TERÖR İNSANLIK SUÇUDUR

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Terör nereden ve kimden gelirse gelsin bir insanlık suçudur. Terörden yana olanlar teröristler kadar suçludurlar.Terörün birinden yana olmak o suçlara ortak sayılır. Terörün bizim taraf ya da sizin tarafı olmaz. Yüreğinde birazcık insanlık emaresi taşıyanlar teröre arka çıkma eğiliminde olamaz. Türkiye terörden çok zarar gördü.En ağır bedeli gerek çocuklarının, gerekse kendi canlarıyla boşu boşuna ödemek zorunda bırakılan halkımız oldu .Nice gencecik fidanlar acımasızca katledildi.

Sağcı denildi, solcu denildi, aynı coğrafyayı paylaşan, aynı yaşam zorluklarını aynı ölçüde çeken halkın çocukları birbirine kırdırıldı.
Sendikacılar, bilim adamları, siyasetçiler, hukukçular, gazeteciler, öğretmenler, hemşireler terör kurbanı oldular. Yetmişli,seksenli yıllarda, gençlerin temiz duygularından, heyecanlarından yararlanarak, onların ellerine silah tutuşturararak canlara kıydırdılar. Çıkarlarını o gençlerin geleceklerini karartmakta bulanlar, Filistin Kamplarında insan öldürmeyi öğretip, sınırda onları ihbar edip yakalattılar. Bugün o ikiyüzlü vicdan fukaraları düşman ilan ettikleri Avrupada sermaye yalakalığı yapıyorlar.Kimi gazeteci, kimi sermaye yanlısı politikacı, kimi sahte belgelerle aydınları tutuklattırarak işbirliği yaptıkları şeriatçılarla, bölücülerle ortaklık yapmaktadırlar.

Genç nesiller bilemeyebilir. Ama o dönemi yaşayanlar, o dönemin tanığı olanlar iyi tanır o dönekleri. PKK terör örgütü kırk bin insanın kanına giren dünyanın en kanlı terör örgütlerinden biridir. Kullandıkları silahlar ise, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Nato ülkeleri damgalı! En büyük desteği, yıllarca yeşil kuşak adındaki seddin fedailiğini yapan Türkiye’nin stratejik ortağı ABD’den aldı PKK.

Avrupa ülkelerinde santajla para toplamalarına, uyuşturucu kaçakçılığına, imbisler, marketler vs. gibi kara para aklama merkezlerine göz yumuldu. Yalnız, Suriye’de, Irak’ta değil, komşu Yunanistan’da,Güney Kıbrıs’ta kamplar kurdular, cinayet eğitimleri aldılar. Fransa, daha önceleri terör örgütü ETA’yıda PKK gibi barındırmıştı. İspanya AB’ye girince Fransa ancak o zaman desteğini çekmek zorunda kaldı.
PKK, cinayetlerini Avrupa ülkelerinde de işlemeye, çocukların öldürülmesini eleştiren kendi elemanlarını da öldürmeye başlayınca ancak o zaman terör örgütü olarak kabul edildi. Ama destekleri, göz yummaları devam etti, devam da etmekte…
Ayrılıkçı terör örgütü, kurulduğundan beri, kendi propogandasını yapacak siyasi uzantısı olacak partiler kurdurdu. Bu partiler, PKK’nın ve özellikle terörist başının talimatları doğrultusunda çalıştılar. PKK’nın şiddet tercihini reddedip, ondan bağımsız kurulan siyasi partiler bir varlık gösteremedi. Öncelikle maddi destek bulamadılar. PKK’nın parasal desteği olamayan bu siyasi partiler ancak tabela partisi olarak kaldı.
Yurtdışında, PKK dışında Avrupa’da PKK’ya alternetif örgütler Avrupa devletleri himayesinde kurduruldu. Fakat, PKK onlarıda terör yöntemleriyle, tehditle gelişmelerini engellediler. O örgütler proje adı altında aldıkları yardımlarla kendi yaşamlarını sürdürmekten, arada bir bildirilerle kendilerini tatmin etmekten öte gidemediler.

