UĞUR MUMCU’DAN BUGÜNE

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu – HDF’nin Onur Üyesi Uğur Mumcu’nun hunharca, alçakça katledilişinin 17. yılında O’nu saygıyla anıyoruz.

17 yıl önce Berlin’de gerçekleştirilen HDF Kurultayında onur konuğumuz Uğur Mumcu’nun kurultayın açılış konuşmasında; Terörden, demokrasiden, solun bölünmüşlüğünden, öldürülen aydınlardan, gazetecilerden, uluslararası kapitalizmin Türkiye üzerine kurduğu ve uygulamaya koyduğu bugün yaşadığımız olayların öngörüsü ile bazan eleştiri dolu, bazan nüktelerle kendine özgü ince zeka kıvılcımlarıyla bu günlere dikkatimizi çekmeye çalışmıştı.

O günlerde hazırlanan planlar adım adım gerçekleşiyor. Uğur Mumcu’nun, özellikle vurguladığı, kalemini çıkarları için kullanan, o günlerde sıradan gazetecilerin politikacıların, sözde bilim adamlarının uluslararası sermaye ve kuruluşlarına kendilerini pazarlamalarının gelecekte nerelere varılacağını göstermeye çalışıyordu.Bugün o kirli işbirliklerinin karşılığında hem köşe döndüler, hem de sınıf atladılar.

Dikili konuşmasında The Tarafın tosuncuklarının ve babalarının yurtdışından aktarılan paraları açıklıyor, ‘’gel istediğin yerde, istediğin kanalda yüzleşelim” çağrısına pişkinlikle üç maymunları oynamışlardı.

Uğur Mumcu’yu tanıyanlar, onun belgesiz, kanıtsız konuşmayacağını, yazmayacağını iyi bilirler.Onların ta o günlerde başladıkları ihanet etiketli görevlerini, önlerine konulan çanaklardan boğazlarına akan yeşil dolarlarla, çil çil eurolarla yerine getiriyorlar.

Bugün, Uğur Mumcu’nun işaret ettiği, dönekler, onun vurguladığı liboşlar, tosuncuklar; Atlantik ötesindeki işbirlikçi tarikatçıların koruması altında, ülkelerine, halkına, ne kadar değerler varsa o değerlere ihanette kusur etmiyorlar.

En korktukları, ipliklerini pazara çıkracak kişilerden biri olarak gördükleri bu tehlikeyi bertaraf etmeyi çok istiyorlardı. Mutlaka bir eksiğini bulmak için didinip duruyorlardı.

Ne yaptılarsa, nerelere ulaştılarsa onun açığını bulamadılar.

Ama, fal bakmaya başladılar.

Bir kısım gazeteci, değişen şartlarda Uğur Mumcu yaşasaydı o da küresel kandırmacaya kendini kaptırır, değişir, bize benzerdi tespitini yapıverdiler. Uğur Mumcuyu tanıyanlar, sevenler öfkelendiler. Gereken yanıtı verdiler.Onlar, Uğur Mumcu’nun özdeyişinde belirttiği : ‘‘Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan” yaratıklardı.

Onları tarif etmişti.

Onlar, ülke çıkarlarını, doğup büyüdükleri toprakların satılmasına rahatları karşılığı göz yummayı yeğleyenlerdi. Onlar için çağdaş olmak, lüks yaşantı demekti. Yıllar önce okudukları kitaplardan pasajlar yazarak bilgili fiyakası atmaya çalışırlardı. Kişisel çıkarlarını, meslek onurundan üstün tutanlar elbette anlayamazlardı onu.

Ne calıştığı gazetelerin patronlarının dalkavuğu oldu, ne de ayrıldığı gazetelerin patronlarına küfretti. Teşekkür etti onlara.

O, ilkeli olmayı yeğledi. Haksızlığı, hırsızlığı, ihaneti yazdı.

Halkın, emekçinin, ülkesinin haklı çıkarlarını savundu.

Teröre karşı çıktı. Terörün kimden gelirse gelsin, insanlık ayıbı olduğunu savundu.

İftira etmedi. Yazdıklarını kanıtlarıyla ortaya koydu.

İnsan zamanla gelişir ve çağın gelişimine ayak uydurur. Kendini geliştirirken çevresini de etkiler. Bu insan olmanın kuralıdır. Ama gelişme ileriye dönük olmalıdır.

İnsan, yurdunu, insanlarını sevmeli. Yalnız kendi için yaşamamalı. İlkeli olmalı.

Öyle bir insandı Uğur Mumcu…

Döneklerden nefret ederdi. Çıkarı için karşı saflara geçen döneklere acırdı.

Nice fidanları hamasi nutuklarla onların genç, temiz, yurtsever heyecanlarını istismar edip ellerine silah tutuşturan, sonra sıkıyı görünce onları satan döneklerden tiksinirdi.

Yolsuzluktan hüküm giyenlerin, çıkarları gereği tarikat, siyaset, ticaret üçgeninde saf tutmalarını acımasızca yüzlerine vururdu.

Atatürkçü, cumhuriyetçi, anti emperyalist, özgürlükçü, insan hakları savunucusu, tam bağımsız Türkiye’den yanaydı.

Laikti.

Yobazların, hırsızların, vurguncuların karşısındaydı.

O, Kalpaksız Kuvayı Milliyeciyeciydi.

Bugün tarikat, siyaset, ticaret erbabları iktidarda.

Türkiye, beceriksiz ellerde, haketmediği bir karanlığa sürükleniyor.

Kendilerini gazeteci diye yutturmaya çalışan, kalemini korkusuna, işkembesine girecek ete-ota ipotek ettiren ve lağım çukurlarına süpürülmeyi bekleyenlerin geçerli olduğu bir dönemeçten geçiyoruz.

Bugün Türkiye’yi savunmayı, Laik Cumhuriyetçi olmayı, Bağımsız Türkiye istemeyi, Atatürkçü olmayı suç sayma peşinde olanlarla, namussuzlar kadar cesur olma savaşı veren aydınların savaşı var.

Her gün birer birer satıyorlar ülkenin can damarlarını.

Öç alıyorlar, Atatürk Türkiyesinden.

Yok edeceklerini sanıyorlar Yurtseverleri .

Ama, yanılıyorlar,

Biz, Yurtseverliği, bağımsız, antiemperyalist Türkiye’nin savunucusu olmayı ilke edinenler olarak her bedeli ödemeye hazırız.

Biz, 1919 lardaki bağımsızlık kararlılığındaki önderlerin takipçileriyiz.

Biz:

Birer Kuvayı Milliyeciyiz.

Biz, hepimiz birer

Uğur Mumcuyuz!

Yıldız AKALIN

Hessen Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu Başkanı

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.