TÜRBAN VE DEMOKRASİ

ABONE OL
11:32 - 23/10/2020 11:32
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

2013 yılında meclise- Kavakçı denemesinden sonra- AKP iktidarı, daha önce başı açık olan kadın milletvekillerine türban taktırarak kılık-kıyafet devrimini yok sayarak güç denemesi yaptılar…

Türkiye’nin kurucu partisi-Atatürk’ün Partisi CHP, bu karşı devrim kalkışmasına sessiz kalarak bu suça ortak olmalarını ibretle izlemiştik.

Daha sonra Atatürk’ün partisinden Cumhurbaşkanı adayı, nutuk sahnesine Türbanlı kız kardeşini çıkararak; ‘’Başörtülü kardeşim!’’ Diye defile gösterisi de yapmıştı.

‘’Başörtüsü-Türban’’ farkını oy uğruna yok sayarak oy alacağını sanmıştı.

Tabii kimse yemedi…O gülerde yazdığım yazımı tekrar bilgilerinize sunayım istedim.

****

Mecliste bir orta oyun oynandı.

İslamlığa yeni geçiş yaptığını zanneden modeller sahneye sürüldü.

Onları maket mankenlere benzetmişler.

Korkak, ürkek, gergindiler, sandukadan çıkmış mumya gibiydiler.

Nefes alıp veren canlı bir robota benziyorlardı.

Bir farkla ki; robotu, bilimi rehber edinen düşünen beyinler yaratır.

Canlı kadını robota döndürenlerin bilimle, âlimle, akılla işleri olmaz.

Bilimden korktukları kadar Allahtan korkmazlar.

Korkaktırlar da.
Hep kadınların çarşaflarının, örtülerinin arkasına saklanırlar.

Ama ikiyüzlülük alanında rakipsizdirler.

Kadını eşya gören maço kafa ne potur giyer ne şalvar ne cüppe ne sarık takar.

En pahalı Fransız, İtalyan markalarla beynindeki örümceği gizlemek için modern görünmeye çabalar.

Eşleri, çalışmaz, üretmez, konuşmaz, konuşamaz.

Tesettürleri bile normal tesettürlü kadınlardan farklıdır.

O sokakta, yerleri süpüren pardösü-ve türbanlarıyla içtenliklidirler.

Yanlış bulsak ta inandıkları için öyle giyinirler.

Okudukları Arapça duaların anlamını da bilmezler.

Örtün dedikleri için örtünürler. Mahalle baskısı, koca baskısı…

Ama siyasal İslamcı tesettürün özel görevleri vardır.

Aslında çeşni olsun diye meclise taşıdılar.

Mecliste sadece kürsüye yemin için çıktılar.

Ama onlarda ustalarının aynadan okuduğu gibi önlerindeki yazılı metini okuyarak yemin ettiler.

Ha vardılar, ha yoktular.

Türbanlı çıktıkları podyumda donuk gözlerinde bir eziklik vardı.

Hiç kızmadım onlara.

Nefrette etmedim.

İnanç adına saçlarını örterken içtenlikli olmadıklarını biliyoruz.

Onlar verilen görevi yerine getiriyorlar.

Eğer, inandıkları dinin sadece saç telini örtmek olduğuna inanıyorlarsa

” İnancım gereği” idi diyorsanız

Yerine getirdiniz.

Her türban savaşına çıkarken bağırdığınız:

” Şeriat gelecek, zulüm bitecek!” türü nakaratlarınız vardı ya.

Şimdi tesettüre büründün, mecliste sayı çokluğundan her istediğini de alıyorsun.

Yüce Mahkeme senin safında.

Yargıtay, Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu HSYK öyle.

Danıştay, Sayıştay Arınç’ın ‘’Mevla verdikçe veriyor!” Diye göbek attığı gibi yandaşınız oldu.

Laikleri, aydınları, dogmaya biat etmeyenleri, yurtsever aydınları, sizin atadığınız Genel Kurmay Başkanını bile ömür boyu hapseden Özel Yetkili Cemaat Mahkemelerinizi unutmadık.