PKK’nın son siyasi uzantısı DTP, terör örgütünün odağı, destekçisi, savunucusu olduğu gerekçesiyle kapatıldı. DTP, zannetmesede olası kapatma karına karşı, sine-i millete dönme tehditini savurmuştu. Bunu yapmayacaklarını zamanla göreceğiz. Dokunulmazlık zırhı sadece AKP’liler için değil, DTP içinde önemli bir zırhtır. Emine Ayna’ların direnmeleri, zırhın kırılması sonucu başına gelecek hukuksal sorunları iyi bilmesindendir. DTP, biraz da AKP’nin gazına gelerek, okyanus ötesinde oluşturulan PKK-AKP ortaklığına kendisini o kadar kaptırdı ki, açılımın, terörün meşrulaştırılması olduğunu farkeden kitlelerin tepkisini göremedi.
AKP, bu açılımdan DTP’nin başına çorap örerek, onların oylarını kendi hanelerine yazmayı planladı. PKK, da AKP’yi oyuna getirdi. Zaten biribirlerine güvenmiyorlardı. Okyanus ötesi kararların sonucu zoraki birliktelikti. İkisi de biribirinin oylarına göz dikmişlerdi. Bu ortaklığın kanıtı, Tokat’ta ki PKK katliamını; PKK’nın yapmadığını AKP’nin dindar Cumhurbaşakanı Gül, Okulları tarikat yuvaları haline getiren Hüseyin Çelik, Mili Görüşün gözü yaşlı askeri Bülent Arınç, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olan AKP’nin Genel Başkanı Başbakan R. Tayyip Erdoğan kesin dille inkar etttiler. PKK ile açılım palanlarında belliki PKK bazı güvenceler vermişti. Hatta bu devletlüler, bu katliamı ‘’ERGENEKONCULAR” yaptı! diye kesin dille ilan ettiler.

Dünyanın en demokratik ülkesinde bile terörle uzlaşılmaz, onların meşrutiyeti verilemez. Kim olursa olsun ülkesinin bütünlüğünü, güvenliğini tehlikeye atmaya yetkili olamaz. Hükümet, AKP gibi ümmet merkezli, bir rejimin odağı gibi bir partiden oluşsun, ABD’ce yazılıp önlerine konulan projelerini kayıtsız şartsız destekleyen besleme medya her türlü olanaklarla beyinleri yıkarsa yıkasın, bu ülkenin hukuk devleti olmasını savunanlar, ülkenin yurtseverleri, anayasası; barış yutturmacasıyla, katilleri silahlarıyla ülke içinde başıboş dolaşmalarına izin vermez.
Anayasalar terörü savunan partileri elbette kapatır.
İspanya’da BATASUNA Partisi, 800 insanın ölümünden sorumlu ETA’nın uzantısı olduğu için değil, ETA’yı bir terör örgütü olarak nitelemediği için kapatıldı.
Bu ülkede, tek bir kişinin bile ölümünü savunmayan, öldürmeyen yurtsever gençler asıldılar. Af dileselerdi canlarını kurtarma olanağı sunulduğu halde, bu önerileri ellerinin tersi ile ittiler. Darağaçlarında ayakları altındaki sandalyaları cellatlara bile bırakmayarak kendileri devirdiler.

Kırkbin insanın katlinden sorumlu terörist başı, idama karşı olan demokratların, yurtseverlerin merhametiyle idamdan kurtuldu. Üstelik o yiğitlerle karşılaştırılmasını kendi sesiyle tekzibi, can korkusundan ‘’Benim anamda Türk’tü, devletim isterse emrindeyim”yalvarısı kayıtlarda durmakta.

Bırakın bu sahte kahramanlıkları, sahte barış çığlıklarını.

Siz daha Kürt halkının üçtebirini bile kandıramadınız.

Biz, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Arabı yani Türk Ulusu olarak bu Misak-ı Milli sınırlarını kanlarıyla çizenler olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek yaşatacağız.
Bu böyle biline!

Yıldız AKALIN

Hessen Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu Başkanı

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.