TEDBİR ALIN

ABONE OL
18:47 - 01/10/2020 18:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Bireyin can ve malını koruma, hakkına saygı gösterme Devletin görevidir. (Alman anayasası birinci maddesi)

 
Söz söyleme ve yazma sanatını çok iyi kullanan Dünya şairi cennet ve cehennemi aynı anda yaşanan Türkiye için söylemiş.
 
Şahane bir çevrede, güzel bir iklimde geçirdiğiniz emekli tatili birden kâbusa dönüşebiliyor. 8 Ekim 2013 tarihinde evimize kapıları kırarak giren hırsız veya hırsızlar dolabı da kırarak laptopumuzu çalıp, bütün bavul ve seyahat çantalardan elbise ve giysileri teker teker boşaltıp aramışlar.
 
Tatilimizi geçirdiğimiz sitede her yaz en az on onbeş eve giriliyor. İngilizler bu yüzden gettolar kuruyor, siteyi terk ediyor. Evlerin görünüşü demirli açık hava hapishanesi görünümünde. Biz de bütün pencereler demirli parmaklıklarla çevrildiğinden dolayı dikkatli davranıyor, ama korkmuyorduk. Önce kapı kepengini sonra camını kırmışlar. Altı sene önce yine laptopumuzu biz evde daha kalkmamıştık ki hırsız kapıp kaçmıştı. Buna rağmen tedbir alıp zengin kütüphaneyi kopyalamamıştık. En aşağı içinde 1000 fotoğraf yüklüydü. Dünya’ya açılan iletişim aleti bir defa daha gitmişti. Hırsızlar negatif ayrımcılık yapıyor, önce İngilizler sonra Avrupa’da yaşayanların evlerine giriliyor. Önyargı onlar sömürülmeye alışkın, nasıl olsa sigortalı. Sigorta alındığı fiyatı ödemediği gibi, psikolojik kaybı ödemiyor. İç yatak ve çocuk oda kapılarını hiç parmak izi bırakmadan kırabiliyor.
Geçmiş olsun, diye gelen komşuların hemen hemen hepsi hırsızlığı yaşayanlar, çok çeşitli hikâyeler anlatıyorlardı. Emniyette başlarına, gelenleri anlatarak tamamlıyor. Ancak bakan veya tanınmış hükümet üyesinin akrabası iseniz bulunur, diyorlar. Hırsızlık olayının akabinde rapor tutan, parmak izi alan üç polis çok iyi, bilinçli davrandılar. 10 Ekim 2013, Perşembe öğle saatinde rapor almaya gittiğimiz, laptopun makbuzunu verdiğimiz polisin davranışından ülkemizin insanları adına çok şaşırdık, çok üzüldük.
 
Raporu lütfen verip makbuzu aldı, yüzümüze bile bakmadan internette çalışmaya devam etti. Bahsettiğim Altınkum Polis Merkezi. Berlin adresimizi almıyorsunuz bulunursa bize nasıl ulaşacaksınız, deyince biz sizi buluruz, dedi. Adres kartını biz verince dosyaya iliştirdi. Ama vücut diliyle bu iş bitmişti. Altı yıl önce çalınan dizüstü bilgisayarımızla ilgili emniyetten hiç bir haber almadık. Almanya’da alıştığımız gibi bireyin haber alma hakkına riayet edilmiyor.
 
Yurtdışı Türklerinden kurulan CHP’deki avukat arkadaşlara tavsiyem alman anayasasının birinci maddesini Türkiye anayasasına alınması şart koşmalıdırlar.
 
Polis tedbir alın hanımefendi, diyor. Yazımın başlığı o polisin sözü. Yazdığı, söylediği söz için hüküm giymeden yıllarca gözaltında bulunan gazeteci, öğrenci ve yazarlara karşı cehennemi yaşatan devleti temsil eden, bireyin can ve mal güvenliğini sağlaması gerekirken hırsızı bulma için hiçbir gayret göstermiyor. Hırsızlar elini kolunu sallayarak geziyorlar. Bir simitçi bekçi bağırma deyince onu tehdit ediyor. Vatandaş boş ver, burası Türkiye kimi kime şikâyet edeceğiz, diyor ve sinesine çekiyor.
 
Avrupa’da sessizliğe alışan komşulara kulak tıpaçı tavsiye eden vatandaş Avrupa Konseyi’nin hazırladığı Türkiye’yi uyardığı gürültü haritasını merak bile etmiyor.
Namuslu, iyi terbiye görmüş insanların tedbir aldığı bir ülke. Deniz kenarında bir arabada sonuna kadar müziği kuvvetli açan vatandaşa karşı, sessizliğe gelmiş diğer vatandaş bu sıcakta arabasının kapı ve penceresini kapatıp terleyerek arabanın içinde tedbirini alıp, deniz manzarası seyrediyor.
Sonuna kadar açılmış ezan sesiyle CHP’den gelecek bir büyük için açılan kuvvetli müzik arasında kalınca Didim’de çarşıda işimi görürken kulaklarımı ellerimle kapatarak dolaştım. Uzun yıllar müzik dersi verdiğim için yalnız beni rahatsız ettiğini zannetmiyorum. Çok sayıda emekli öğretmenden ses kirliliği hakkında şikâyet duydum. Köşe yazarı arkadaşlarım gürültü sorununu sık sık dile getiriyor. Kirliliğin her türlüsü insan ruhunu da kirletir.
 
Sevgili okurlarım, Türkiye’de izin esnasında başınıza hırsızlık olayı geldiyse lütfen görüşlerinizi yorum olarak yazın. Kışın Avrupa’da yazın Türkiye’de geçiren komşular organize olmalıyız, diyor. Sesimizi yükseltmeliyiz, yurtdışı Türkleri sorumlu devlet dairesinde tanıdığınız biri varsa, lütfen bu yazıyı gönderiniz.
 
Keşan’da Ürek Oteli’nde duyduğum bir haberde hırsızlar bir yaşlı karıkocayı balkondan attı, adam hemen ölürken, kadın ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.
Can ve mal güvenliğimiz olmazsa, alman komşuları Türkiye’ye nasıl gönderip, tavsiye edeceğiz? Eşim alman olarak dostlarına nasıl içi sızlamadan turizm ülkesi diyebilecek?
Hoşça kalın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.