TÜRKIYE’DE KADIN OLMAK

ABONE OL
18:50 - 01/10/2020 18:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye’de Doğu ve Batısı arasında; Eğitim, iş, milli gelir dağılımı, yatırımlar, kültürel-sosyal alanlarda dengesizlik en çok kadınları etkilemekte. Kadınlar erkekler ile ortak sorunların üzerinden birlikte etkilenirken ayrıca pozitif ayrımcılıktan nasiplerine düşeni almaktalar. Doğu’da her şey kötü, Batı’da her şey yolunda sonucunu çıkarmama konusunda uyarı yapmak istiyorum. Bu tespitimi, gözlemlerim ve veriler üzerinden yapıyorum.

Hak verme!
Kadınlara bu hak verildi, şu hak verilecek… Bu sözleri kim hangi mantıkla kullanır? Hayır beyler! Kadınlar merhamet mi dileniyor? Kadınlara; 1934 yılında seçme ve seçilme hakkı ve-ril-me-di. Kurtuluş savaşı kahramanları; Halide Edip, Nene Hatun, Şerife Bacı, Tarsuslu Kara Fatma ve diğerlerine seçme seçilme hakkı vermek kimin haddine? Erkeklerin entrikalarına rağmen kadınlar haklarını aldılar. Bugün aynı kararlılıkla mücadele eden kadınlar yarınlarını özgürleştirmeye devam edecekler.
Kadınların ilk seçme seçilme hakkı elde ettiği ülkeler
Finlandiya, 1906-Rusya, 1917 -İngiltere, Kanada, Azerbaycan, 1918 -Almanya ve Avusturya, 1919-
ABD ve Macaristan, 1920′de kadınlara oy hakkı tanımıştır. Türk kadını seçme seçilme hakkına 74 yıl önce 1934 yılında kavuştu. Ancak 1935′ten 2009′a kadar Meclis’e 8 bin 794 erkek vekile karşılık sadece 236 kadın girebildi. Bu oranı, bizden önce veya sonra seçme ve seçilme haklarını alan kadınların yaşadığı batılı ülkeler ile karşılaştırarak altında ezilmek istemiyorum.
Bizde kadınlara erkek övgüsü
Benim namusum
Evimin direği
Ekmeğimi önüme koyan
Kahrımı çeken kadın
Bir kaşık su veren
Bana karşı gelmeyen
Beni kadınım yerini bilir…
Bu türden söylemler ile kadının sadece ailenin bir parçası veya anne olarak kabul ederek, bir birey olarak görülmüyor. Kadınlara ‘itibarlar’ anne ve itaat eden kadın olmalarından dolayı verilerek ‘zavallılaştırılıyorlar’.
„Kadın sığınma evleri”
Sığınma evi, sığıntı çağrışımı yapmakta. Neden sığıntı? Kime sığınıyor? Devlet vatandaşına hizmet etmek için var. Kadınlar neden kendi ülkesinde sığıntı durumuna düşsünler. Kadın o evlerde boynunu bükerek neden kaderini beklesin? Neden yaşam evleri değil?
‘Sığıntı’ olarak bile kalacakları yerleri yok
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye’nin nüfusu 2011 sonu itibariyle 74 724 269 kişidir. Buna göre, kadınlara ‘sığınma evlerinde’ sağlanması gereken kalacak yer kapasitesi 7472 olmalıdır. Daha açılması gereken kalacak yer sayısı 5613’tür. Her 10 bin kişiye düşen kadın kalacak yer sayısı 0,25’tir. Bir başka deyişle Türkiye’de sığınma evlerinde 40.196 nüfusa bir kalacak yer düşmektedir.

Kadın hakları, hala kâğıt üzerinde
Çalışma, doğum izni, boşanma, aile konutu hakkı, seçme ve seçilme, Aile içi şiddet, toplumsal ve kültürel baskı uygulanması, eğitim-öğretim imkânları, kadın ve erkek çalışanların gelir adaletsizliği devam ediyor.
Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayımlanan 2009 Küresel Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde, 134 ülke arasında 129. sırada yer almıştır. İlk ‘Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’, 1989 yılında İstanbul Üniversitesi’nde kuruldu. Bugün üniversiteler bünyesinde kurulan bu merkezlerin sayısı ancak 13′e ulaşabildi…
Nazım Hikmet ne der?
…korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avratımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan …
Hadi hayırlısı…

Ali Gültekin

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.