TERCİH MESELESİ

ABONE OL
18:08 - 01/10/2020 18:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

TERCİH MESELESİ

Referandumdan önce seçim kampanyası sorunu başlayınca Avrupa uyandı. Diğer Avrupa ülkelerinde de durumun aynı olduğu görülüyor. 

Almanya’da Türkler basın ve medyada negatif bir haber olursa konu olur. Konu içeriği tek bir tip Türk yaratmaktır. Fransız Alman yapımı ARTE TV hariç, sosyal, kültür ve tarihi içeren Türklerle ilgili yayınlara rastlanmaz.
Dünya politik, sosyal, ekonomi, askeri ve çevre haberlerinde Türkiye yok sayılır. İslâm konusunda Türkiye’de lâik toplumdan hiç söz edilmez.

Almanya’da Cumhurbaşkanı bir partiye üyeliği dondurulmuştur, Başbakan ve hükümet üyeleri devleti temsil eder, bir partiyi tuttuğunu açıkça göstermez. Bu nedenle seçim kampanyalarını parti temsilcileri yapar. Türkiye’den devleti temsil edenler, seçim öncesi Avrupa’da kampanyaları yürütmek isteyince şaşkınlık yarattı. Sonra bu şaşkınlık tüm Türklerin yaşadığı diğer Avrupa ülkelerine ulaştı.

Referandum sonrası veriler, halkı bilhassa politikacıları şaşırttı. Tercih evet olanlar, yaşadığı ülkelerde oturmuş demokraside basın ve söz hürriyeti, insan haklarından ve hukukun adaletli yürümesinden istifade ediyor, ama eş, dost ve akrabalarının yaşadığı ve tatilini geçirdiği Türkiye’de aynı insan haklarını neden istemez, sorusu şu an basın ve medyayı meşgul ediyor.

Yüzde 75,9 evetle birinci sırayı alan başkenti Düsseldorf olan Nord-Rhein-Westfalen (NRW) eyaleti telaş içinde. Türkiye’den ihraç edilen sorunlarla eyaletin huzur ve güveninin sarsılmasından endişe ediliyor. Eyalet içişleri bakanı uyarı mesajı verdi. Kutuplaşma şiddete dönmesinden korkuluyor. 
Federal düzeyde tartışmalarda seçim hakkı olan Türklerin ancak yüzde 46’sının oy kullandığı unutuluyor. Yüzde 54’ü yalnız Alman vatandaşı olanlar ve 3000 km uzakta televizyon karşısında sofaya oturup karar verilmez diyenler bu sayıya katılıyor. Yüzde 50,1 sonuçla Berlin en az evet diyen şehir eyaleti oldu. Hayır içeriği nesnel anlatıldı. Sayılar özetle, Almanya’da 1 mil. 43 bin seçmenden 653 479’u seçti, bu toplamın 412 149’u evet dedi. Türk vatandaşı, Türk kökenli Alman vatandaşı, her iki vatandaşlığa sahip toplam 3 milyon insan yaşıyor. Evet diyen 412 149 kişiyi yargılarken, 3 milyon insana mal edilmesi haksızlık olur. 

Bu seçim başkan seçimi değilken, bazı ülkeler Türkiye Cumhurbaşkanını tebrik ediyor. Seçim öncesinin hatalı yansımasını gösteriyor.
                          
Politikacıların çoğu konuyu Eylül 2017’de yapılacak Federal Almanya seçimlerinde Türkleri, yine uyumu zor halk grubu yem olarak kullanmaya hazırlanıyor.

