TÜRKİYE ORTADOĞU’DA İPOTEK ALTINDA MI?

ABONE OL
19:02 - 01/10/2020 19:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Dünün postal yalayıcısı, eşkiyası Mesut Barzani Türkiye davet ediliyor. Dışişleri bakanı, başbakan ve cumhurbaşkanı karşılıyor, BOP eş başkanı gibi karşılıyor, görüşüyorlar.Yüzlerde gülümseme, memnuniyet, dostluk, sevgi sırdaşlık ne ararsanız var. TV ekranlarındaki görüntü utanç vericiydi. Türkiye cumhuriyeti dış işleri bakanı eşkiyaya Mesut abi diyor. İnanılacak gibi değil ama gerçek. Bu kadar devlet adamı kimliğinden uzak diplomatik uslubdan habersizler, ülkeyi yönetiyor yazık hem de çok yazık.

Bakın; ABD kongresinden sonra Temsilciler meclisi de mahkeme kararı olmadan telefonların dinlenmesine olanak sağlayan yasayı kabul etti. Ve gerekçesi şöyle: Amerika’yı korumak görevimiz! Ya Türkiye’yi korumak kimin görevi? Halk ülkeyi pazarlamakla görevli olduğunu söyleyenleri tekrar seçti.

Teröristlerin itiraflarında; ABD’nin Kandil dağında PKK’ya silah verdiğini açıklamaları ve yine yakalanan teröristlerde ABD silahları bulunması, ABD ne yapmak istiyor sorusuna cevapları çeşitlendiriyor.

Amerikan hükümetinin, 2004 ve 2005 yıllarında Irak silahlı kuvvetlerine dağıtılan 190 bin kadar silahın akıbetinin ne olduğunu bilmediği ortaya çıkmıştı..

ABD’nin kayıp silahlarla ilgili açıklamasına inanalım mı?

Amerikan sayıştayının yayımlanan raporunda, “ordunun, Irak silahlı kuvvetlerine verilen 110 bin adet AK-47 (Kalaşnikof), 80 bin tabanca, 135 bin koruma ekipmanı ve 115 bin kaskın akıbetinin ne olduğunu söyleyebilme noktasında olmadığı” belirtildi. Peki ABD bu açıklamayı niye şimdi yaptı?

Irak’tan çekilme fikri Amerika’da gün geçtikçe ağırlık kazanmaya başladı; medyada bu düşüncenin yansımaları görülüyor.

Ancak ABD’nin Irak’tan çekilmesi sanıldığınca kolay değil… ABD’nin Irak’ta kalabilmesi ne kadar zorsa, çekilmesi de o ölçüde güç bir iş…

Şimdilik söylenmesi ve saptanması gerekli ve kaçınılmaz bir gerçek var: ABD’nin Ortadoğu’ya dönük daha önceki tasarımları, Irak’ta iflas etmiştir. Bush yönetiminin bugünkü Irak’ta ayaklarını dayayabileceği bir zemin yoktur.

Bizim medyamızda oldukça geniş yankılara ve yorumlara yol açan New York Times gazetesinde bu düşünceyi ele alan yazının başlığı Eve Dönüş Yoludur.

Ne var ki temel soru daha başlıkta kendi kendisini vurguluyor. ABD ‘evine’ dönebilecek midir? ABD’nin Irak’tan çekilmesi, Kuzey Irak’tan da çekilmesi anlamında yorumlanabilir mi?

ABD, ikinci dünya savaşı sonrası işgal ettiği Almanya, Japonya ve İtalya’dan bile çekilmemiştir ki, Irak’ı tümüyle bırakabilsin. Bu üç ülkede, dev üsleri kurmadı onbinlerce askeri boşuna yerleştirmedi.

Bugün Kuzey Irak’ta üslenen PKK terörünü himaye ettiği açık seçik ortaya çıkan ABD’nin hâlâ Türkiye’de konuşlanabilmesi bizim açımızdan bir faciadır.

Ülkemizi bu aşağılayıcı konuma düşüren AKP hükümetinin günahıyla sevabıyla iddiasını sürdürebilmesi ise ancak zavallı bir Ortadoğu devletinde yürürlüğe girebilecek utandırıcı komedyadır.

Irak’ta PKK’yı himaye ederken, Türkiye’yi de elinin altında bulundurmayı bugüne dek başarmış bulunan ABD, Bağdat’tan çekilirken Ortadoğu’da hangi ülkeler ya da bölgelerde varlığını sürdürecektir?

Son zamanlarda dış basında yayımlanan Türkiye’ye ilişkin yorumlarda bir ortak gözlem vurgulanıyor: Türkiye ikiye ayrılmış görünüyor. Amerikan BOP tasarımında öngörüldüğü gibi Ilımlı bağımlı Devleti Modelini benimseyen iktidarla buna karşı çıkan muhalefet gün geçtikçe birbiriyle zıtlaşan iki cephe oluşturuyorlar.

ABD’nin, yalnız Irak’ta değil, Türkiye üzerindeki tahribatı da büyük olmuştur. Irak’tan çekilmeyi öngören ABD, Türkiye’den taleplerde bulunursa ortaya nasıl bir manzara çıkabilir? ABD Irak’tan çekildiği zaman Bağdat, bugünkü Bağdat olarak kalabilir mi? Irak’ın kaderi ne olur?

ABD’ye bağlılığı su götürmez AKP’nin kaderini ve geleceğini de bu kaçınılmaz değişim süreci içinde düşünmek gerekir.

AKP iktidarı ile halk kendi geleceğini ipotek altına soktu mu? Onu da yaşayarak göreceğiz.

GüNün SöZü: Güven duymada öncelikli ölçü, kişinin yalan söyleyip söylemediğidir.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.