TÜRK TOPLUMUNDAN ENSTANTENELER

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Herhalde domuz gribi aşısı yüzünden dünyada bizden başka birbirine düşen bir başka ülke yoktur. Türk halkı bu anlı şanlı medyamızın da sayesinde hemen her konuda kafa karışıklığı ve hemen ardından da gerginlikler yaşıyor. Başbakan kamuoyunun önünde grip aşısına karşı tavır aldı ve Sağlık Bakanını azarladı. Bakıyorsunuz şimdi de o Sağlık Bakanı muhtemelen Başbakanı da hedef alarak bu konuda kafa karıştıranlar var diyor. Bir TV haberinde aşı bitti, yeni aşı gelmedi denirken diğerinde aşıların elde kaldığı açıklanıyor. İnanın sevgili okurlarım, yaşım neredeyse altmışa geliyor, böyle acayip bir ortam hiç yaşamadım “yalnız ve güzel ülkemizde”.

Bu durumun nedenlerini araştırınca öncelikle müthiş bir yönetim zaafı ile karşılaşıyor insan. Bir kere halk da bu kargaşaya alıştı. Bakıyorsunuz toplumun her alanında bir kural tanımazlık, vurdumduymazlık ve saygısızlık hüküm sürmekte. Trafiğimiz toplumumuzun aynası. Sürücülerin büyük bölümü görgüsüzce oturduğu direksiyonun başında kendisini Niki Lauda falan sanıyor. Arabasının gazına öyle bir basıyor ki, önünde hiçbir hız limiti, kural yok sanki. Yani demek istiyor ki, ey devlet ben senin yasanı kuralını tanımam, benim dışımda kime ne olursa olsun! Adam sırf fazla süratten durakta bekleyen insanları ezdi, 5 kişiyi katletti. Sonra da pişkince “özür dilerim” diyor. Bu nasıl bir toplum haline geldiğimiz göstermiyor mu?

Kurban kesecek ya sözde Müslüman, dinimizce günah olan hayvana eziyet etmekten geri durmamaya kararlı. Şanlıurfa’da kurban edilecek boğanın önce arka bacaklarını kesmiş, zavallı hayvan kesik bacaklarıyla kaçmaya çalışırken bu defa da bıçağını boynuna saplıyor! Diyorum ya, bu yaşa geldim böyle kepazelik görmedim. Galiba bu gidişle daha büyüklerini göreceğiz. Bu kural tanımazlık, bu aymazlık ve böyle yönetimler olduğu sürece bu güzel yurdu yaşanmaz hale getirecekler.

Spor müsabakasına gidiyor adam, sanki harbe gidermiş gibi bir hali var. Bir sürü insanın içinde tribünde kalkıp ağza alınmayacak küfürler savuruyor. Kendince o kadar haklı ki, başkasına hayat hakkı tanımaya hiç niyeti yok. Spor ya, olur da tuttuğu takım yenilirse başlıyor tribün koltuklarını söküp sahaya atmaya, cebindeki bozuk paraları artık kime gelirse savurmaya. Stad veya salon dışında da oraya buraya saldırıyor, sanki karşısındaki insan değil, yurttaşı değil de bir numaralı düşmanı. Bakıyorsunuz para babası kulüp yöneticisi bir açıklama patlatıyor ve her türlü rezaletin müsebbibi olan taraftarını koruyor, onu haklı çıkarıyor. Al bakalım, bir sonraki kepazeliğin de böylece temeli atılmış oluyor. Bu adamlara da verilen tek ceza “hak mahrumiyeti”. Yani belli bir süre yöneticisi olduğu takımın maçını tribünden izleyecek, efendim neymiş, sahaya giremeyecek! Sevsinler böyle cezayı.

Buna benzer birçok olay Türkiye’de günlük yaşamımızda rastladığımız ve artık kanıksadığımız örnekler maalesef. Listeyi çok uzatmak mümkün. Fakat bayram ertesi daha fazla moral bozmak istemiyor ve güzel, huzurlu ve sevgi dolu bir toplum yaşamının günün birinde bizim de kapımızı çalmasını ve iyi bir hafta geçirmenizi diliyorum.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.