UĞUR MUMCU’YU ANMAK

ABONE OL
18:53 - 01/10/2020 18:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bu yıl 20. Adalet ve Demokrasi Haftası’nda başta Uğur Mumcu olmak üzere yitirdiğimiz tüm yurtsever aydınlarımızı özlemle ve sevgiyle bir kez daha andık. Ölümünün üzerinden yirmi yıl geçmesine karşılık, yoğun bir özlem, sevgi ve kitlesel törenlerle anılan Uğur Mumcu, ilke ve değerleri için yaşayan tartışmasız bir Kalpaksız Kuvayı Milliyeciydi.

Yaşadığımız bu sıkıntılı günlerde Uğur Mumcu’yu anmak, Kemalist ilke ve devrimlere sahip çıkmaktır. Tam bağımsızlığa sarılıp, emperyalizme karşı direnmektir. Aydınlanma karşıtı hareketlere isyan etmektir, başkaldırmaktır. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletine sahip çıkmaktır. Atatürk Türkiye’sini ve ulusal bütünlüğümüzü korumaktır. Aklın ve bilimin öncülüğüdür.
Uğur Mumcu’yu anmak, bazılarının eş başkanı olmakla övündüğü Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı çıkmaktır. Alt kimlikler, din ve mezhepler üzerinden çatışmaya, bölünmeye, özerklik projelerine hayır demektir. Ulus devlete ve ulusal kimliğe sıkı sıkıya sarılmaktır. Özelleştirmeye karşı çıkmak, toprak reformunu savunmaktır.

Yapılan bu anma toplantılarında amaç sadece Uğur Mumcu’yu anmak değil, anlamak da olmalıdır. Uğur Mumcu’yu anladığımız zaman, ülkemiz üzerinde oynanan emperyalist oyunları da görmek mümkün olacaktır. Böylece “bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı” daha bilinçli olarak mücadele ederek, aydınlanma yolunda ilerlemeler sağlanacaktır.

Toplum olarak Uğur Mumcu’yu yeterince anlayabilseydik, 27 Haziran 1975 tarihinde yazdığı “Kanıksamak” adlı yazısındaki “Demokratik bir toplum için en büyük tehlike, yolsuzluklara, karanlık cinayetlere ve haksızlıklara karşı kamuoyunun duyarlılığını yitirmesidir. Yaşadığımız olaylar demokrasimiz için bir utanç sayfasının kanlı satırlarıdır. Unutmayalım ki bazı insanlar cinayetlere, haksızlıklara ve yolsuzluklara susarak da katılmış olurlar” sözleri karşısında, bugünkü suskunluğumuzu bozardık.

“Biz sapına kadar Kemalist’iz.. Mustafa Kemal’i savunmak, her devrimcinin namus borcudur. Mustafa Kemal’i küçümseyen, hor gören bir devrimci ile bizim işimiz olamaz” diyen Uğur Mumcu’yu anlayabilseydik, bağımsızlık türküleri söylenen bu topraklarda Atatürk’e saldıranlara, aynı sertlikle karşılık verirdik.
Uğur Mumcu’yu ve öldürülen tüm yurtsever aydınlarımızı anmanın ötesinde anlamak için, uğruna canlarını verdikleri değerler adına mücadeleyi daha da ileri götürmek zorundayız. Eğer bu mücadelede, söylemleri yaşama geçiremezsek, her yıl anmanın ötesine gidemeyiz.

23 Şubat 1977 tarihinde yazdığı “Vur, Öldür, Yaşatma” adlı yazısındaki umut dolu söylemler, bize gelecekteki aydınlık günleri müjdelemektedir. “Gün gelecek, bütün bunların hesabı sorulacaktır. Gün gelecek, akıttıkları kan gölünde boğulacaklardır. Göreceksiniz, bugün değilse yarın, yarın değilse öbür gün. Ama bu hesap sorulacaktır. Bir gün mutlaka sorulacaktır. Yarın, öbür gün, ama mutlaka sorulacaktır”

Emperyalizme karşı ulusal güçlerin birlikteliğiyle, bütün sorunların üstesinden geleceğimiz günler, Uğur Mumcu’yu anladığımız günler olarak tarihe geçecektir.

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.