UMUTLARIN GÖLGESİNE SAKLANAN HAYAT…

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Dünya Engelliler Günü 3.Aralıkta bütün dünyada ve ülkemizde kutlandı. Türkiye özel günleri kutlama konusunda dünyanın en zengin ülkeleri konumunda. Dünyada 600 milyon engelli yaşıyor, Türkiye’de 8,6 milyon engelli var.
Kimi zaman kendini bilmezlerin, kör, sağır, dilsiz, topal, sakat diye değer vermedikleri acıdıkları, ama bir gün kendilerinin de beklenmedik bir biçimde aynı durumda kalabileceklerini bile düşünmenin utancını duymadıkları bir ülke Türkiye. Batı’da birçok ülke gezdim sanat çalışmalarım nedeniyle ve oralarda yaşadıklarıma baktığımda, şimdi kendi ülkemde hala sakatlar diyebilen edepsizlerin yanında, onlar birer engelli vatandaşlarımız bana göre. Peki, bu insanlarımıza ne kadar değer veriyoruz sahip çıkıyoruz? Bu kadar anlamsız özel günlerin kutlandığı bir ülkede, yılda bir kere olsun engelli vatandaşlarımızın gelecekleri konusunda acaba nasıl bir çalışma yapılıyor?

”Birleşmiş Milletler Özürlü (Engelli)Kişilerin Haklarına Dair Bildirge” 9 Aralık 1975 tarihinde genel kurul tarafından kabul edilerek açıklandı. Özellikle üç önemli maddeye dikkatinizi çekmek isterim. Fiziksel ve zihinsel özürlülüğe karşı korunma ve özürlü kişilerin hemen her faaliyet alanında yeteneklerini geliştirme ve normal yaşamla mümkün olduğu kadar kaynaştırılmaları sağlanmalı.”Birleşmiş Milletler”aldığı bu kararla, bu kişilerin tüm haklarının yaşadıkları ülkelerdeki sorumlu kişilerce, kişi hak ve özgürlüklerini getirilen sistem içinde sağlanmasını ister. Peki, şimdi bu Türkiye’de ne kadar belirgin biçimde sağlanıyor dersiniz? Bana göre hala bu bildirgenin neler getirdiğini bile bilmiyoruz, yada çoğumuzun da işine gelmiyor, ama hala düşünceyi, aydınlığı, çağdaşlığı bile konuşamayan bir toplumda, nasıl olurda biz bunca sessiz yalnız, çaresiz, umutların gölgesinde sevinci yaşamayı bekleyen bu insanlarımızı anlayabiliyoruz acaba?

Bildirgenin 13 maddesindeki hakların getirisini hala bilmiyoruz yada bilmek istemiyoruz nedense. Burada akıl ve mantık da ortaya çıkan oluşumları gerekenleri, bildirgeyi okumayanlar nasıl yönlendirecekler?1975 yılında kabul edilen bildirgenin ardından 35 yıl geçmiş. Ama bu ülkede hala kendini sağlam addedenler, yarın ne olacaklarını düşünmek istemediklerinden sürekli sağlıksız toplumlar oluşturmaya çalışmışlar, yani kendilerinden başka kim özürlü olursa olsun demişler ve düşünmemişler onlarında sevmeye sevilmeye aşka sevdayı yaşamaya haklarının olduğunu.

Bu yılda her geçen yıllardan farkı yoktu kutlamaların, sadece göstermelik bir kaç yürüyüş ve topluma verilen sahip çıkıyoruz resimleri. Ama bir ülkede eğer ki siyasal tıkanma yaşanıyorsa ve her şey buraya kilitlenmişse, kimsenin umurunda değil özürlü (engelli) vatandaşın sorunu derdi sıkıntısı. Yinede sivil toplum örgütlerinden ve duyarlı vatandaşlardan gelen bazı destekler alkışlanmalı bana göre. Özellikle Almanya’da birçok dernek var özürlüler adına duyarlı çalışmalar yapan, bunlardan bir tanesi de Hamburg Elele derneği, bu güne kadar yaptığı çalışmaların yanında bundan sonrada dilerim aynı sorumluluk anlayışı içinde çalışmalarına devam edecek olması.
Umutların Gölgesinde Saklanan hayatın içinde yaşayanları sadece senede bir gün yada birkaç günde anmak olmamalı yaptığımız, onları her an her gün yaşamalıyız sevmeliyiz birlikte olmalıyız onlarla. Sakladıkları umutlarını sevince dönüştürmeliyiz, onlara her konuda destek olmalıyız, onlar adına çalışmalar yürüten derneklerimizi her konuda desteklemeliyiz, bir gün bizde bu saklanan umutların gölgesinde kalabileceğimizi unutmamalıyız.
Bu gün yasalarda yapılan değişiklikler ve son anayasa değişikliğinde getirilen pozitif ayrımcılık iyi de, uygulamada ve güncel yaşamın zorluklarını azaltmakta başarılı olduğumuzda söylenemez doğrusu. Burada siyasi iktidarların daha duyarlı olmaları gerekiyor bana göre, bu vatandaşlarımızı başka bir sistemin içinde tıkayıp bırakmamalıyız onlara yaşamasal hakların verdiği sorumluluğu yerine getirmeliyiz. Umutların Gölgesinde Saklanan hayatları ışığa sevince döndürmeliyiz.

Prof. Dr. Levent Seçer

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.