TEKME TOKAT HUKUK

ABONE OL
18:45 - 01/10/2020 18:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Siyasi iktidarın bazı bakanlarının ve çocuklarının kapısına dayanan 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, her gün yeni bir gündem yaratarak, şaşkınlıkla ve hayretle izlenmektedir. Başbakanın kendisi ile ailesine de sıçrayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, tüm hukuk dışı uygulamalara karşın devam ettirilmektedir.

Siyasi iktidar hukuk dışı düzenlemeler yaparak, kendisine yönelik bilgi akışını sağlamayı ve soruşturmaların kendi istediği biçimde yürütülmesini amaçlamak için adli kolluk yönetmeliği değişikliğine gitmiştir. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK), çıkarılan bu yönetmeliğin anayasaya aykırı olduğunu bildirmesi ve bu yönetmeliğin Danıştay tarafından yürütmesinin durdurulması üzerine, siyasi iktidar yeni hukuk dışı düzenlemelere yönelmiştir.

Yargıyı tamamen kontrol altına alarak, kendilerine yakın olanları yargılanmaktan kurtarmak isteyen siyasi iktidar bu amaçla HSYK yapısında değişiklik öngören kanun teklifi sunmuştur. Bu kanun teklifinin 11 Ocak 2014 tarihinde TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülmesi sırasında AKP’li milletvekilleri tarafından olaylar çıkarılmıştır. Adalet Komisyonu Başkanı’nın açılış konuşmasının ardından Yargıçlar Sendikası Başkanı, saygın hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun komisyon başkanından söz istemesi üzerine tartışmalar başlamış ve AKP’li milletvekilleri Eminağaoğlu’nun üzerine yürümüşlerdir. Adalet Bakanı’nın da salonda olduğu sırada AKP Tokat milletvekili Zeyid Aslan, Eminağaoğlu’na uçan tekme atmıştır. Atılan bu tekme, doğrudan yargıya atılan bir tekmedir. Eğer AKP bu yasayı çıkartırsa, yargıçlara ve savcılara sadece tekme atılmayacak; hepsi hallaç pamuğu gibi atılacaktır.

AKP’nin ileri demokrasisinin içeriğinde ‘tekme, tokat hukuk’ olduğu görülmüştür. Tekme tokat hukuku ile yasa yapmaya kalkan AKP’nin gerçek yüzünü, Zeyid Aslan gibi milletvekilleri sergilemektedir. Ettiği küfürlerle ve uygunsuz sözlerle ne olduğunu belli eden ve tepki toplayan AKP Tokat Milletvekili, avukat Zeyid Aslan, asla milletin vekili olmayı hak etmemektedir.

İşine geldiği gibi keyfi yasalar yapan, bunu zorbalıkla dayatan ve “milli irade” diyerek, kendi çürümüş iradesini meşrulaştırmayı alışkanlık haline getiren siyasi iktidar, ileri demokrasi aldatmacasıyla, ileri faşizm uygulamaktadır. Kefen giyme ve mağdur edebiyatına sığınan siyasi iktidar, yıllardır sivil darbe yaparak her türlü hukuksuzluğun ve zulmün baş aktörü olmuştur.

Bu iktidarın milli iradeden anladığı sadece kendi istekleri ve çıkarlarıdır. Demokrasiyi ve hukuku uçan tekmelerle getireceğini sanan bu siyasi iktidar yolsuzluğu, hırsızlığı, rüşveti, baskı ve zulmü yasallaştırmak için her türlü hukuksuzluğu yapmakta sakınca görmemektedir. Kendisine muhalefet yapanları darbeci, terörist ve bölücü olarak nitelendiren siyasi iktidar, sahte kanıtlar yardımıyla ürettiği senaryolarla yurtsever insanlara zindanlarda zulüm yapmaktadır. Şimdi yargı erkini de tamamen yürütmeye bağlamak isteyerek, ileri faşizme doğru yol almaktadır. Bütün bunları yaparken mili iradeye vurgu yapması ise yeni bir takiyyeden başka bir şey değildir.

Ülkemizde siyasi iktidar boşluğu vardır. Ancak bundan başka, muhalefet boşluğu da bulunmaktadır. Adalet Komisyonu’nda yaşanan bu utanılacak olaydan sonra, muhalefet partileri komisyonu terk etmeli ve AKP’yi, kendi sivil darbesi ile baş başa bırakmalıdırlar. İçeriği boş, süslü sözlerle, cemaat ve ABD’nin desteğini alarak ülkemizin sorunlarını çözmek mümkün değildir. Ülkemizde sivil darbe yapan, erkler ayrılığını ayaklar altına alan, her türlü hukuksuzluğun, yolsuzluğun ve zulmün adresi olan bu siyasi iktidardan kurtulmak ve hesap sormak için ulusal güçlerimizi ve akıllarımızı Atatürkçülük temelinde birleştirmeliyiz…

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.