TEK BACAKLI DOKTORLAR

ABONE OL
18:56 - 01/10/2020 18:56
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Son yıllardaki konu itibariyle, inancını görevinin önüne çıkararak, üstelik unutup da yeminini hoş olmayan olaylara sebebiyet veren doktorlara şahit olmaktayız zaman zaman.
Ama bununla, bu kadarla mı sınırlı dersiniz bazı doktorlarımızın duyarsızlığı, hatta insan dışılığı?
Bence kaldırsınlar o yemini görev başlangıçlarından, tıpkı mecliste de olduğu gibi. Tek bacakla yemin ediyor muhtemelen bazıları. İnsan olana, görevinin bilincinde olana yemin gerekmez, kendisine düşeni yapar o zaten, ister mecliste vekil, ister hastanede doktor olsun veya hangi mesleği icra etmekteyse…
Almamışsa nasibini insanlıktan, erdemleri, duyarlılığı, görev bilinç ve aşkı, insana, hastaya saygısı yoksa zaten, kırk kere yemin de ettirseniz boş! Bildiğini okuyacaktır yine de.
Duymaktayız zaman zaman, alkollü diye bakmamış hastasına, sarımsak kokuyor diye bakmamış, vs.
Şahit olduklarımdan bir iki örneği aktarmak istiyorum bu vesileyle, yanlışların tek bir kesime özgü olmayışını belirtmek üzere. Tam tersine de şahit oldum çünkü; Acı çektiği her halinden belli olan, çarşaf giyimli bir hanıma, daha ne şikayeti olduğunu sormadan çarşafının hesabını sorup azarlayan, hastasının ağrıyla kıvranışına hiç aldırmaksızın, uzun uzun vaaz veren doktor gördüm!
Şahsıma yapılanları gördüm. Alkollü de değildim, sarımsak da yememiştim, çarşaf giyimli de değildim ama…
Bu günkü çektiğim acıların, ıstırapla kıvranışımın sebebi olan doktoru gördüm. Annemi ve babamı kaybetmeme sebep olan doktorları gördüm. Teşhis koyamayışını örtülemek adına odasından kovan doktoru gördüm. ”Hiçbir şeyin yok, bakma sen onlara, bilhassa kuşku uyandırıyorlar, bir tetkik daha yaparak para kazanmak için” diyerek kanser olduğumu göremeyen doktoru gördüm. Uzaktan bakıp muayenesiz, tetkiksiz ”Hiçbir şeyin yok diyen, ardından da arkadaşının muayenehanesine bir de o görsün diye yönlendiren doktoru gördüm…
İyileri, doğruları, yeminine sadıkları yok muydu? Vardı şüphesiz, hem de çok sayıdaydı da şükür ki.
İlk sıraladıklarımı kısa kısa açıklamadan ve teessüflerimi iletmeden önce, özveriyle çalışan, görevini, ailesi ve kendisinden önce ele alan, eşi doğum yaptığında yanında olamadığı gibi, günler geçmesine rağmen hâlâ yavrusunu göremeyen, yeni evli olup günlerce evine gidemeyen, doğru dürüst tatil yapamayan, hastaları için çırpınan, güler yüzlü, sevecen, fedakâr, saygılı ve saygın güzide doktorlara da teşekkür edip saygıyla anarak kutluyorum şüphesiz…
Kolumdaki dayanılmaz ağrılara, basit bir filmle omzumdaki disk kayması ve sinir sıkışmasını görebilecekken, hiçbir tetkik yapmaksızın psikolojik teşhisi koyan doktora, ”Vida sökmek için kuvvetle asılınca oldu, psikolojik olamaz” deyişime, ”Benden iyi mi bileceksin, ne dememi bekliyorsun, kanser mi demeliydim, için rahat edecekse, söyleyeyim, evet kansersin, hadi çık dışarı, meşgul etme beni, işim gücüm var uğraşamam seninle” diyen böylesi doktor gördüm!
