UYGARLIK BİR BÜTÜNDÜR

ABONE OL
18:56 - 01/10/2020 18:56
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Tarihte birçok filozof, tarihçi ve yazar insan üzerine düşünce ürettiler. Uygarlık sonradan konu oldu. İnsan olmadan uygarlık olamaz. Batı kültürü hep üstün sayıldı. Yüzümüzü Batı’ya döndük. Hayyam, Yunus Emre ve Mevlana’dan önce Goethe’yi okuduk, Sartre’yi tartıştık.

Batı uygarlığı insanlık sorununu çözdü diyemeyiz. Fırsat bulunca hemcinslerini ehli hayvan gibi kullandılar, kırbaçladılar köle olarak kullandılar.
Uygarlık kavramını bilim, sanat, edebiyat, teknoloji, insan haklarını koruma ve özgürlük olarak okullarda öğrendik. Ama uygar ülkelerin silah ticaretlerinin arkasındaki insanı hiçe sayma amacını öğrenmedik. Hiçbir öğreti ve hiçbir din insana yapılan haksızlığa, sömürmeye karşı koyamadı. Çağdaş uygarlık doğayı da hor kullandı. Doğayı anlamadı. Geri kalmış ülkeler batının sanatını, müziğini ve bilimini öğrenmeden silahlarını satın alıyor, kullanıyor.
Doğan Kuban şöyle yazıyor:
”Uygarlık şaşırtıcı bir olgu. En iyi musiki besteleyen, en güzel resim ve heykelleri yapan, en güzel yapıları inşa eden, en iyi öğrenimini veren, özgür insana en çok hak veren bir ülke, başka ülkelerin on yıllarca insanları soyan, ezen öldüren diktatörleri ile işbirliği yapıyor, ürettiği silahı karnı doymayan insanlara satıyor.”
Önce insan olmanın özellikleri acıma duygusu, yani empati yardımlaşma olmalıdır. İnsan olan uygar olursa o zaman tüm iyiliklere ulaşılır.
Böylesine uzman olmadığım bir konuya girmeme sebep olan dilbilimci Feyza Hepçilingirler’in şu sözleri oldu:
”… Hollanda’daydı, bir hafta önce Türkiye’den gelmiş genç bir hanım: Burada ne elektrik kesiliyor ne de su. Bir daha döner miyim Türkiye’ye? Demişti de donup kalmıştım. Hiçbir katkının bulunmadığı uygarlıktan pay kapmaya çalışmaya ne hakkın var?”
O uygarlık dokuz yüz binikiyüz yılları arasında platin yılını yaşayan İslam Medeniyeti’ne kökenini dayadı. İspanya’dan Çin’e kadar her türlü, bilimde, astronomi, tıp, matematik mimaride İslam Medeniyeti dünyaya örnek oluyordu. İlk hastane, ilk kütüphane oralarda kuruldu. Yunan filozoflarını yazıları ve tercümeleri ile düşünce kültürünü Batı’ya İslam aydınları kazandırdı. Aldıkları örnekleri geliştirdiler, ama kaynaklarını göstermediler. La’Fontaine, Daniel Defoe, Marco Polo edebiyat, gezi yazılarını oradan örnek aldılar. Elli yıl Müslüman İspanya’yı idare eden Halife Abd Al Rahman İslam, Yahudi ve Hristiyan bilim insanlarını Cordoba’da bir
araya getiriyordu. Kendisi tahsil yapma şansı olmadığı halde HZ. Muhammed:
”İlmi ara, nerede bulursan oraya git,” diyordu. Haçlı seferleri Arap ve İslam uygarlığına darbe vurdu. Christoph Kolumbus’un Amerika’yı keşfetmesinden sonra Yahudiler ve Müslümanlar çok kötü günler yaşadılar. Sağ kalanları İspanya’yı terk etmek zorunda kaldı. İslâm ülkelerinin bugünkü duruma gerilemesi ayrıca incelenip, derlenecek önemli bir konudur.
Kültür ile uygarlık kavramları birbirine karıştırılıyor. Kâğıdın ve yazının icadına medeniyet dersek, kültür o yazının içeriği olabilir. Kültürler çatışmaz, bir araya gelir bir bütün oluşturulursa renkli mozaik meydana gelir. Öğrencilerime Almancada kültür çantasını (Kulturtasche) anlatmak için örnek olarak veriyordum. Temizlik ve bakım için ne gerekiyorsa geziden önce o çantaya konuyor. Diş macunu, fırçası, tarağı unutma, diyordum. Uygarlığın bir bütün olduğunu türlü yemeğini örnek gösteriyordum. Her sebze bir ülkeyi temsil eder, sonunda renkli nefis bir yemek ortaya çıkar.
Gelelim Türk işçilerinin Avrupa uygarlığına katkıda bulunup bulunmadığına. Federal Almanya Cumhurbaşkanı Christina Wulff ülkesinin bugünkü refahını Türk işçilerinin katkısında bulduğunu söyledi ve Türk işçilerine teşekkür etti. Türk işçileri Almanya’yı dünyaya açılan bir göçmen ülkesi yaptı.
Evet, Feyza Hanım, ben de kırk senedir Berlin’de suların kesildiğini, elektriğin söndüğünü görmedim. Orada hatlar bozulmuyor mu? Elbette bozuluyor, bilgisayar otomatik olarak başka bir hata bağlıyor. Bu zaman saniye olduğu için biz fark etmiyoruz. Ben şu anda Didim’de bu rezaleti yaşıyorum, sular kesiliyor, elekrik sık sık sönüyor. Elektrikle çalışan beyaz eşyalar bozuluyor. Su boruları patlıyor.
Türkiye çok ilerledi, çok şey başarıldı. Otoyolları kusursuz. Biraz önce eşimle konuşurken hatırladık, konserve kutularını açardık, geri kapanmazdı. Her şey ilerledi. Türkiye Avrupa’da yaşıysan işçilerden yalnız döviz beklemezde öğrendiklerimizden, faydalanmak isterse siz de kaosta yaşamayı sevmezsiniz. Şehir plânlaması, elektrik su şebekelerinde çok sayıda Avrupa’da Türk kökenli insanlarımız, mühendislerimiz var.
Bahsettiğiniz hanım belki Hollanda’da elektrik ve suyun kesilmemesinde direk bir fonksiyonu yoktur. Ama mühendislerin odalarını, tuvaletlerini temizlese bile o uygarlık çarkının dönmesinde katkısı vardır. Uygarlık kimsenin malı değildir, tüm insanlığa aittir. Uygarlığın yapı taşları olan kültürleri çatıştırmak yerine, birleştirmeye hizmet etmek gerekir. İşte o zaman barışın rüyasını görmez, gerçekten onu yaşarız.
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
 
 
Kaynaklar:
Kitap Cumhuriyet Eki, 18 Ağustos 2011, Sayfa 31
Bilim, Teknoloji Cumhuriyet Eki, 16 Eylül 2011, Sayfa 2

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.