TÜRKİYE’DE LAİKLİĞE GİDEN YOL

ABONE OL
11:44 - 23/10/2020 11:44
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

TÜRKİYE’DE LAİKLİĞE GİDEN YOL

Çağdaşlığı yaşayabilmenin, ileriyi görmenin ve bunu gerçekleştirmenin ön koşullarından birisi de önemli değerleri bıkmadan usanmadan bilinçle halka anlatabilmektir; bu yaşamsal değerlerimizin önünü açan devrimlerden önemli bir yıldönümü 3 Mart 1924 tarihi:

Halifeliğin kaldırılması, Öğretimin birleştirilmesi ve alınan kamu kararlarının şeriata (…yani din devletinin temelini oluşturan kanun) uygunluğunun kararını veren kanunun kaldırılması. Üçü de din devletini ortadan kaldıran ve laik devletin önünü açan devrim kararları.

Ve arkasından yine laikliğin anayasanın değişmez ikinci maddesi olarak girişinin yılı olan 1937’ye kadar süren bir laiklik aşaması…

Din devletini yeniden hortlatmak mümkün mü?

Hayır!

Halifeliği yeniden ilan edebilirler mi?

Edemezler!

Ya yaşadıklarımız?

Yaşadıklarımız emperyal sömürü düzeninin ırkçılık ve dincilik üzerinden sürdürmeye çalıştığı bir süreç.

Sürecin uzatılması uğruna her türlü düzenbazlık yapılıyor.

Toplumda bir algısal güç oluşturuluyor ve bu güç medyadan, yargıdan ve devletten destekleniyor. Sisteme dokunan herhangi bir kurum, kişi ya da oluşum, bir dönem yaşanmış Gladyatörler tarihinde olduğu gibi arenaya salınıyor ve etkisizleştirilmesi sağlanıyor.

Toplumda laiklik unutturulmaya çalışılıyor. Çok üzücü olanda örgütsel bir laiklik savunuculuğu yapacak muhalefetin olmayışı, oysa Türkiye’de laikliği bir yaşam tarzına dönüştürecek potansiyel mevcut, sadece kararlı örgütsel bir irade gerekiyor.

Bu irade olmadığı için de her gün AKP’nin bir yerel yönetici adayından laiklik karşıtı söylemlerle muhatap olmak zorunda kalıyoruz ya da muhatap bile olamıyoruz. Aslında bu söylemler tam da iktidarın kafasının içindekiler.

Hatırlarsınız!

Yıllar önce iktidarın başındaki; ,, Devlet laik olur, birey laik olmaz!’’ demişti. Çelişkili, kafa bulandırıcı bir tanım yapması ve arkasından laikliği ve laikleri düşman saydırması, dinsel zihniyette, düşünmeyen afyonlanmış nesil yaratmak içindir.

Devletin laik olması demek, inancın her bireyde bir vicdan özgürlüğü olarak ve ayıca kurumsallaşan inançların kurumsallıklarının güvencesini yasa ile sağlamak demektir.

Bireyler, kendilerini laik olarak tanımlamasalar bile, kimsenin inancının ne olduğunun bilinmemesi gereken tüm alanlarda LAİK DAVRANIŞ BİÇİMİNİ gösterme zorunluluğu taşır. Laik davranış biçimi nerde gösterilmez; Herhangi bir inanç grubuna ait olan, cami gibi, kilise gibi yerlerde herkesin aynı inancı taşıdığı, uymak ve yaşamak istediği yerlerde kimse çıkıp ta laik davranış göster demez.

Toplum, laik yaşam biçimini benimsemeden de demokrasiye geçemez, demokrasiyi işletemez.

Din toplumundan kurtuluşumuzun yıldönümü kutlu olsun.

Zekeriye Uçar

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.