ULUSALCILIK FAŞİSTLİK MİDİR?

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Son yıllarda ulusalcı olmayı faşistlik, ırkçılık olarak göstermek isteyen çevreler var. Bu düşüncenin asıl kaynağı küresel emperyalistler. Amaçları da emperyalizme karşı başkaldıran ulusal direnişleri kırmak. Ulusalcılığı ırkçılık olarak algılatmak isteyen küresel emperyalistler, etnik kökenlere ve inançlara dayalı siyaset yapmayı desteklemekteler. Bunu da demokrasi ve özgürlükmüş gibi topluma sunmaktalar.

CHP Tunceli milletvekili Aygün, PKK’dan şikâyetçi olduktan sonra savcılık çıkışında ”CHP’nin nasıl bir yolda yürüyeceğini, ulusalcı, kafatasçı kişilerle, onların yaptığı eleştirilerle bir yol yürünmeyeceği görülmüş oldu.” diyerek ulusalcılığı, kafatasçılık olarak göstermekte. Bugünkü (18 Ağustos 2012) Cumhuriyet gazetesinde Hikmet Çetinkaya da ”Faşist Kafalar” başlıklı yazısında ulusalcı olmanın faşistlik, ırkçılık olduğunu söylemekte. Çetinkaya, CHP’deki ulusalcıların partiden ayrılmasını istemekte.
Ulusalcılık, devrimci olmanın ana ilkelerinden biridir. Çağımızda antiemperyalist olmanın adı, ulusalcılıktır. Yani, emperyalizme, küresel sömürüye karşı halkının çıkarlarını savunmanın adı, ulusalcılıktır. Ulusalcı olmak sömürgeci, işgalci batılı emperyalistlere karşı Kurtuluş Savaşı yapmaktır. 9 Eylül’de işgalcileri İzmir’den denize dökmektir. Ulusalcılık ekonomide, siyasette, kültürde, eğitimde, yargıda, askerlikte dışa bağımlılığı yok etmek, birkaç dolar için küresel kan emicilere avuç açmamak; halkını vereme, sıtmaya, frengiye, koleraya teslim etmemektir. Ulusalcılık; kendi topraklarında fabrikalarının özgürce üretim yapması, çiftçinin karasabana tutsaklığının yok edilmesi, çocuklarının Ortaçağ hurafelerinden kurtarılarak çağdaş eğitime kavuşturulmasıdır. İnsanları etnik kökenlerine, dinsel inançlarına, aile bağlarına, aşiret gücüne, unvanlarına bakmadan özgür yurttaşlar olarak bir ulus kimliği altında birleştirip bağımsızlaştırmaktır ulusalcılık. Ulusalcı düşünce, etnik ayrımcılığı kaşıyarak ırkçılık, inanç farklılıklarını kışkırtarak din sömürücülüğü yapmaz. İnsana, insan kimliğiyle bakan, alt kimlikleri kişinin onuru sayan, bölmeyip birleştiren, kavgayı değil, barışı gerçekleştiren bir düşüncedir ulusalcılık. ULUSALCILIK, TÜRKİYE’Yİ ANKARA’DAN YÖNETMEKTİR.
Peki, ırkçılık, faşistlik nedir? Irkçılık; ırka, etnik kimliğe dayalı siyasetin adıdır. Toplumu alt kimliklere bölme işidir. Halkı inançlarına göre ayrıştırmaktır. Faşistlik, emperyalizmin güdümüne girerek ulusal çıkarları savunmamaktır. Tarikat, cemaat, ırka dayalı örgütleri demokrasi ve özgürlük yutturmacası altında desteklemektir. Irkçılık, sınıf mücadelesinden vazgeçerek küresel alt kimlik siyasetine teslim olmaktır. FAŞİSTLİK, TÜRKİYE’Yİ ANKARA’DAN DEĞİL, KÜRESEL MERKEZLERDEN YÖNETMENİN ADIDIR.

