TÜRKİYE İŞ BANKASI

ABONE OL
17:59 - 01/10/2020 17:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

TÜRKİYE İŞ BANKASI

Eşsiz liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle ve sermayesine bizzat katılımıyla, 26 Ağustos 1924 tarihinde Türkiye İş Bankası kurulmuştur. Genç cumhuriyetimizin tüm bankacılık işlemlerini gerçekleştirmek, ulusal tasarrufları harekete geçirmek, temel ekonomik atılımları finanse etmek, kredi gereksinimlerini karşılamak ve sanayi ile ilgili gelişmeyi başlatmak için kurulan Türkiye İş Bankası, cumhuriyet döneminin ilk ulusal bankası olma niteliğini taşımaktadır.

Türkiye İş Bankası, finans sektörünün yanı sıra Türkiye’de sanayinin gelişmesine de büyük katkılar sağlamıştır. Sanayileşme tarihinin mimarı ve lokomotifi olan Türkiye İş Bankası, Türk özel sektörünün varlık ve gelişimine de büyük destek vermiştir.  Türkiye İş Bankası’nın finans, cam, telekomünikasyon ile sanayi ve hizmet ana gruplarında faaliyet gösteren 23 şirkette doğrudan ortaklığı bulunurken, 95 şirkette de dolaylı olarak ortaklığı bulunmaktadır. Bugün bankacılık alanında ülkemizin en büyük bankası olmanın ötesinde, birçok büyük şirketin ortağı olarak da ülkemizin en büyük holdingi sayılmaktadır. Bu holdingin %28.09 hissesi Atatürk’ün, %40.12 hissesi banka çalışanlarının ve emeklilerinin, geri kalan %31.79 hissesi ise halka açılmıştır. Yani bu holdingin patronu yoktur.

Bankanın kurucularından Atatürk’e ait hisseleri, Cumhuriyet Halk Partisi temsil etmektedir; bu temsil, Atatürk’ün mirasına dayanmaktadır. Bankadan elde edilen gelirler ise Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na bağışlanmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi’ne, Türkiye İş Bankası’ndan hiçbir gelir gelmemektedir. Bankanın Yönetim Kurulu 11 kişiden oluşmaktadır; 7 üye bankanın kendi içinde çalışanlarından seçilmektedir, kalan 4 üye ise Cumhuriyet Halk Partisi temsilcileridir.

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, ekonomik krizin derinleşmeye devam ettiği süreçte Türkiye İş Bankası’nı hedef alan bir açıklama yaparak, bankadaki Cumhuriyet Halk Partisi hisselerinin hazineye devredilmesi gerektiğini söyledi. AKP Sözcüsü Ömer Çelik; “Bir partinin niye bir bankanın yönetiminde koltuğu olur. Atatürk’e saygı gereği CHP’nin bu pozisyondan vazgeçmesi gerekir” derken, Atatürk’e ve anısına yapılan büyük saygısızlıkları görmek istememektedir.

“Atatürk’ün mirasçısı Türk Milleti’dir, CHP İş Bankası hisselerini Türk Milleti’ne iade etmelidir” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Atatürk Orman Çiftliği’nin de Atatürk’ün mirası olduğunu unutmuştur. Milliyetçilik, ülkesinin topraklarına sahip çıkmaktır, ulusal değerlerini korumaktır, ülkesinin kurucusuna saygı duymaktır; mafya ortaklığıyla milliyetçilik yapılmaz. Büyük önderimiz Atatürk’ün kurduğu Sümerbank, Etibank, Atatürk Orman Çiftliği gibi daha nice ulusal değerimizi yok edenler, şimdi gözlerini Türkiye İş Bankası’na çevirdiler. Ekonominin durumu her geçen gün kötüye giderken şimdi Türkiye İş Bankası’nı alıp, Türkiye Varlık Fonu’na devrederek, bu büyük kuruluşun içi boşaltılarak, yok edilmek istenmektedir.

8 Ağustos 1951 tarihinde Demokrat Parti iktidarında çıkarılan 5830 sayılı kanun ile 4819 şubesi olan Halkevleri kapatılmış ve mallarına el konulmuştu. Ülkenin birçok yerinde siyasi etkinliklerine Halkevlerine ait binalarda devam eden Cumhuriyet Halk Partisi, bu yasa ile parti binalarını boşaltmıştır. Demokrat Parti’nin 14 Aralık 1953 tarihinde çıkardığı 6195 sayılı kanun ile Cumhuriyet Halk Partisi’nin mallarına el konulmuştu. Ancak Türkiye İş Bankası hisselerine kamuoyunda büyük gürültü çıkacağı endişesiyle dokunulmamıştı.
27 Mayıs 1960 Devrimi’nden sonra Cumhuriyet Halk Partisi 21 Şubat 1963 tarihinde, 6195 sayılı kanunun iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, 6195 sayılı kanunu tümüyle anayasaya aykırı bularak, 11 Ekim 1963 tarihinde iptal etti.

12 Eylül 1980 döneminde malvarlığı elinden alınan Cumhuriyet Halk Partisi, 9 Eylül 1992 tarihinde yeniden açıldıktan sonra dava açmış, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin verdiği kararla mal varlığını ve Türkiye İş Bankası’ndaki hisselerini tekrar geri almıştı. Bu yüzden Atatürk’ün mirasına ve kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşın, Türkiye İş Bankası hisselerinin devrine ilişkin tartışmaların hukuki gerekçesi yoktur. Buradaki asıl amaç Atatürk’ün hisseleri değildir, Türkiye İş Bankası’nın dev yatırımlarını satarak, yerel seçimlere kadar ekonomik olarak günü kurtarmaktır.

Güven duyulan kuruluşların başında bankalar gelmektedir. Bu güvenin ulusal ve uluslararası kamuoyunda titizlikle korunmasının bankalardan çok milli ekonomi açısından büyük önem taşıdığı bilinmelidir. Siyaset malzemesi yapılamayacak önemde bir kuruluş olan Türkiye İş Bankası’nı hedef almak, aynı zamanda ülke ekonomisini de hedef almak anlamına gelmektedir. Gündem değiştirmeye ve akçeli getiriler sağlamaya çalışılan bu gibi sözlerden kaçınmak gerektiği bilinmelidir.

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.