TÜRKİYE’NİN KİMYASINI BOZDU!

ABONE OL
19:02 - 01/10/2020 19:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Kim diyor bunu Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkan vekili! Yani bir kesimin hedefindeki yüksek yargıç.

HSYK başkanvekili Kadir Özbek, Türkiye’de siyasetin yargının üzerine çökmüş durumda olduğunu öne sürerek, “Ergenekon davası Türkiye’nin kimyasını bozdu” diyor.

Özbek, Cumhuriyet Gazetesi’nden İlhan Taşçı’ya konuşurken yaşananları “Türkiye’nin düzeninin, rejiminin savaşı” olarak nitelendirirken “Yaptığınız icraatla hukuk devletinin ilkelerini zorluyorsanız sonunda rejim tehlikede demektir” dedi. Ergenekon davasını “Türkiye’nin kimyasını bozan yargılama” olarak değerlendiren Özbek, “Artık Türkiye’de siyaset yargının üzerine çökmüş durumda. O davanın (Ergenekon) üzerine siyasi bulutların düştüğü anlamına gelir” diye konuştu. HSYK Başkanvekili, “düğmeye basanları” söylemesi durumunda kendisinin “siyasi konuşmakla” suçlanacağını söylüyor.

Devam ediyor: “Türkiye’de allak bullak bir atmosfer var. Adil yargılanma kompozisyonunun gerçekleşemeyeceği bir ortam var. Öyle görünüyor.”

“Belli zamanlarda gündemi işgal edecek, belli birtakım servislerin -servisler derken düğmelere basılması- sonucu karşımıza çıkan bir tablo. Gündemi oluşturmak, gündeme damgasını vurmak, birilerine mesaj vermek, bir yerleri etkileme amaçlı yapılan şeyler.”
“Türkiye’de bir korku imparatorluğu yaratmak, seslerin kısılmasını istemek kimin işine geliyorsa onlar yapıyor. Daha fazla konuşursam “siyasi konuştu’ diyecekler.”

“Köksal Bey (İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün) bugün Türkiye’de, Türkiye’nin kimyasını bozan, adeta bitmek tükenmek bilmeyen önemli bir davaya (Ergenekon) bakan mahkeme heyetinin başkanı. Son derece güzide bir hâkimimiz. Eğer bu kişi feryatlarda bulunuyorsa üzerinde durulması gereken noktaların son derece yoğun ve önemli olduğu ortaya çıkıyor. Bizim kurul olarak başından beri söylediğimiz kırmızı çizgimiz yargı bağımsızlığıydı. Ancak yargı bağımsızlığının yargının keyfiliğine dönüşmesi noktasında artık bizim sorumluluğumuzun başladığını düşünüyorum. Ancak HSYK’nin yapısı itibarıyla son derece edilgen olduğu, elinin kolunun bağlı olduğu, arkadaşlarımızla birlikte feryat eden, sesini duyurmaya çalışır bir pozisyonda olduğunu düşünüyorum. Bu da bizi çok incitiyor.”

“Yargı bağımsızlığı noktasından olaya baktığımızda hâkimin öncelikle kendisine ve kendisi dışındakilere karşı bağımsız olması esastır. Eğer bir mahkeme başkanı bağımsızlığını etkileyecek biçimde siyasi etki hissediyorsa artık bu noktadan itibaren o davayla ilgili kişilerin siyasi bir duruş sergilediği; o davanın üzerine siyasi bulutların düştüğü anlamına gelir. Maalesef son zamanlarda siyasetçilerimiz bu konuda gerekli hassasiyetleri göstermediler. Anayasa Mahkemesi’nde hayati önem arz eden son dava için mahkemeyi etkilemeye yönelik beyanatlar görüyoruz. Artık siyaset Türkiye’de yargının üzerine çökmüş durumda. Bunun olmaması gerekirdi. Özellikle Köksal Bey’in ‘hesap sorarlar’ biçimindeki yakınması feryadı keşke o noktada olmasaydı. Arkadaşımız o noktaya getirilmemiş olsaydı.”

“Erzincan olayında HSYK’nin kendi anayasa yetkisi içinde yaptığı bir düzenlemeye karşı fütursuzca bir direniş ve karşı eylem söz konusudur. Genel toplamı o şekilde değerlendiriyoruz. Yetkileri yokken işlem yapanların yetkileri kaldırıldıktan sonra dahi devam ettiği işlemler akabinde hepimizin ibretle izlediği uygulamalar söz konusudur.”

“Sadece sayın Köksal Şengün ile ilgili değil, herkesle ilgili. Bu noktada kalmayacağını düşünüyorum. Herkesle ilgili birtakım düzenlemeler düzenlerin, sonuçta hayata geçirilmek istendiğini tahmin ediyorum. Gelişmeler de ona göre yürüyor sanki.”

“Bu savaş… Türkiye’nin düzeninin, rejiminin savaşı. Ya mevcut rejim devam edecek… Bunları bir vatandaş olarak, kişisel olarak değerlendiriyorum. Çünkü bir hukuk devletini, kuvvetler ayrılığını siz zorluyorsanız yaptığınız icraatla onun sınırlarını, ilkelerini zorluyorsanız bunun sonunda rejim, sistem tehlikede demektir.”

Şimdi bu açıklamalar karşısında ne denilebilir ki! Baksanıza Ergenekon davasına bakan mahkeme başkanı ve İstanbul başsavcısı feryat ediyor. Ama kim dinliyor ki! Bir karar verilmiş ve uygulanıyor.

Sonra da Türkiye’de demokrasi var hukuk var diye birileri açıklama üzerine açıklama yapıyor.

GünüN SöZü: Adalet duygusu, insan olmanın temel içgüdüsüdür.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.