TRUMP´UN PLANI, FİLİSTİN´İ TARİHTEN SİLME PLANIDIR

ABONE OL
11:27 - 23/10/2020 11:27
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Trump, Filistin’e sözde barış getirecek planı 28. 1. 2020 tarihinde akşamüstü Beyaz Saray’dan attığı tvit ile dünyaya açıkladı.

Hay maşallah!

Koca oğlan, bölgeyi şekillendirmeyi sürdürüyor.

Filistin ve İsrail karşılıklı olarak bunu kabul edecek ve böyleye barış gelecek öyle mi?

Aman ne masal, ne masal!

Ağzımız açık, hayretle dinledik…

Baştan söyleyelim; bu planın barışı getirmeyeceğini, Filistin’in şiddetle ret edeceğini hem Trump biliyor, hem Netenyahu…

Geçtiler ekranın karşısına; bir yanda büyük ağabey ABD, öteki yanda küçük kardeş İsrail, planı açıkladılar.

1947 yılında İsrail, Filistin topraklarında kuruldu.

O zaman İsrail Filistin topraklarının yüzde 42’sine yerleşmişti, geriye kalan yüzde 48, Filistin’e bırakılmıştı.

Ancak İsrail, durduğu yerde durmadı ki!

Sürekli Filistin aleyhine genişledi.

Arap ülkeleri, özellikle Ürdün ve Mısır, karşı çıktılar. Sonra devreye Suriye ve öteki devletler girdi.

Ancak hayır!

Emperyalizmin bu şımarık çocuğu, bilinçli olarak Ortadoğu’ya yerleştirilmişti ve sürekli Filistin aleyhine büyüdükçe, büyük devletler tarafından omuzları sıvanıyordu.

Özellikle de ABD’nin…

Zamanla güçlendi İsrail.

1967 yılında, Arap ülkelerinin neredeyse tümünü dize getirerek, adına Arap-İsrail Savaşı denilen savaşı kazandı.

Bu kez, yine büyük bir atak yaparak; Filistin toprakları aleyhine büyüdü de büyüdü.

Yine durmadı.

Filistin’de güçlü savunma birimleri oluşturdu; milis güçlerdi bunlar.

En tanınanı başında başında Yaser Arafat’ın bulunduğu Filistin Kurtuluş Örgütü’ydü.

Sonra Hamas devreye girdi; derken ideolojik farklar olmasına karşın Hizbullah…

Olaylar hiç durmadı.

Kan gövdeyi götürüyordu.

Ve İsrail, Filistin topraklarında yerleşim yerleri kuruyordu, nokta nokta. Bir bedenin üzerinde yayılan salgın bir hastalık gibi, adım adım büyütüyordu işgal ettiği yerleri.

Ve iş döndü dolaştı; bütün Müslümanlarca kutsal kabul edilen Kudus’ü başkent olarak ilan etti ve eder etmez de ABD bu kararı, kabul ettiğini açıkladı.

Olaylar, olaylar, olaylar…
Geldiğimiz noktada durum ne?

Bu plan, barış getirecekmiş.

Filistin, İsrail kurulmadan tamamı kendisinde olan toprakların yüzde on beşini kabul edecekmiş.

Filistin’in denize çıkışı olmayacak, sınırlarının neredeyse bütünü İsrail ile çevrilmiş olacakmış.

Filistin’in ulusal bir ordusu olmayacak; egemenlik hakkı bulunmayacakmış. Yani bir devlet olarak kendi kendine kararlar alamayacak, uluslararası diplomasi yürütemeyecekmiş.

Ya ne?

Dış güvenliği İsrail tarafından sağlanacakmış.

Ancak elindeki topraklar üzerinde, yerel yöneticisini seçebilecekmiş.

Kudüs yine İsrail’in başkenti olacak ve bu kentin küçük bir parçası, örneğin bir iki mahallesi Filistin’e verilecek ve o da burayı başkenti ilan edebilecekmiş.

Filistin bunu kabul ederse, kaynağını Arap ülkelerinin karşılayacağı 50 milyar dolar para, Filistin’e kalkınması için hibe olarak verilebilecekmiş.

Bir Filistin köyünden kalkıp bir Filistinli arkadaş, başka bir Filistin köyüne geçecekse, İsrail’in güvenlik noktasından geçecekmiş.

Allah, Allah!

Hale bakar mısınız?

Ve Trump alay ediyor gibi, şu yorumu yapmaktan da geri kalmadı:

-“Filistin bunun sonunda bağımsız ve harika bir devlet olsun!”

Şimdi insanın bunları görüp de ciddiye alması olası mıdır?

Söyleyelim:

Bal gibi bunu Filistin yönetiminin kabul etmeyeceğini ve protestoların bütün her yana yayılacağını en başta da dediğimiz gibi Trump da biliyor, Netenyahu da.

Pekela, dertleri ne?

Dertleri zaten ortalığın karışması…

Ortalık karışsın ki, Filistin’e karşı İsrail yeniden harekete geçsin.

Bunu neden  yapıyorlar?

Çünkü; Suriye’yi çökerttiler; İran’ı ambargoya aldılar; Mısır’ı ve İsrail’i karıştırıp teslim aldılar. Filistin’e karşı koyacak ya da itiraz edecek hiçbir güç bırakmadılar.

Bilerek ve bilinçli olarak yaptılar bunu.

İsrail’in önü yeniden açılsın ve kalan son Filistin toprakları da İsrail’in eline geçsin, Filistin tarihten bütünüyle silinsin diye.

Onurlu hiçbir kişi, halk ya da ulus; bunu kabul edemez.
Etmemelidir.
İnsanlığın onuru ile emperyalizmin topu tüfeği karşı karşıyadır bugün.

Kurşunlara karşı çıplak gövdeler…

Göreceğiz bakalım, kim kazanacak?

 

Prof. Dr. Kemal Arı

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.