TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ!

ABONE OL
19:02 - 01/10/2020 19:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye’de ilginç bir yaklaşım var. Hırsız, yalancı, sahtekar, ama geçmişte bir siyasi akımla gruplarla bağlantısı olmuş veya şimdi unvan almış yada bir partide ama bir kimlik adına konuşuyor itibar görüyor.

Bir dönem milliyetçi faaliyetlerde bulunmuş, milliyetçiliği tekelinde görüyor ama kişi yabancı ülkelerin ajanı/sözcüsü!

Kişi çağdaş değerlere sahip ama milletin değerlerine karşı olmayı çağdaşlık sanıyor.

Türk milliyetçiliği dün olduğu gibi bugünde ABD’nin emrinde olanların tekelinde değildir.

Kendini milliyetçi zanneden bazıları son günlerde ahkam kesmeye başladı.. Öylesine ki din nasıl ki dincilerin tekelinde, çağdaşlık nasıl ki sosyal demokratların tekelinde ise milliyetçilik te birilerinin tekelindeymiş gibi konuşuyorlar, ahkam kesiyorlar.

Ya siz kimsiniz? Düşün; bu ülkenin milliyetçisinin, müslümanının, çağdaşının yakasından. Emrinde olduğunuz yabancı devletlerin sözcüsü gibi konuşmayı, yazmayı da bırakın.

Bakın; Türk milliyetçi hareketinin militarizm, milli hakimiyet ve demokrasi ilişkisine bakışı daha çok devletçi milliyetçilik bakış açısıyla oluşmuştur. Son yıllarda gündeme gelen darbe planı iddiaları ve militarizm tartışmalarında Türk milliyetçilerinin geleneksel politik hareketi açıklama yapıyor. Militarizme karşı milli hakimiyet ve demokrasi vurgulu manifesto ise arada sırada bazılarınca dile getirilir.

Siyasi yapılanma halindeki Türk milliyetçileri, patinaj yapıyorlar. Çağın gerçeklerini, algılayamıyor, özümleyemiyor yeni çözüm önerileri ortaya koyamıyorlar.

Oysa; Milliyetçilerin demokratik değerlere sahip çıkması onların var oluş sebebidir. Milliyetçilik çok sade ve açık bir şekilde tanımıyla milletin hukukuna sahip çıkmaktır.

Milliyetçiler ülkenin bütün milli kurumlarına ve değerlerine hem saygı duymalı hem de onların güçlü bir biçimde fonksiyonlarını yerine getirmelerini de savunmalıdırlar.

Milli devlet, demokratik siyaset, hukukun üstünlüğü, milli egemenlik, milli ordu, milli bağımsızlık, temel hak ve özgürlükler, kuvvetler ayrılığı ilkesi gibi kurum ve değerler iki temele dayanır: millet ve vatan.

Anadolu topraklarındaki bin yıllık devlet geleneği içinde ordunun vazgeçilmez bir rolü vardır. Bu rol tarihsel olarak orduya devletin bağımsızlığını ve kimliğini savunma görevini vermiştir. Devlet içerisinde ordunun diğer kurumlarla ilişkilerini düzenleyen bir siyasal gelenek ve devlet felsefesi vardır. Türk tarihinde ordu devletin işleyiş mekanizmasının içerisinde yürütme gücünü elinde bulunduran unsura bağlı ve diğer kurumlarla koordineli bir şekilde görev yapmaktadır. Osmanlı ve Selçuklu yönetimlerinde, o günkü siyasal anlayışın dayandığı meşruiyet fikrine göre ordu, hakana veya sultana tabi bir şekilde onların tanzim ettiği görev anlayışı içerisinde çalışır.

Milli devlete geçişte de ordu ve devlet arasındaki ilişkiler yeni bir meşruiyet fikrine göre belirlenmiştir. Milli devletin kurucu kadrosu yani o günün milliyetçileri ordunun meşruiyet çerçevesini milli devlet anlayışında temellendirmişlerdir. Bu anlayış “egemenliğin, kayıtsız şartsız millete ait olduğu” fikrine dayanmaktadır.

Türk milletinin vicdanında var olan devlet kurumlarının saygınlığının gelişigüzel günlük polemik konusu yapılarak iç ve dış kamuoyunda yıpratılmasına fırsat verilmemelidir. Tüm devlet kurumları; kendisini aklama ve demokrasi konusundaki kuşkuları ortadan kaldıracak bir biçimde denetim ve adalet mekanizmalarını şeffaf ve bağımsız çalıştırılması gerekir.

Ordu; Türkiye’nin varlığı ve bağımsızlığının devamındaki rolünü demokratik meşruiyet, yani milli egemenlik anlayışına dayandırmalıdır. Bu hem Türkiye’nin demokratikleşme sürecine katkı yapan hem de ordunun kurumsal kimliğine ve saygınlığına gösterilen hassasiyet bakımından gereklidir.

Türkiye’nin demokratikleşmesi devam ediyor. Siyasette milliyetçiliği temsil eden parti olabilir. Ama milliyetçilik o partinin tekelinde değildir. O partinin her açıklamasını da ülkede ki her milliyetçinin sesiymiş gibi yansıtılması da yanlıştır.

Türk milliyetçiliği; Türk milletine, Türk kültürüne, Türk Devleti’ne, Türk tarihine sevgi ve bağlılıkla hizmet etme kararlılığıdır.

Türk milliyetçiliği; Türk milleti için ileri bir hayat tarzını kurmayı amaçlayan, demokratik yaratıcılığı ve üreticiliği ön plâna çıkaran, barışçı ve antiemperyalist bir düşünce ve duruştur.

Günün Sözü: İçinde yaşanılan toplumun tüm değerlerini savunmak geleceğe atılan temeldir.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.