Şimdi gelelim CHP’ye… CHP, sosyal demokrat değil, Kemalist bir partidir. Seçmenlerinin büyük bir çoğunluğu CHP’nin ulusalcı Kemalist kimliğine oy vermektedir. Bu nedenle de dünyada birçok siyasal kuruluşa nasip olmayacak bir onura sahiptir. Antiemperyalist olma onuruna… İşgal altındaki Türkiye’yi kurtarmak için kurulan bir siyasal kurumun adıdır CHP. Bunu, ancak yüreği yurtseverlik duygusuyla dolu, kafası emperyalizme karşı savaşma düşüncesiyle bezenmiş yurttaşlar anlar. CHP’yi devrimci yapan, antiemperyalist duruşunu feodalizm karşıtlığıyla desteklemesidir. Şimdi kalkıp yüz yıl öncesinin feodal artıklarını özgürlük savaşçısıymış gibi topluma sunup bunun adına da ilericilik diyorlar. İlericilik; feodalizme, emperyalizme karşı çıkmaktır.
CHP’nin altı okundan biri, milliyetçiliktir. CHP’nin amblemini değiştirmeyi düşünüyor mu yeni yönetim acaba?
”Irk ve mezhep ayrımcılığını körüklemek mi? Sermaye-emek çelişkisini göz ardı etmek mi? Salt laikliği savunup demokratik hak ve özgürlükleri savunmamak mı?” diyor yazısında Çetinkaya. Irk ve mezhep ayrımcılığını körükleyerek siyaset yapma alışkanlığı 12 Eylül’den sonra moda oldu ülkemizde. İnsanların adlarının önüne; alt kimliklerini, mezheplerini hatta mensup oldukları tarikatları getirerek siyaset yapma alışkanlığı Evrenci, Özalcı, küreselci demokrasinin(?) kazanımları olarak görüldü. Emeğin, emekçinin özgürlüğü, birleştiriciliği; yerini etnik ve mezhep kimliklerinin bölücülüğüne bıraktı. Bugün emek mücadelesini engelleyen etnik kimlik ve mezhep kavgasıdır.
Laiklik, ülkemizin olmazsa olmazıdır Sayın Çetinkaya. Ulusumuzu bir arada tutan birleştiriciliğin adıdır laiklik. Küresel iklime uyarak, cemaat ve tarikat etkisinde kalarak laikliği savunmayı küçümsemek yakışık alır mı?
”CHP, Cumhuriyetimizle yaşıt, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bir parti. Bunu ne Kılıçdaroğlu yadsıyor ne de Hüseyin Aygün… Ancak ne 1930’lu yıllardayız, ne 50’li ne 70’li ne de 90’lı yıllarda… Yıl 2012…” diyerek yazısını sürdürmüş Çetinkaya. CHP’nin, Atatürk’ün partisi olduğunu kabul ediyorsak onun kuruluş felsefesini de tarihsel duruşunu ve görevlerini de reddetmeyeceğiz. Yıllar akıp gitti CHP kurulalı, ancak bir şey hiç değişmedi. Dün olduğu gibi bugün de emperyalistler, ezilen ulusları vicdansızca sömürmekteler. Dün olduğu gibi bugün de yaşadığımız coğrafya da insanları etnik kökenlerine ve inançlarına göre bölüp düşmanlaştırıyorlar. Yine dün olduğu gibi bugün de emek en yüce değer değil, acımasız bir sömürü çarkı işlemekte. Hem de etnik köken, mezhep ayrımı yapmadan sömürülmekte halkımız. Günümüzde dünden daha çok ulusalcı duruşa gereksinmemiz var. Emperyalizmin Ortadoğu’yu kan gölüne döndürmekte olduğu günümüzde Atatürkçü olmanın koşulu olan ulusalcılık umarımız olmalı. Atatürksüz bir antiemperyalist savaşımı düşünülemez içinde yaşadığımız coğrafyada. Onun içindir ki yeni sömürgeciler Atatürk’ü silmek istemekteler. Biz Atatürk’ü yaşatacak mıyız, yoksa bu silme hareketine piyon mu olacağız?
Emperyalizmin kafalarımızı tutsaklaştırdığı günümüzde ne yapacağız? Ulusalcı olup dil, din, renk, cinsiyet ayrımı yapmadan ulusalcı mı olacağız; yoksa alt kimliklere dayalı faşist siyasetlere teslim olup emperyalist bölücülüğe teslim mi olacağız?

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.