Sağ partilerden ilk ses Hollanda’dan duyuldu. Sağ parti lideri referandumda evet diyenler, demokraside kuvvetler ayırımını, anayasamızı anlamamış. Bunlar topluca ülkemizi terk etsinler, dedi. Bunu, Almanya’daki sağ partisi de dile getirmeyi ihmâl etmedi. Diğer Avrupa ülkelerine yayılacağa benziyor.
Göçmenlerin uyumunu gerçekten arzu eden politika, sosyal bilim insanları durumu şaşkın, ama nesnel olarak ele alıyor.
Evet kampanyası duygusal yapıldı, Cumhurbaşkanı ve Türkiye sevdası oylandı. Seçmenlere içeriği anlatılmadı. 

Başbakanın Türk vatandaşlarına gönderdiği mektupta bile anayasa değişikliğinden bahsedilmedi. Buna karşılık hükümetin bu seçime kadar yaptığı icraatlar anlatıldı. Mektupta
Yurtdışı Türkleri ilgilendiren hiçbir madde yoktu. Mazlum rolünde, eğer Avrupa Türkiye Cumhurbaşkanına karşıt ise bu işte bir iş vardır.

İngiltere, Bulgaristan, Avustralya gibi birçok ülkede vatandaşların çoğu hayır dedi. Bunlar uyum sağlamış, yaşadığı ülkelere adapte olmuştur. Öyleyse Almanya’da dışlama ve ayrımcılık bitmeli. Türklere de diğer ülkeden gelen göçmenlerle eşit muamele yapılmalı. Adı Türk olan ev ve iş bulamıyorsa, okulda kökeninden dolayı kötü not alıyor, böylece başarısına engel olunuyorsa, bu neticeyi doğru anlamak gerek.
Avrupa uyum kanunlarında Türkler dışlanmıştır. Avrupa ülkelerinden Almanya’ya çalışmaya gelen bir şahıs üç ay sonunda yerel seçimlere dahi hak kazanıyor, fakat Almanya’da doğup büyüyen bir Türk gencine bu hak verilmiyor. 
Dünya’nın 57 ülke vatandaşı bağlı olduğu ülke vatandaşlığı dışında vatandaşlık taşıyabilirken, bu hak Türklere verilmemiştir.

Yeşiller Partisi öncülüğünde Sosyal Demokrat Parti’sinin desteği ile kana bağlı Alman vatandaşlığı ülkede doğan, yaşayan, tahsilini yapanlara da verilmiştir. Bu hak her fırsatta tartışmaya açılıp, Türkler huzursuz ediliyor.
Yurtdışı Türkleri yıllarca yaşadığı ülkelerde ve Türkiye’de lâyik olduğu ilgiyi görmemiştir. İlk defa seçme hakkı kazanmışken iyi değerlendirmek gerek. Hazır tartışma açılmışken politikacılar, bilim insanları, öncü düşünürler basın ve medyada kendileri konuşmalı. Yaşadığı ülkelerde Türkler hakkında değil, Türklerle konuşmalarını sağlamak için gayret göstermelidir.

Televizyon tartışma programlarında moderatör sorduğu soruyla bile Türk karşıtı olduğunu gösteriyor. Uyanık olmalı, Avrupa basınında yazanlar Türk halkı dinleyip, düşünce üretmelerini zenginleştirmeli. Yapılan hatalardan ders çıkarılmalıdır. Birçok Almanın yaptığı hatayı yapmamalı, yani genellememeli, dostu düşmanı iyi ayırıp gözlemlemelidir.

Diğer ülke vatandaşları örneğin Rusya vatandaşları seçerken sessizce seçim yapıldı, böyle bir yaygara görülmedi.
Hem Türkiye’de hem yaşadığı ülkelerde seçme ve seçilme hakkı verilmeyen Türk vatandaşları, kendilerine ilk defa değer verildiğine şahit oldu. Çoğunluğu genç olan bu kesime politik eğitim öğretim vererek, demokrasinin yalnız seçim olmadığını öğretmek gerek. Berlin CHP Birliğinin başlattığı bilgilendirme seminerlerinde gençlere politik dersi vermeye devam edilmeli ve diğer partiler bunu örnek almalıdır.

Hoşça kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey                

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.