İmam Hatipler arka bahçenizdi, artık beş bakanlıktan çok bütçeli Diyanet İşleri Başkanlığı’nı da arka bahçenize kattınız. Zaten başkan zat Şeyhülislam pozlarında fetvalar vermekte.

Çıkacak yasayı; şeriata uygunluğunu bile soruyorsunuz.

Yandaş medya sizin, pırsmış medya da artık sizden daha beter saldırır oldu doğruya, mazluma cumhuriyete.

APO, MHP can simidiniz.

Onların demokrasiyle, laiklikle, bağımsız ülkeyle zaten barışık değiller.

Biri Kürt ırkçısı, diğeri Türk ırkçısı.

Biri ver Apo’yu, al padişah-başkanlığı hesabında, biri senin yerinde olmama kıskançlığında.

Başka ne kaldı bertaraf edeceğiniz?

O zaman biz soralım:

Mecliste o kadar erkeğin arasına oturmak şeriat düzeninde yassak tır!

Oradaki erkekler ne babanız ne de kardeşleriniz,

Yani namahremdirler.

Nikâhsız onlarla bir arada kalmak şeriata göre haramdır.

Onlardan çoğu çok evli, çoğu da dört kadınla evliliği helal sayarlar.

Ne işiniz var onca kadını meta görenlerin arasında.

Sonra, alınmış kaşlar, sürmeli gözler.

Makyaj tastamam da tesettür neresinde.

O allıklar, pudralar kendini teşhir değil mi?

Senin inandığın şeriata göre işlediğin suçun karşılığı cehennem.

Ne dersiniz?

İşine geldiği gibi ya da sana uygun gördükleri rolü oynuyorsun.

Kutsallığı, iman ölçüsünü saç kılına bağlayarak kimi kandırıyorsun?

Irak’ta, Libya’da, Suriye’de Müslümanları katleden

Bush’un Haçlı Seferinin Başkanı’na biat dinin neresinde?

AKP’nin yolsuzluklarını soruşturacak gensorulara hayır demek şeriatınızın kuralı mı?

Çoğunluk zaten sizde araştırmaktan neden korkuyorsunuz?

Haram yenmemişse gocunmanız niye?

Yok demokrasi adına diyorsanız

Biz de sorarız: Demokratlık şeriatın sembolü Türbanı meşrulaştırmak mıdır?

Sokakta, evinde kadın nasıl isterse örtünsün

Kendileri bilir. Beğenilsin, beğenilmesin kendi seçimleridir.

Ama askılı elbise, pantolon, kısa etek yasaksa.

Kırmızı ruja haşa demek, demokrasinin neresinde.

Televizyonda dekolte giyen sunucuyu işten attıran maço yöneticine neden karşı çıkmadın?

Tek bacağı protez olan Şafak Payev’e pantolon giydirmeyen mantığın yanında yer alırken yüzünüz kızarmış mıdır?

Ve o dimdik, sevecen, bilinçli ve onurlu duruşuyla aranızdaki farkı o kadar net ortaya koyuyordu ki siz gündemden yok olup gittiniz.

Yandaş medya salya saçıp saldırmakta.

Hele biri kadın suretinde yalancı, iftiracı iğrençlikleri sıradan insanları bile isyan ettirdi.

Ne tür taltifler hayal ederek şecaat arz ederken merdi Kıpti sirkatin söylermiş deyimini haklı çıkaran

” Başımı açarak bir daha kirlenmeyeceğim”

Diyen milletvekili demek bu yaşa kadar kirli imiş, türban takınca temizlenmiş.

25 yıl önce olmayan Türbanın milat olması gibi.

Yurttaş yerine dindaş devri başladı.

Bizim bildiğimiz gerçek;

Başörtüsü türban değildir.

Başörtüsü yüz yılların takısı, türban; Siyasal İslam’ın sembolü

Tıpkı Gamalı Haç gibi.

Artık İslam’ı ikiye ayıracağız:

Türbandan önceki İslam, Türbandan sonraki İslam.

Yıldız AKALIN

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.