TEHLİKENİN HÂLÂ FARKINDA DEĞİL MİSİNİZ?
Tehlikede olan nedir?
Ben, sen, o, biz, siz, onlar!
Hâlâ farkında değimiyiz, değil misiniz, değiller mi neyin teklihede olduğunun?
Kayıp giden nedir elimizin altından?
Nereye götürülüyoruz?
Kılavuzumuz kim?
Hâlâ farkında değil miyiz gerçekten?
Karga o kılavuz, karga… Hem de leş kargası türünden…
Kılavuzu karga olanın burnu neden kurtulmaz demişlerdi atalarımız?
O pis koku da mı gelmiyor burunlarımıza?
Eğer; hâlâ farkında değilsek neyin tehlikede olduğunun, elimizin altında neyin kayıp gittiğinin, ört ki ; ölem!
Eğer; biz, hâlâ derin uykulardaysak vah bize! Vahlar bize!
Neydi bize verilen birinci görev?
Bağımsızlığımızı ve cumhuriyetimizi korumak ve savunmak mıydı?
“Evet!” mi? E! O zaman ne bekliyorsun kardeşim. Bir İspanyol kadar da mı olamıyorsun?
Çıksana dışarı! Doldursana sokakları bu cumhuriyet düşmanlarına, saltanat ve hilâfet sevdalılarına karşı!
Nedir biliyor musun elimizin altından kayıp giden?
Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti… Türkiye… Anlıyor musun? Türkiye…
20. YY ın dehası, o büyük Kurtarıcı ve Kurucu’nun sana koruman ve savunman için emanet ettiği bağımsızlığına ve cumhuriyetine göz koydular bunlar.
Bir fırsat daha var şimdi önünde bu bağımsızlık ve cumhuriyet düşmanlarına hadlerini bildirmen için.
1 Kasım 2015 günü kullanacaksın o fırsatı. En demokratik haklarından biri olan seçme hakkını kullanacaksın. Seçime katılma oranını bu kez % 100 e çıkararak hem de…
Bu; kendine solcu diyen, sosyaldemokrat diyen, demokrat diyen, laik diyen her seçmenin birincil görevidir. Onların oylarını bu görevin bilinci ve sorumluluğuyla kullanacaklarına inanmak istiyorum bu kez.
Bölünmeden, parçalanmadan, gerçekçi olacak ve oylarımızı bizi bu bağımsızlık ve cumhuriyet düşmanlarından kurtaracak en güçlü partiye vereceğiz bu kez oylarımızı.
Böyle yapmazsak bu saltanat ve hilâfet sevdalıları acımadan yıkacaklar cumhuriyetimizi.
Tehlike de bu!
Bilmem anlatabildim mi?
Hasan Arslan
