TIRI YUTTU BİN YALAN

ABONE OL
18:45 - 01/10/2020 18:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Kuşkulu bir tırı durdururlar güvenlik görevlileri Suriye sınırında yurdumuzun.

Durdurma nedeni kuşku mudur, ihbar mıdır? Ne önemi ne de bir anlamı var bu soruların.

Önemli olan o tır ve tırdaki yüktür.

Ne midir o yük?
Kuşyemi!…
Hani bir kaçakçıyı durdururlar gümrükçüler arabasının bagajı silme pahalı saatle dolu olan. Sorarlar.

– Ne bunlar?

– Kuşyemi!…

– Saatten kuşyemi mi olur be adam?

– Vallahi ben önlerine atıyorum. Yerlerse…

O durum bire bir yaşandı bu tır olayında. Ancak; bu kez güvenlik görevlileri açamadılar tırın kasasını. Polis açmak istedi, jandarma silahına sarılıp engel oldu. Polis de sarıldı silahına da çok şükür çekilmediler tetikler.

Tam orada başladı yılanların yalanları.

O yılan, bu yılan derken, koskoca tırı yuttu bir yalan.

Yılanın yalanına inanırsan, tırda Türkmenistan’a giden yardım malzemeleri varmış.

Hem de “devlet sırrı” özelliği olan yardım malzemeleri.

Tırı açamadıkları için görevliler nemenem bir devlet sırrı olduklarını kimseler öğrenemedi.

Arkalarını dönüp bir de baktılar ki güvenlikçiler, yılanın yalanı yutuvermiş koskoca tırı.

Fili yutan yılan örneği anasını satayım.

Gümrük ve Tekel Bakanı; “Elimizdeki kayıtlara göre tır sınırlarımızın dışına çıkmamıştır.” dedi.

E! Bu da mı yalan?

Biz de çok oluyoruz ama…

Bakın! Ben; bir anımsatma yapayım da siz karar verin bu yılanların yalanlarına inanıp inanmamaya. Çünkü; işin sonunda tuzak var, bomba var, sinsi tuzaklarda paramparça olmak var. Benden söylemesi.

Ocak 1991 yılında bu yılanlar, MKE (Makine Kimya Endüstrisi) yetkililerinden birtakım silah ve mermilerin üzerinden seri numaralarını silmelerini emrederler. İş devlet sırrıdır. Gizli tutulması da eşyanın doğası gereğidir. Bu emri çok tehlikeli bulan MKE yetkilileri emri yazılı isterler. Emir yazılı olarak ulaştırılır.

4 gün sonra bir karanlık adam çıkar, gelir. “Silah, mermi ve yazılı emri almaya geldim.” der. 11 kamyon silah, mermi ve yazılı emri alarak gider.

15 Ocak 1991.

Albay Coşkun Kıvrak, emrindeki askerlerle PKK teröristlerini kaçabilecekleri tek delik bırakmadan, kıskıvrak sarar. Tam bu sırada Ankara’dan gelen bir telsiz emri kuşatmanın kaldırılmasını ister Albay Kıvrak’tan. Vurulmuşa döner Albay; ama, emir demiri keser ve kuşatma kaldırılır.

Emrin ardında yatan olay şudur:

16 Ocak 1991 günü 11 kamyon sırtlarındaki silah ve mermi yüküyle Irak sınırımızdan öteye geçerler.

Hani şu MKE de yüklenen kamyonlar geçerler sınırı o gün sırtlarındaki yükleriyle.

Kamyonların sınırı sorunsuz geçmeleri de Ankara’dan gelen yazılı bir emirdir.

Bu emri kopyalayan bir asker kopyayı Araştırmacı Gazeteci Uğur Mumcu’ya ulaştırır.

23 Ocak 1993.

O gün; Albay Coşkun Kıvrak, defalarca arar Uğur Mumcu’yu. Ulaşamaz.

Neden mi arar?

24 Ocak 1993.

Tarihimize kara bir leke olarak düşen tarih….

Eşi ve çocuklarıyla bir hasta ziyaretine gitmek ister Yiğidim Aslanım. Eşinden ve çocuklarından önce çıkar dışarı. Girer arabasına, basar marşa, sinsi ve kalleş tuzakta paramparça olur.

Suçlu kim mi?

O gün, Demirelli, Ağarlı devletti.

Bugün de Erdoğanlı, Âlâlı devlettir.

Bilmem anlatabildim mi?

Tırda ne yüklüydü sizce?

Bu yük nereye ve kime gidiyordu?

Devlet sırrıymış!

Külahıma anlat!

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.