0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

ÜLKEM İÇİN BİR GÜNEŞTE SEN TOPLA

Sentez, en az iki maddenin birleşerek kendi özelliklerini kaybedip yeni bir birleşik maddenin ortaya çıkması durumu. Siyasette de kullanılan bir terim. 

Yaşadığımız coğrafyada etnik kimlikle inanç kimliğini sentezleme sevdalıları olmuştur; Türk-İslam Sentezi, Kürt-İslam Sentezi gibi. Bu tür sentezlemelerin felsefi veya tarihsel materyalizm açısından kaale alınıp tartışma değeri olmayabilir ama toplumu etkilediği sosyolojik yönü çok önemli ve irdelenmesi gerekir. 

Başbakan Binali Yıldırım’ın resminin de olduğu bir pankartta, Her evet Şeyh Sait ve arkadaşlarına bir Fatihadır’’ yazıyor. Şeyh Sait Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında babasından şeyhliği devralmış sahtekâr, yalancı, gerici, sözde Kürt-İslam sentezcisi emperyalistlerin oyuncağı olmuş bir zat. Şeyh Sait’in yalanları gibi dinci parti veya örgütlerinde toplumu kendilerine bağlamanın yollarından en etkili olanı yalan propagandası. Bu yöntem ile toplumu kandırıp kendilerine bağladılar ve bağlılık afyonlaşmış (uyuşturulmuş) beyinler yarattı. İktidarı elinde tutanlar bile bu sarhoşluğun içine düştüler. Söylediklerinde akıl mantık kalmadı. 15 yıldır kendi yönetimlerini kötüleyip, ülkemizin terör örgütlerince yol geçen hanına döndüğünü kendileri söylüyor. 

Kafayı takmışlar Cumhurbaşkanı’nın Fesih yetkisi yok diyorlar. -Cumhurbaşkanı gerekli gördüğünde seçimleri yeniler, ibaresi ne anlama geliyor? Doğru, bu cümlede sözcük tam olarak, Fesih’’ şeklinde geçmiyor. Aldatmaya bakın.

Yargı sayısı düşürülmüş, sayını çoğunu da meclis seçerek meclis güçlendirilmiş…

Hangi Meclis? Vay senin yalanına…

Değiştirmek istediklerini savunacak halleri yok. , Düşünü anlatırken oynaşını’’ söylüyorlar. 

Hangi birini yazalım. Tek tek yazmaya kalksak sayfalar yetmez.

27.03.2017- 09.04.2017 tarihleri arasında gümrüklerde ve yurtdışında belirlenen ülkelerde oy verme süreci başlıyor.

Yurtdışında yaşayan sevgili vatandaşlar, özellikle Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşlara sesleniyorum; Bizler yaşadığımız ülkenin demokratik haklarından, sosyal haklarından, refahından yararlanıyoruz. Emeğimizin karşılığını mümkün mertebe elde ediyoruz. Türkiye’nin geleceği içinde bizden karar vermemiz isteniyor. Ülkemizde laik eğitim kaldırılmış, demokrasi yok edilmiş. Emek karşılık bulmuyor. Genç nüfusun büyük bölümü işsiz. Faşist baskılar gittikçe artıyor. Avrupa ülkelerinin çifte standart politikalarını eleştirebiliriz. Bu eleştirilerimiz ülkemizi tek adama teslim etmek için bir bahane asla değildir. Tam tersi yapacağımız tercih, bizimde ülkemizde demokratik olmamız, laik eğitimin önünü açmamız için bir nedendir. 

Türkiye’nin önüne konan, Atatürk Cumhuriyeti’nin idam fermanı. Fermana evet demenin Şeyh Sait’e evet demekle aynı anlamı taşıdığını itiraf edecek kadar azgınlaşmış bir güruhla karşı karşıyayız. Oyumuzu verelim, tuzaklara, oyunlara, HAYIR’’ diyelim. 

Bir Güneş’te sen topla…

Zekeriye Uçar