Ultrasonla tetkiki gerekir diye kuşkuyla kendisine gönderildiğim bir başka konudaki bir başka doktor da, ”Gerek yok, bakma onlara, sallamışlar, yok bir şeyin diye savıp bir yıl sonra gittiğim doktordan duyduklarıma göre ise, o gün aslında kanser olduğumun anlaşılışıyla lanetle andığım doktor gördüm!
Böbrek taşı sancısıyla gittiğimde, ”Çok fazla hasta var, uğraşamam şimdi, hem daha iyi bir sonuç ve tetkik istiyorsan akşam muayenehaneme gel” diye elime kartını tutuşturan doktor da gördüm
Gittiğim tüm göz bankası, hastanesi, onlarca doktor ve sağlık merkezinde aynı teşhis konulduğu halde, uzaktan bakarak, muayene etmeksizin, ”Göz arkası tertemiz, gayet iyi görüyorsun, ne biçim doktorlara gittin sen böyle? Yanlış teşhis koymuşlar” diyerek meslektaşlarını da karalayan, ardından: Seni arkadaşımın muayenehanesine göndereyim, o yardımcı olacaktır demek terbiyesizliğini de gösteren doktor da gördüm maalesef!
Trafik kazası geçiren babamı, bir şeyi yok diye saatlerce bekletip iç kanamadan ölmesine sebebiyet veren doktoru gördüm.
”İyileştin, bir şeyin kalmadı, taburcu olabilir, normal yaşamına dönebilirsin” diye sirozdan karnı burnuna gelmiş annemi taburcu eden doktoru gördüm.
Sıradan bademcik ameliyatında, arkadaşımın 9 yaşındaki kızının şah damarını kesen doktoru gördüm.
Basit bir beze ameliyatında, atar damarı kesip kanamayı da durduramayışıyla aşırı kan kaybetmeme sebep olarak, ”Dışarıda bekleyenin varsa kan bulsun” diyen, ”Kimsem yok, yalnız geldim, çantamı yatan hastalardan birine bıraktım, içinde para var, gitsin görevlilerden biri alsın, kan bulsun lütfen” dediğimde, ameliyat masasındaki beni azarlayarak. ”Biz senin uşağın mıyız, herkes için bir de kan peşinde koşacaksak yandık, neden yalnız geliyorsun” diye bir de hesap soran doktoru gördüm.
Danıştığım bir sorun karşılığında, ”Sen kendindekini kanserden mi sayıyorsun, senden çok daha ağır vakalar var, kes sesini şükret haline, zaten tedbiren kemoterapi uyguluyoruz, sıkıldıysan bırakalım ya da al dosyanı, ister Ankara, ister İzmir’e git orada devam et, uğraştırma bizi” diyerek kolumdan tutup adeta fırlatarak odadan atan doktor gördüm.
Tetkik için parça almayı beceremeyerek, sorunlu bölgeyi paramparça eden, yine aşırı kanamaya sebep olan, ”Narkozun etkisi geçti, çok acı çekiyorum, dayanamayacağım” dememe rağmen, ”Sık biraz dişini” diyen doktor da gördüm. Ardından da, yine dışarıda bekleyenimi sorup parçanın götürülmesini isteyişine, ”Kimsem yok” yanıtıma, ”Kalk hemen götür, bekletme” diyen ve ayağa kalkmamla yere yığılmamın bir olmasına sebebiyet vererek, hâlâ durmayan kanama için, beni buz gibi odada, yine buz gibi soğuk üfleyen klima altına çıplak bir vaziyette yatırıp giden ve bir daha uğramayan doktor da gördüm. Saatlerce bağırarak yardım isteyişimi duymayıp ancak gecenin bir saati tesadüfen kapı önünden geçen bir temizlik elemanının görmesiyle haberdar olunup gelindiğinde de, ”Aa affedersiniz, unutmuşuz sizi” diyebilen doktor da gördüm!
Hastalarından MÜŞTERİ diye söz eden doktor gördüm!
Tacize yeltenen doktorlar gördüm!
Ve…
Ve daha neler gördüm, neler gördüm…

Perihan Reyhan Alkan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.