0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Araştırmacı gazeteci-yazar sevgili Uğur Mumcu’yu hunharca katledilişinin 25. yılında saygıyla anıyoruz.

Cumhuriyet aydınlanmasının yetiştirdiği Devrimci insan Uğur Mumcu 24 Ocak 1993 tarihinde karlı bir pazar sabahında pusu kurup kalleşçe öldürüldü.

Öldürdükleri sadece bedeni oldu, düşünceleri yaşamaya devam ediyor, edecekte…

Nasıl etmesin?

“Bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunamaz!’’ demiş.  Bugün toplumun getirildiği düzeyde, zahmet edip bilgiye ulaşmadan, kulaktan duyma şeyleri bilgi zannedip fikir çıkarmaya çalışmanın yozluğunu yaşıyor toplum ve böyle olduğu için de bireyler mantıklı bir fikirde üretemiyor.

Topluma yön veren siyaset kendi evrimini gerçekleştirip ileriye taşıyamadığı için de yolumuzu bulamıyoruz.

Beklediğimiz laik-demokratik siyaset ortadan kalktı, topluma, akıla dayalı bir sistem yaratabilme talebi yok edildi.

Sevgili Uğur Mumcu ve kaybettiğimiz aydınlarımız yaşadıkları dönemde, toplumun gidişatında ki ön görülerinde haklı çıkmaları tesadüf değildi. Aydınlarımızın uyarılarını toplumda eyleme geçirecek, laikliği ve demokrasiyi güçlendirecek hiç mi kimse kalmamıştı?  Kimse vardı; bugün de var, her zaman da olur. Önemli olan taşınan umudun ne olduğunu kavramak ve nasıl olacağının bilinci ile hareket etmek. 

Devrimcilikten bahseden bir insanın veya bir oluşumun gündemini devrimcinin kendisi belirler., başkalarının dümen suyuna kapılıp edilgen durumuna düşürmez kendisini. 

Ülkemizi laiklikten, demokrasiden uzaklaştıranların gündemine kapılırsanız, kötü bir taklitçi ve gericiliğin maşası olursunuz.

Yandaş medya yaratılıyor, yandaş medya yaratırsanız;

Din istismar ediliyor, siz de ederseniz,

Mezhep üzerinden siyasete, mezhep üzerinden yanıt verirseniz,

Ötekileştirdiklerinde, ötekileştiriyorsanız veya ötekileri aşağılıyorsanız;

Kusura bakmayın, onlardan farkınız yok, hatta daha da beter taklitçisiniz.

Aydınlanmacı toplum savunucuların işi daha ilk adımda laikliği öğrenecekler, ödün vermeden yaşayacaklar,

Gerçekten ödün vermeden! Kuru söylemle değil, düşünerek ne olduğuna inanarak yapacak bunu.

Laikliğe inanmadan, onu yaşamadan demokrasiden bahsetmek; Değerli Uğur Mumcu’nun dediği gibi bilmeden fikir söylemeye benzer; böyle mücadele de olmaz.

Adına ne derseniz deyin; Toplumun çağdaş ilerlemesinden yanaysanız, ilk adım dini siyasetten uzaklaştırmak ve laik toplum için uğraşmaktır.

Başörtüsüne sözde özgürlüğü sadece Üniversite öğrencileri için söz verenler ve bu söze inanıp taviz verenler; Haberiniz var mı? Başörtüsü ve kadın-erkek ayrımcılığı ile erkeklere biat kültürü çocuk kreşlerinde uygulanmaya başlandı.

Haberiniz var mı? Fetva verenler Bilim yuvalarına rektör atanıyor!

Dün Köy Enstitüleri’nin kapanmasına göz yumanlar, 2000’li yıllarda laik eğitimin ortadan kalkmasına göz yumdular; Ne acıdır ki, hala gericiliğe göz yumulmaya devam ediliyor.

Türkiye’de yerel seçimler yaklaşıyor; Bir umut doğar mı? Bu tür mücadele yöntemleriyle doğmaz. Bu umutsuzluk anlamına gelmesin, insan yaşadıkça umudu da yanında taşır. 

Değerli Uğur Mumcu ruhun şad olsun, saygıyla anıyorum.

Zekeriye Uçar