TATİL ÜLKESİ

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Tatil Ülkesi deyince Almanya’da yaşayan bilhassa birinci nesil için Türkiye akla gelir. Tatil bedenen ve ruhen dinlenmek demektir. Ama eğer bir aile akrabalarını ziyaret ediyorsa veya onlarla birlikte bir otelde deniz kenarında geçiriyorsa yorgun geri Almanya’ya geliyordu.

Dünya’da en fazla tatilini seyahat ederek, güneşe güneye Akdeniz’e giden Almanlarla birlikte sanki Almanya yazın boşalıyor diye düşünülürdü, bu tarihte kaldı.
İki Almanya’nın birleşmesinde ülkenin doğu bölümü betonlaşmadan, çok güzel yapı ve turist ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yenilendi. Deneyimlerden olumlu bir şekilde faydalanıldı. Böylece bu ülke turistik bir çekim merkezi haline geldi. Yalnız İsviçre ve Amerika ülkelerinden gelenlerin birinci tercihi değil, birçok ülkeden turist alan bir konuma geldi.
Daha Berlin havaalanına inmeden Türkiye’deki kargaşa ve gürültüden uzaklaşarak bir rahatlama, bir huzur hissediyor insan.
 
Hele gündüz iniyorsanız havadan görüntüler size, o şirin yemyeşil doğadaki küçük şirin köyler içinize hoş bir duygu veriyor. Oğlum küçükken Berlin’imize geldik, diye el çırpardı.
Arabayla gelirsek, son gecelediğimiz otel Çek Cumhuriyet’inde rahat ve derin bir uykuya dalarız. Zira kurallar ülkesine geldik. Dünya’da otoyollarında hız sınırı olmayan tek ülkedir Almanya. O zaman ortama uyarım, şoförün yanında yolcu olduğum için kitap ve gazete okumaya başlarım. Hatta okuduğum bazı konuları sürücü ile paylaşırım. Arada bir durup yol ücreti ödemek gibi bir sorun yok. İnsan unsuru gözetilerek verilen hizmet güven vericidir.
Her ne kadar Almanya sanayi yapılarını yurtdışına taşısa da, hâlâ dünyada sanayisi önde gelen bir ülkedir. Buna rağmen gezgin yolda yemyeşil bir tünelde adeta bir cennette geziyormuş gibi olur. Zira Türkiye’de birçok yerde görüldüğü gibi yol kenarlarına fabrika yapılmaz, kentlerin iç kısmında inşa edilmiştir, yollardan görülmez.
Hiçbir yerde çöp görüntüleriyle karşılaşmayan turist gerçekten dinlenir. Arabalardan korna sesi duyulmaz.
Büyük şehirlerde tiyatro, konsere gidilince müzik ve ses aşırı kuvvetle açılmaz. Barlarda kafelerde yüksek sesle konuşulmaz. Çevredeki insanlar rahatsız edilmez. Özürlülerin toplumda uyumu için gerekli her şey yerine getirilmiştir.
Kent kütüphanelerinde aradığınız her kitabı bulabilirsiniz. Cumhuriyet Gazetesi internette başlayana kadar kütüphane arşivine veriyordum. Gazete eskimez, tarih olur orada.
Müzeler ziyaretçilerine çeşitli etkinlikler de sunar. Hele bu yaz çok zengin programlar vardı.
İstasyonlar şehirlerin kalbidir, tren otobüsler dakikasında kalkar, turisti zamanında varacağı yere ulaştırır. Otel fiyatları sınıf ve ödeme gücüne orantılıdır.
Alışverişte, restoran, otel ve daha başka alanlarda harcama yapan turist kazıklanma diye bir kuruntuya düşmez. Fethiye’de bir restoranın önünde burada kazık atılmaz, diye Almanca yazma ihtiyacı duymuşlar. Almanya’da ise iyi ile kötüyü ayırma zorunluğu tatil ihtiyacı ile karışıp, huzur bozmaz.
Doğa güzellikleri ile çekim merkezidir. Doğada yürüyüş yapma, yüzme, çadır kurma yani ne yaparsanız yapın güvenli bir ülkede olduğunuz hissi hep içinizde sizi takip eder.
İşleyen demokrasi kurallara dayalıdır, şahıslara bağlı değildir. Seçilen politikacılar halkından uzaklaşmaz. Bireylerin problem ve çözüm önerilerini dikkate alır ve raporunu ona göre yazar, mecliste ona göre çalışmasını yürütür. Vatandaş her seçimden sonra değişen kurallarla karşı karşıya getirilmez.
