UMUT   VARDI

ABONE OL
11:32 - 23/10/2020 11:32
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Umudun sona ermesi ölüm anlamına gelir. En son umut ölür. Yaşadıkça ümit ederek yaşamalı.

Geleceğin daha iyi olacağına inanan Prof. Dr. Türkân Saylan hep inanmış. Her şeyin bir gün daha güzel olacağına güvenerek Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği kuruyor. Köy Enstitüsü zihniyeti ile çalışarak yüzbinlerce kız çocuğun tahsilini yaptırmış.

Bir öncü düşünür tek başına elbette çok şey başaramaz. Onu, düşüncesini destekleyen yüzlerce akademisyen, belediye başkanları, kaymakam olmasa böyle yol alamazdı. Tahsilini tamamlayan öğretmen, hâkim, avukat, emniyet mensubu, doktor, hemşire olan kız çocukları, genç kadınlar geldikleri köy ve kasabalara geri dönüp nesilden nesle derneğin gayretlerini devam ettirmişler, hâlâ devam ettiriyorlar.

Türkân Saylan 1935 yılında dünyaya geldi, 74 yaşında vefat etti, fakat geride bıraktığı eserleri yaşamaya, üretmeye devam ediyor. Gönüllü sosyal bir amaç için çalışan sivil kuruluşlar bugün çok takdir görüyor. Karşılığı sevgi ve teşekkür olan sosyal çalışma Türkân Hanım başladığında henüz anlaşılmamıştı.

Maddi bir karşılığı olmadan çevre ve bilim için aktif işler yapma bilinmiyordu. Ama O, buna rağmen Lepra hastalarını ailelerin sakladığı ahır ve samanlıklardan toplayıp 1958 yılında Lepra Hastanesi’nde tedaviye başlamıştı.

Çağdaş Yaşamı seksen yıllarında kurdu. Tiyatro eleştirmeni, edebiyat bilim kadını Zehra İpşiroğlu 2005 yılında Türkân Saylan ile yürüttüğü söyleşi dizisini; Denn immer ist Hoffnung, başlığıyla bir kitapta derlemiş.

Kitap bu yıl Almanca ’ya çevrilmiş. Alman basını Türkiye ve Türklerle ilgili haber ve yorumlara ancak negatif olursa yer verir. Almanya’da yaşayan Türkleri bu durum her zaman çok üzmüştür. Fakat 2016 yılından beri, eleştirel Türk basını takip edenler de sık sık kötü haberler duyuyor. Ülkeyi sevenleri üzüntüye boğuyor.

Bu nedenle Türkiye’nin öteki aydınlık yüzünü de Almanya’ya aktarması bakımından, bu kitap insan, bilhassa kadın ve çocuk haklarına ilgi duyan Alman dostlarına verilecek çok güzel bir Yeni Yıl hediyesi olabilecek nitelikte.

Türkiye’de bilim, insan hakları hak ve adalet için uğraşan insanların varlığı desteklenmeli, Türkiye ve Türk dostlarına doğrular duyurulmalıdır.

Almancası iyi olan ikinci nesil için de bu kitap tavsiye edilmeli, tanıtmalı, tartışılmalıdır. Zehra Hanım, kitabın yazarı hem İstanbul Üniversitesi hem de Essen Üniversitesi’nde Profesör, ders veriyor. Bu nedenle her iki ülkeyi de çok iyi tanıyor.

Türkiye’den Alman basın ve medyasında olumlu bir haber duyulmaz. Fakat olumsuz olunca sanki Almanya’daki Türkler sorumluymuş gibi sorular sorar Almanlar, suçlar gibidir. O halde argüman derlemek aydınlanmak için bu kitap mutlaka okunup, tanıtılmalı. Önsözden sonra Türkân Saylan’a yazılan mektubu okuyunca, biraz ara verip düşünmeye zaman ayırma ihtiyacı duyuyor, okur. Kitap, pozitif enerji, yaratıcılık bilgelik. Geleceğin kuvveti ve kadının gücü. Geleceği şekillendirme, olmak üzere üç bölümden oluşuyor.

Söyleşi iki kişi arasında geçiyor. Okur dinleyici olarak izliyor. Uzun yılları alan bir tarih takip ediliyor. Bir kişinin başladığı bir çalışma kar topu gibi büyüyor. Demek ki bir kişi ne yapabilir demek işin kolayına kaçmak oluyor. Tek kişi ilk adımı atabilir, düşünce faydalı ise destekleyen çoğalıyor.

Saylan’ın yorulmadan devam ettiği savaşın merkezini kız çocukları, kadınlar teşkil ediyor. Erken evlendirme yerine kızları okula gönderme. İnsan hakları içinde haklarını toplumun en altta olanlarına öğretmek. Sokakta yaşayan, özürlü, yoksul, sigortası olmayan hastalar, şiddete maruz kalanlar ve hayat kadınlarına yardım ve destek oluyor.

Almanya’dan bu derneğe parasal yardım edilmesinin önemini ortaya koyuyor. Ayrıca tanıtımını yapma tüm aydın insanların görevi olmalı. Gönüllü sosyal sivil kuruluş yönetim kurullarında çalışanlar karşılaştırma imkânı bulabilir.

Bu kitabı okuduktan sonra Türkiye’de bürokratının zorluğu büyük bir engel olduğu görünüyor. Derneklerin Almanya’da kuruluş izni olunca devlet dairelerinden büyük destek görüyorlar. Para yardımlarında vergi indirimi olduğu için sıkıntı çekilmiyor.

Türkiye’de eleştiri kültüründe ilerleme görülse de sen ben çekişmesine dönüşüyor. Eleştirenin özeline girilip, kusurları öne çıkarılarak konu nesnel olmaktan çıkarılmış oluyor. Böylece sivil kuruluşların çalışmasında boşa giden enerji kaybına uğruyor.

Bütün bu sorunlara rağmen, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği çalışmalarına devam ediyor. Türkân Saylan’ın kurduğu büyük aile çığ gibi büyüyerek Türkiye’nin aydınlık yüzünü dünyaya yansıtıyor.

Hayatın bazen inişli çıkışlı, engebeli, bulutlu olsa bile, karanlıktan sonra gökyüzü mavi olacaktır. Bunda hiç şüphen olmasın. Hint Atasözü

Umutla kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey

Kaynak ve tavsiye kitap:

Zehra İpşiroğlu, Denn immer ist Hoffnung, Gespräche mit der bedeutenden Aktivistin Türkân Saylan,

Christel Göttert Verlag, Rüsselsheim

ISBN: 978-3-939623-72-4

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.