerin üstüne birisi çıkmış. Kız mıdır, kadın mıdır bilmem…”
Bu laflar; ne utanmazlığı, pespayeliktir, kepazeliktir.
Bu laflar beni utancın da ötesine götürdüler.
Bu sözleri sarf eden, insanı en yüce değer olarak görebilir mi sizce?
Bu sözleri ağızdan kaçmış sözler olarak değerlendirebilir misiniz?
Bu sözler; kendisinden olmayanı insandan saymayan birinin sözleri değil midirler sizce de?
Bu nasıl bir ”ileri demokrasi”dir ve bu nasıl bir ”ileri bir demokrat”tır ki; karşıt görüşe ve karşıt görüşün açıklanmasına su damlası kadar hoşgörüsü yoktur.
CHP’nin genel sekreterliğini yapan, bu partinin bakanlık koltuğuna oturttuğu, şimdinin köşe yazarı ve araştırmacısına göre bu başbakan, ”iyi yetişmiş bir hatip”miş. Ondan 12 Haziran’da sandıklar kapanınca herkesi kucaklayan bir ”balkon konuşması” bekliyormuş.
AL BİRİNİ, VUR ÖTEKİNE…

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.