Devlet memuru öğretmen dahi sendikasına üye olabilir. Her kuruluşun sendikası vardır. Günlük yaşamın her alanına demokratik haklar girmiştir. Güvenli yaşam alanı bu ülkeyi ziyaret edene de yansır.
Emekli olan birinci nesil uzun süre yazın Türkiye’de kalıyordu. Türkiye’de bulamadığı hak ve özgürlüğü Almanya’da buluyor ve artık uzun emekli yaz tatilini burada geçirmeye başladılar.
Her ayın ilk Cuma günü toplanan emekli öğretmenlerin bir bölümü bu Ağustos ayını Berlin’de geçiriyor. Toplantılar organize eden Nurhayat Kopar ve beş Arkadaşı bu ay toplanmayalım kimse Berlin’de değildir, deyince protest geldi. Artık birinci nesilde tatilinin uzun bir kısmını kurallar ülkesinde geçiriyor. Buna torunların burada olması ilâve ediliyor. Halime Bayam torunundan doğan bebeğin resmini gösterirken çok mutlu idi. Yüzündeki kırışıklıklar bana keşke ressam olsaydım dedirtti. Yüzü adeta bir harita gibiydi. Yaşadım, tek başıma başardım diyordu. Başarısını bundan sonraki gelecek nesillere verdiğini haykırıyordu adeta, dördüncü nesile ulaşmıştı.
Tatil Ülkesi Almanya yazısını Cumhuriyet Gazetesi’nde Turgay Fişekçi şöyle sorarak bitiriyor:
”Bu ülkede çalışmaya gitmiş sayıları üç milyonu bulan yurttaşlarımızın emekliliklerinde ülkelerine geri dönmeyip, kültürlerine yabancı yerde kalmak istemelerinin temel nedenlerinden biri de burada kendi ülkelerinde bulamadıkları hak ve özgürlükler içinde yaşama istekleri değil midir?”
Turgay Bey, alman kültürü bize elli senedir yabancı ise, bu işte bir terslik var.
Ayrıca alman kültürünün Türk kültürüne yabancı olmadığını anlamak için Türkiye’de okul sistemini Mustafa Kemal Atatürk’ün alman bilim insanlarıyla kurduğunu hatırlamak yeterlidir. Bu konuda iktisat tarihçisi Meral Avcı’nın çok etraflı Eğitimimizde Almanların Rolü yazısını okumakta fayda var.
Eşim İzmir’de göz ameliyatı olmak zorunda kaldığında çok kötü hisse kapıldım. Yüklü bir parayı önden ödemek zorunda kaldık.
Almanya’da hastane doğrudan hastalık sigortası ile ilişki kuruyor.
Çok pahalı olmayan doktor ziyaretlerinde özel sigortalılara altı hafta müddet veriliyor.
Hasta, sigortasından para aldıktan sonra ödemiş oluyor, kaçkınca gibi değil.
Turist Berlin’den İstanbul’a gitmeden en güzel Türk kahvesini
Berlin-Kreuzberg’te içebilir. Adenauer-Platz’da Güney Amerika’ya gitmeye gerek kalmadan Brezilya mutfağını tanır, Samba dansını göz kamaştıran dansözler eşliğinde izleyebilir.
Böhmen Köyü’nü Berlin-Neukölln’de, Karibik’i Berlin-Mitte ilçesinde, en güzel Çin Bahçesi’ni Berlin-Marzahn’da yaşamak görmek mümkündür. Üççeyrek saatte o ilçelere otobüs, trenle ulaşılır. Otobüs şirketi (BVG) araba kiralamada kolaylık sağlar.
Almanya’yı negatif yüzünden, güzel yüzüne çevirmemizi ve tatil ülkesi olarak görmemiz sağlığımıza çok iyi bir etki yapacaktır. Bazı dernekler bunu zaten keşfetti, başkentimizde grup gezileri düzenliyorlar.
Bu yazımla Batı-Avrupalı Türklerin dikkatini tatil ülkesi Almanya’ya ve tatil kıtası Avrupa’ya çekebildiysem, var olanı göz önüne çıkartmış oldum.
Ayrıca bu yazım Türkiye’de turizmle uğraşanlara bir çağrı olmalıdır. Türk Alman Vakfı (TAVAK) araştırmasına göre 2011 yıllında yurtdışı Türkü ortalama € 1000.-, bir Avrupa turisti ise € 600.- Türkiye’de bıraktı. Ama yurtdışı Türklerini kazanmak için tek bir söz bile işitmedim, okumadım. En azından Didim’de böyle bir çaba görmedim, şahit olmadım.
Hoşça kalın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.